42 bin 674 hektarlık alanı, akarsu kaynakları, bölgeye özgü canlıları, endemik bitki türleri ve örtüsü ile eşsiz değere sahip Munzur Vadisi Milli Parkı’nda bayram nedeniyle insan ve araç yoğunluğu yaşanıyor. Çevreciler, araç ve insan baskısından dolayı yaban ile su kaynaklarının zarar gördüğünü belirterek tepki gösterdi.

1971 yılında milli park ilan edilen ve Türkiye’nin en büyük ikinci milli parkı olan Munzur Vadisi, 42 bin 674 hektarlık alanda zengin akarsu kaynakları, endemik bitki örtüsü ve nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan birçok yaban hayvanına ev sahipliği yapıyor. Uluslararası Bern sözleşmesiyle korunan parka Kurban Bayramı tatili fırsat bilenler, vadilere akın etti. Bazı ziyaretçiler tarafından doğaya atılan çöpler, milli park sahasında yasak olmasına rağmen yakılan ateşler ve kurulan çadırlara kentteki çevreciler tepki gösterdi.

‘ARAÇ VE İNSAN YOĞUNLUĞUNDAN DOLAYI YABAN KEÇİLERİ SU İÇMEYE İNEMİYOR’

Munzur Vadisi Milli Parkı’nda var olan korunması gereken yaban keçilerinin insan ve araç etkileşiminden dolayı Munzur nehrinde su içemediğini belirten avukat Barış Yıldırım,” Burası Munzur Vadisi Milli Parkı’nın giriş noktası. Milli Park buradan başlıyor ve 42 bin hektarlık bir sahada habitat buluyor. Burası Türkiye Cumhuriyet’i sınırları içerisinde bulunan 45 milli parktan bir tanesi fakat gerek fauna gerek flora türleri itibariyle dünya ölçeğinde bir milli park. Mutlak koruma zonunda olmasına rağmen maalesef gördüğünüz üzere yoğun bir insan ve araç etkileşimi var. Tam bu noktada Milli Parkın girişinde resmi görevlilerin bulunması gerekiyor. Türkiye’de ve Dünyada ki tüm milli parkların korunması için mutlak suretle görevliler gerekli kontrolleri yaparlar. Fakat buraya gelişi güzel bir şekilde herkes girip çıkıyor. Bu durum buradaki yaban hayatı ekolojisinin tahrip olmasına yol açıyor. Biraz daha ileri gidildiğinde ülkemizin taraf olduğu Avrupa’nın yaşam alanlarını koruma sözleşmesi olan Bern Sözleşmesi’ne göre kesin koruma altında olan yaban keçileri araç trafiğinden dolayı su içmeye inemiyorlar. Karayolu boyunca koruma altında olan Su Samurları araç çarpması neticesinde hayatlarını kaybediyorlar. Bölgede koruma altında olan ayı, vaşak türleri araç çarpmasından dolayı telef oluyor. Böyle bir milli park yönetimi olmaz” dedi.

‘BURASI KAMP ALANI DEĞİL YABAN HAYATININ EVİDİR’

Son zamanlarda ilde artan ayı saldırılarını hatırlatan avukat Barış Yıldırım, insanlar yaban hayatının var olduğu alanlarda yaban hayatını tehdit ederse bu vakaların artacağını belirterek şu ifadelere yer verdi;

 “Biz buradan Tarım ve Orman Bakanına sesleniyoruz; bu milli parkın mutlaka korunması gerekiyor. Yakın bir zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanımız sayın Murat Kurum, ilimize gelerek açıklama yaptı. Açıklamasında da Munzur Vadisi Milli Parkı ile Pülümür Vadisi’nin kesin korunacağını ilan etti ve şuan çalışmalarda bu doğrultuda devam ediyor. Kesin korunacak hassas alan Türkiye Cumhuriyet’i mevzuatında ki en üstün doğa koruma statüsüdür. Bir yandan bu yaklaşımı ortaya koyup bir yandan korumamak hukuk ve vicdanla bağdaşılamaz.  Yaban hayatı ekolojisini insan etkileşimine açmak, insanların buraya kolayca girişini serbest bırakmak gerçekten hukuka bir tarafa bırakalım vicdana da aykırı. Adı üzerinde milli park bir ülkenin ulusal değeridir, en az bayrak kadar ülkenin tarihi kadar, milli marşı kadar kıymetlidir. Dolayısıyla ulusal bir değerin, ulusal kıymete yakışır şekilde korunması gerekir. Fakat biz burada 365 gün aksini görüyoruz. İnsan ve araç etkileşimi yoğun bir şekilde etkileşimine tanıklık ediyoruz. Alabalık avlanıyor, alabalığı avlamak yasak fakat yasak olmasına rağmen yüzlerce kişi alabalık avlıyor, insanlar her tarafı kolayca plaj olarak kullanıyor. İnsanlar her yerde kolayca piknik yapıyorlar, yasak olmasına rağmen ağaçları keserek kamp yapıyor. Burası yaban hayatının evidir, kamp alanı değildir. Son birkaç gündür ilçelerimizde ayı saldırıları oluyor. Yaban hayatı ekolojisinin habitatlarının içerisine girerseniz, bunlar olur. Kimi canlılar kendini koruyabiliyor ama çoğu koruyamıyor. Bu trafik bu şekilde devam ederse, tüm canlılar telef olacak. Gerekli önlemlerin alınması çağrısını yapıyoruz, gerekli önlemler alınmazsa gerek idari gerekte adli tüm girişimlerde bulunacağız”