İSTANBUL (AA) - ING Türkiye, kentsel yerleşim bölgelerinde yaşayan yetişkin bireylerin tasarruf eğilimlerini izlemek amacıyla 2011 yılından bu yana IPSOS iş birliğiyle gerçekleştirdiği Türkiye'nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması'nın (TTEA) 2022 yılı ilk çeyrek sonuçlarını açıkladı.Bankadan yapılan açıklamaya göre, Türkiye'nin lider tasarruf bankası olma vizyonuyla faaliyet gösteren ING Türkiye'nin araştırmasına göre, tasarruf sahipliği oranı yüzde 18,7 olurken, 2020 yılının 4. çeyreğinden bu yana tasarruf yapan bireylerin oranında artış trendi gözlemlendi.Tasarruf yapma gerekçeleri arasında "geleceğe yatırım" unsuru ilk sırada belirtilirken, yılın ilk çeyreğinde bu gerekçe bir önceki döneme göre 5 puan artarak yüzde 55'e ulaştı.Tasarrufu olanların tasarruf aracı tercihlerinde bakıldığında; 2022 birinci çeyrekte yastık altı altın ve nakit, geçtiğimiz döneme göre 2 puan gerileyerek yüzde 21'e indi.Araştırmaya göre sistem içi altın ve bireysel emeklilik fonları yüzde 16 ile tasarruf araçları tercihlerinde ikinci sırayı paylaşırken, bu araçları yüzde 12 ile TL Vadeli Hesap ve yüzde 11 ile Döviz Vadeli Hesap takip etti. Kripto para ise 2022 yılı ilk çeyreğinde bir önceki döneme göre 1 puanlık artış ile yüzde 10 seviyesine ulaştı.Araştırma kapsamında katılımcıların bütçe takibi, finansal sorumluluk, bankacılık hizmetlerinin kullanımı, yatırım ürünleri konusundaki bilgileri ve hanede alışveriş konuları da incelendi. Finansal sorumluluk konusunda hanelerin yüzde 82'sinde erkeklerin finansal kararlardan paylaşımlı olarak sorumlu olduğu görülürken, kadınlarda ise bu oran yüzde 41. Araştırmada bankacılık hizmeti alanların oranı toplamda yüzde 64 olarak tespit edilirken, erkeklerde bu oran yüzde 80'e ulaşıyor.Kadınlarda ise bu oran yüzde 48. Araştırmaya katılan ve bankacılık hizmeti alanların yüzde 85'i ise internet ya da mobil bankacılığı kullandığını söylüyor. Erkeklerde yüzde 60 ile kredi kartı kullanımı daha yüksekken, kadınların yüzde 85'i nakit ödemeyi tercih ediyor.- Her 3 kişiden 2'si yatırım ve birikim ürünleri konusunda yeterince bilgili değilAraştırma sonuçlarına göre, bankacılık hizmeti alanların yüzde 66'sı yatırım ve birikim ürünleri konusunda bilgili değil ya da bu ürünleri biraz biliyor. Bu ürünleri bildiğini ve çok iyi bildiğini söyleyenlerin oranı ise yüzde 34. Araştırmaya göre ayrıca, toplumda her 4 kişiden biri hiçbir zaman bütçe takibi yapmıyor ya da nadiren yapıyor.Açıklamada görüşlerine yer verilen ING Türkiye Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ozan Kırmızı, yatırım ve birikim konusunda genel olarak bilgi düzeyinin yüksek olmamasının, finansal okuryazarlık alanında farkındalığın artırılması gerektiğini bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.Dijital bankacılığa yönelimin ise tasarrufu destekleyici ürün ve hizmetleri geliştirirken dijital kanalları entegre etmenin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini aktaran Kırmızı, "Bu noktadan hareketle, müşterilerimize Cebimdeki Danışman hizmetimiz ile yatırım, birikim, sigorta ve kredi ile ilgili konularda ve görece daha karmaşık işlemlerde ING'li uzmanlarla görüntülü görüşme gerçekleştirerek yüz yüze bilgi ve destek alma imkanı sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.Kırmızı, bu yılın en çok tercih edilen ürünlerden biri olan Kur Korumalı hesaplar ile şubat ayından bu yana Cebimdeki Danışman üzerinden 1 milyar TL'nin üzerinde hacim yaratıldığını belirterek şunları kaydetti:"Bununla beraber 11 yıla yakın bir süredir vade derdi olmadan birikim yapma imkanı sağlayan e-Turuncu Hesap ile milyonlarca kişinin büyük küçük demeden tasarruf yapmasına imkan sağlıyoruz ve alışverişlerde küsuratlı ödemelerin üstü ile birikim yapmayı kolaylaştıran 'Koy Kenara' özelliği gibi yeniliklerimizle müşterilerimizi tasarrufa teşvik ediyoruz. Ayrıca, Para Mevzuları video serilerimiz ile finansal okuryazarlığa katkı sağlıyoruz. Araştırmada ayrıca kadınların erkeklere göre bankacılık hizmetlerini daha az kullanması ve hanelerin sadece yüzde 41'inde kadınların finansal kararlardan paylaşımlı olarak sorumlu olması da dikkat çeken sonuçlar arasında. Bu sonuçlar bize kadınların çalışma hayatına kazandırılmasının ve kadın işgücü oranlarının yükseltilmesinin önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor."