Türkiye işçi sınıfına selâm/ Selâm yaratana! / Tohumların tohumuna, serpilip gelişene/ selam! / Bütün yemişler dallarınızdadır. / Beklenen günler, güzel günlerimiz/ ellerinizdedir, / haklı günler, büyük günler, / gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde/ aç yatılmayan, / ekmek, gül ve hürriyet günleri.

(Nazım Hikmet)

1 Mayıs, 1886’dan beri tüm dünya emekçileri tarafından yığınsal olarak kutlanır. Aşağı yukarı 100 yıldan fazla bir zamandır işçiler istemlerini, özlemlerini topluca meydanlarda dile getirir. Bizde de Osmanlı dönemi dâhil, günümüze kadar hep kutlana gelmiştir.

1975’e kadar “ Bahar Bayramı “ olarak kutlanırdı ve o gün tatildi. İlk kez 1975’de yığınsal olarak Taksim Meydanı'nda kutlandı. 1 Mayıs kutlamaları zaman zaman çatışmalı bir şekilde sürdü. 1977 kutlamalarında onlarca yurttaş öldürüldü. Bu barışçı bir gösteriye yapılan saldırıydı. İşçi sınıfı başta olmak üzere emekçi sınıflar bu katliamı hiç unutmaz.

1 Mayıs sadece bu günle sınırlı değildir. İşçiler, emekçiler 1 Mayıs'ta yaşarken karşılaştıkları güçlükleri hep birlikte anlatma olanağına kavuşur. İşçilerin ve diğer emekçi katmanların ellerindeki yazıları okuduğunuzda yaşadıkları sorunları anlayabilirsiniz. Ellerinde taşıdıkları büyük harflerle yazılmış yazılar, sorunlarının bir özeti gibidir.

Meydanlarda işçiler sendikalarıyla, köylüler kooperatifleriyle, gençler dernekleriyle, kamu çalışanları kendi sendikalarıyla, esnaflar da kendi kuruluşlarıyla temsil edilir. Sağlık çalışanları, teknik elemanlar, işsizler, toplumun tüm rahatsız olan kesimleri bu barışçı gösteriye katılır. Üstelik 1 Mayıs günü tatildir; bu işçi sınıfının ve emekçilerin mücadele ede ede elde ettikleri bir kazanımdır.

Meydanlarda yaşadıkları sorunları yüksek sesle haykırmak, daha güzel bir dünyanın özlemini dile getirmek emeği ve alın teriyle geçinenlerin gücüne güç katmaktadır. Yalnız örgütlü kesimler değil, 1 Mayıs'ın anlam ve önemini kavrayan tüm kesimler yürüyüş kolunda ve meydanlarda yerini alır. Emekçi sınıfın temsilcileri kendi istemlerini kürsüden yüksek sesle topluma duyurur.

2020’de 1 Mayıs, Kovid-19 salgını nedeniyle belli ki, meydanlarda olmayacak insanlar. Alanlarda olmasa da bulunduğu her yerde, işçi sınıfının bu büyük bayramı kutlanacak. Korona virüs salgını işçi sınıfı ve emekçileri zorlu günler geçirmesine neden oluyor. Yalnız bizim ülkemizde değil, tüm dünyada küresel düzeyde sağlık sorunları yaşanmaktadır. Çin'de başlayan salgın kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. Şu anda dünyada toplam bu hastalıktan ölenlerin sayısı 50 bini geçti.

Kovid-19 salgını her kesimden insanı vurdu. Emekçiler bu hastalıktan daha çok etkilendi. Çünkü onlar evde kalamayanlardan, karantinaya dahil edilemedi. Dünyanın en zengin ülkeleri bir korona virüsün hakkından gelemedi. Uzayda uydular dolaştıran, yıldızlara göz diken ülkeler Kovid-19 salgını karşısında şaşkına döndü.

Kamu sağlığına önem verilmezse, sağlık alınır satılır hâle getirilirse her yerde olabilir. Hep başkalarının yüzünden oldu demek, sağlık sorunları karşısında kaçıştan başka bir şey değildir. Ortak önlemler alınarak, kaynaklar ayırarak sorunun üstesinde gelinebilir. Sağlık tüm insanları kapsayan koruyucu önlemlere dahil edilirse sonuç alıcı çözümlere gidilebilir. Çin ve Küba bu salgın karşısında dünyaya örnek olmaya çalışıyor.

Bu ülkeler İtalya'ya sağlıkçılarıyla ve tıp malzemeleriyle geldiler. Bu, salgın karşısında uluslararası bir insanlık dayanışmasıdır. O günler hiçbir ülke İtalya'ya yardıma yanaşmamıştı. Kovid-19 salgınıyla birlikte hem ülkemizde, hem de dünyada çalışanların sırtındaki yük daha da arttı. 2018’den beri kapitalizmin krizi devam ediyordu, salgın krizi daha da derinleştirdi.

Salgınla birlikte milyonlarca insan işsiz kaldı. Birçok fabrika işçilerini ücretsiz izne çıkardı. Gazetelerin ve basın yayın kuruluşlarının bildirdiklerine göre 150 bin işyeri kapanmış. Ekonominin daha da daralacağı söyleniyor. İşten çıkarılanlar, ücretsiz izne ayrılanlar büyük sıkıntılarla karşı karşıyalar. İşsiz olanların sorunları daha katlanılamayacak durumda.  Gençlerimiz üniversiteyi bitirmelerine karşın işsiz. İşsizler ve psikolojik bunalımlarla boğuşuyorlar.

Kovid-19 salgını tüm dünyanın gözleri önüne sağlık sorununu getirdi. İnsanlık bu sorunla küresel ölçekte karşılaştı. Kapitalizm sağlığı özelleştirerek kamu sağlığını önemsizleştirdi. Parası olanlar sağlıktan yararlanabilir hâle getirilince, geniş kesimlerin sağlığı görülmez oldu. İnsanların çoğunluğu sosyal güvenlikten yoksun olunca, sağlık sorunlarına yanıt veremez duruma geldi. Bunlar kapitalizmin biriktirdiği sorunlar.

Kapitalizmin kriziyle birlikte salgından sonra ABD’de 26 milyon insan işinden olmuş. Bunlar günlük sorunlarını gideremeyecekleri gibi, sağlık sorunları da çözümsüz hâle gelir. Bizde de milyonlarca insan sosyal güvenceden yoksun. Yanı başımızda bulunan bizim insanlarımızda benzer sorunlarla karşı karşıya. Sosyal devletten uzaklaşıp, sağlıktan kısıntıya giderseniz olacağı bu. Çalışan geniş kesimler açısından sağlık, eğitim ve sosyal güvenliğin parasız olması yaşamsal değerdedir.

Kamu sağlığına önem verilseydi, koruyucu sağlık hizmetleri geliştirilseydi ülkemizde ve dünyada daha kolay çözülebilirdi. Bilim insanlarının anlattıklarına göre 15 gün karantina ile sorun geriletilebilirmiş. Tabiî çalışanların ücretlerini de vermek koşuluyla. Koruyucu sağlık geliştirilmeden sağlık sorunlarının üstesinden gelinemeyeceği belli oldu. Kapitalizmin tercihi koruyucu sağlık değil, onlar ancak insanlar hasta olduktan sonra tedavi yoluna gidiyor. Çünkü onların öncelikleri kâr.

İşçi sınıfının, emekçilerin dağ gibi birikmiş sorunlarını çözmek kapitalizm koşullarında zor. Kapitalizmin dışında başka bir dünya arayışına girmek gerekiyor. İşçi sınıfı, emekçiler, çalışanlar savaşsız ve sömürüsüz bir dünyayı yeniden düşünecek, başka yol görünmüyor.

1 Mayıs aynı zamanda savaşın, sömürünün, baskının olmadığı bir dünyanın arayışıdır. Daha güzel bir dünya hayal edebilmeli insanlar. İnsanların hayal dünyaları sınırlanırsa, sorunlar katmerlenerek artar. Başta ülkemiz olmak üzere tüm dünya emekçileri savaşsız, sömürüsüz, baskısız ve sağlık sorunları çözülme yoluna girmiş bir dünya arayışı içinde.

Yaşasın işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü!...