HUKUK DEVLETİNDE
    Bir okurum geldi. ‘Hocam, sizin, hukuk devletinin tanımını, hukuk devletinin kurallarını, evrensel hukuk kurallarını, bilen bir olduğunuzu düşünerek size anlatmaya geldim’ dedi. Gülerek, “yanlış yere geldiniz. Ben hukukçu değilim. 30yıl öğretmenlik yaptım.24 yıldır da gazetecilik yapıyorum.” “Olsun. Hukukçu olmasanız da, uzun yıllar hukuk devletinde bir eğitimci olarak yaşayan birisiniz. Hukuk kurallarını bilirsiniz” dedi.
   Anlattı. “Ben, geçmişte, oğlumdan habersiz, oğlumun katılmadığı bir suç, işlemiş olursam, oğlum, bu suçun ortağı olur mu? Suçu işleyen benim. Bir ceza verilecekse bana verilecektir. Bildiğim kadarı ile hukuk devletinde, suç şahsidir. Bu suça aile bireyleri, dâhil edilemez. Suçu işleyen cezasını çekecektir. Yakınları da olsa onlar masumdur. Suçsuzdur. Bırakın hukuk devletlerini, Hukuk devleti olmayan devletlerde de muhakkak bu böyledir. Bütün dinlerde de, bu böyledir.  90 yıllık, hukuk devletimizde de bu evrensel hukuk kuralları uygulanmıştır. Geçmişte suç olmayan bir eylemimden dolayı yargılanmadığım halde, adli makamlar tarafından herhangi bir cezaya çarptırılmadığım halde, güvenlik sicilimde suçlu şüpheli görülmekteyim.  Oğlumun devlet katındaki bir işine engel gösterilmiş. “Senin baban geçmişte bunu yapmış. Bu iş olmaz” diyorlarmış. Benim oğlumun ne günahı var. Benim katıldığım, üstelik barışçıl, suç olmayan eylemde, oğlum yoktu ki” diyerek büyük bir tepkiyle, “Hukuk, adalet, devleti yücelten en büyük değerlerdir. Bu değerlerin titizlikle korunması gerekirken, Devletimizi, bu değerlerden yoksun bırakmaya kimsenin, özellikle de devlet görevlisinin hakkı yoktur” dedi.
    Daha öncede bu köşede, evrensel hukuk değerlerinin, insan haklarının, farklılıkların, hukuk devletlerini, hukuk devleti yapan, zenginleştiren, yücelten, en büyük en öncelikli değerler olduğunu dile getirmiştim. Çünkü bu değerler, zengin yoksul, alt üst tabaka, torpilli, torpilsiz, siyah beyaz, şu dinden bu dinden ayırımı yapmadan bütün insanlığı kapsayan değerlerdir. Bu değerlerin korunmasının, hukuk devletleri için, herkes için, önemli olduğunu vurgulamıştım.
    Bir başka okurum, dert yanmıştı. “DERSİM küçük bir kent. Hemen herkes birbirini tanıdığı gibi hemen herkesin birbiri ile yakınlığı akrabalığı dostluğu vardır. Ayrıca çağdaş aydın bir kent olmasına rağmen feodal aşiret ilişkisi yakınlığı vardır. Alevi inancının örf, adet, gelenekleri vardır. Bu sosyal yapıda insanlar, iyi günde kötü günde, farklılıkları bir yana iterek, birbirlerine destek olurlar. Cenazelerde, düğünlerde bir araya gelirler. Sevinçleri, acıları paylaşırlar. Hangi siyasi görüşten olursa olsun. Hangi eylemin sorumlusu olursa olsun yakınları, dostları, komşuları, tanıdıkları inançları, gelenekleri gereği, onları o acılı günlerde, yalnız bırakmazlar. Cenazelerine katılırlar. Cenazeye katıldıkları için onları suçlamak, suçlu göstermek, hiçbir hukuk devletinde yapılmadığı gibi, insan vicdanında da yapılamaz. Ne var ki hukuk devleti ülkemizde, bu evrensel hukuk kuralı göz ardı edilmektedir. Cenazeye katılanlar, fotoğraflarla, kameralarla tespit edilip, şüpheli suçlu muamelesi görmektedirler. Daha önce de sıkıyönetim, olağanüstü yönetimlerini de yaşadık. O zamanda terör çatışmalarında öldürülenlerin tanıdık cenazelerine katılırdık. Cenazelere katıldıkları gerekçesiyle kimseye suçlu muamelesi yapılmazdı” diyerek, bir yakın dostunun cenazesine katıldığı için gözaltına alındığını söyledi.
   Okurumun, DERSİM halkı için söylediklerine ben de katılmıştım. DERSİM Halkı, farklılıkları dikkate almadan, ayrım yapmadan, iyi günde kötü günde, birbirinin yanında olmuş. Birbirinin acılarını, sevinçlerini paylaşmış, birbirine destek olmuş bir halktır. Bu bir insanlık kültürüdür. Alevi inanç, Kültürüdür. Bunun en güzel örneğini ben yaşamıştım. Genç yaşındaki oğlumu kaybetmiştim. DERSİM’DE, yalnız bir aile idik. Aşiretim, akrabam yoktu. Tanısınlar tanımasınlar bütün DERSİM Halkı, cenazede, sonrasında, acımızı paylaşmış, yanımızda olmuşlardı. Bizi yalnız bırakmamışlardı. Bu DERSİM Halkının ne kadar büyük insanlık değerlerine sahip olduğunun örneğiydi.
    Belediye tarafından işten atılan,3 çocuğu yüksekokullarda okuyan yoksul, birine sordum. “Suçun neydi seni işten attılar.” Gözlerini kıstı, üzüntülü bir halde önüne bakarak, “önceki belediyenin çalışanı olarak, basın açıklamalarına, gösterilere, katıldığım için işten atıldım” dedi.
   Adam, demokrasilerde, hukuk devletlerinde olması gereken, suç sayılmayan yasal bir eyleminden dolayı suçlu sayılmış. İşinden atılmıştı. Olağanüstü yönetimlerde de olsa, bu hukuk devletinin kurallarına, büyüklüğüne yakışmaz. Barışa, birlik ve bütünlüğe hizmet etmez.
    Devletin olanakları bütün vatandaşları içindir. Bir hukuk devleti, “Senin yakının akraban, eşin, annen baban şüphelidir. Onun için sen de şüpheli sayılırsın. Sana iş vermeyiz. Seni devlet olanaklarından yararlandırmayız” diyebilir mi? Hukuk devleti, bunu demez. Devlet, vatandaşını, şüphelidir diye, vatandaşlık görevlerini yerine getirmemesine vergi vermemesine, askerlik yapmamasına, izin verebilir mi? Vermez.
 Hukuk devletinde hakkı olan, vatandaş, hakkını alabilmelidir. Hiç bir hukuk devletinde, insanlar, yakınlarından dolayı, cezalandırılamazlar.
    Sayın Cumhurbaşkanımızın, “bir hukuk devletiyiz” ifadesinde, hukuk devleti, bir ülkede, evrensel hukuk kurallarına bağlı, tek düşüncenin, tek inancın, değil, onu yücelten, zenginleştiren, bütün farklılıkların, bütün vatandaşlarının, devletidir.
    Bir baba, yaramaz da olsa, farklı da olsa, çocuğundan nasıl vazgeçmezse, ayrım yapmazsa, devlet baba da bir baba gibi farklı da olsa, yaramaz da olsa vatandaşından vazgeçmemeli, korumalıdır.
    Hukuk devletin tanımı budur.

 YİNE BİRİNCİYİZ

   Ülke çapında düzenlenen, TEMEL EĞTİMDEN ORTA EĞİTİME GEÇİŞ (TEOG) sınavında yıllardır, yarış ipini önde göğüsleyen TUNCELİ, bu yıl da yarış ipini önde göğüsledi.

    Yarışta sorulan 120 sorunun tamamını cevaplandıran 17 çocuğumuz, bir kez daha TUNCELİ’NİN eğitimdeki başarısını, farklılığını ispatladılar.

   Sayın Valimizin açıkladığına göre, 6 dersin Türkiye ortalaması 67,55 iken Tunceli ortalaması 78,78 imiş. Bakanlık açıklamasa da aradaki 11,23 puan farkıyla Tunceli birinci olmuştur.

   Yerli öğretmenlerin eğitiminde, klasik doğu kültüründen farklı, aydın Tunceli halkının farklılığını dile getiren Sayın Valimiz, başarıda payı olan öğrencileri ödüllendirirken, bu başarı da, payı olan öğrenci velileri ile öğretmenleri, (unutulmasın ki bu başarıda, uzun yıllar öğretmenlik mesleğini başarı ile sürdürmüş. Şimdilerde mesleklerinden ihraç edilmiş öğretmenlerin de payı vardır) kutlamıştır.

    Tunceli Halkını, sevindiren onurlandıran bu şampiyon kahramanları tebrik tanıtma, toplantısına, Valilik Makamı sadece istedikleri gazetecileri çağırdıklarından, çağrılmayan biz gazeteciler, bu sevindirici tabloda yer alamadık.

   Küçük kahramanların elini sıkıp tebrik edemedik. Yaşadıkları sevinci, gururu paylaşamadık.

    Olsun. Yine de çok sevinçliyiz. Uzaktan da olsa onları kutluyoruz.  

  
    Fikri TAŞ