GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - Sahra hastanesinin havdan görüntülenmesi - Hatay 112 Acil Sağlık Hizmetleri Başhekim Yardımcısı Doktor Mehmet Tuncay Çimen ile röportaj - Acil tıp teknisyeni Gülşah Atasoy ile röportaj - Hatay Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) görevlisi Mithat Türkmen ile röportaj - Sahra hastanesi - Sahra hastanesi personelinin rutin işleyişi Depremzede sağlık çalışanları afet bölgesinde mesaisini sürdürüyor - Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkımın en çok yaşandığı Hatay'da kimi akrabasını kimi mesai arkadaşını kimi de evini kaybeden sağlık çalışanları, acılarını bir kenara bırakıp yaralıların tedavisi için çabalıyor - Doktor Mehmet Tuncay Çimen: - "Yaşanılan her şeye rağmen sahadayız, sahada olmak zorundayız. Kaybettiğimiz arkadaşımız çok. Buna rağmen çalışmaya devam ettik" HATAY (AA) - EMRAH GÖKMEN - Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkımın en çok yaşandığı Hatay'da görevli sağlık çalışanları, acılarını yüreklerine gömüp afet bölgesinde mesaisini sürdürüyor. Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 6 Şubat'taki depremlerde kimi akrabasını kimi çalışma arkadaşını kimi de evini kaybeden sağlıkçılar, yaşadıkları şokun hemen ardından acılarını bir kenara bırakıp afetzedelere müdahale etmek için sahaya indi. Eşyalarını hatta kıyafetlerini bile büyük afette kaybeden sağlık çalışanları, deprem bölgesinde görevlerini en iyi şekilde yapmaya gayret ediyor. 14 Mart Tıp Bayramı'na buruk giren sağlık çalışanları, yaralıların sağlığına kavuşması çaba sarf ediyor. Hatay 112 Acil Sağlık Hizmetleri Başhekim Yardımcısı Dr. Mehmet Tuncay Çimen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, evinde yakalandığı depremin ardından ailesini güvenli bir bölgeye aldıktan sonra komuta kontrol merkezine geçtiğini söyledi. Depremde komuta kontrol merkezinin yıkıldığını anlatan Çimen, mobil araçta kurulan sistemle hemen olaya müdahale etmek için ekiplerle koşturduklarını belirtti. Halen deprem gecesi yaşadıklarının etkisinde olduğunu ifade eden Çimen, şöyle konuştu: "Olayı idrak etmeye çalışıyordum. O ana kadar yıkım yok zannediyordum. Daha sonrasında telsiz anonsunda arkadaşlar, 'Antakya Devlet Hastanesi yıkıldı, buraya hasta getirmeyin.' deyince 'Eyvah' deyip ellerimi başımın arasına koydum ve 'Tamam, yıkımın şiddeti çok büyük.' dedim. Yaşanan her şeye rağmen sahadayız, sahada olmak zorundayız. Kaybettiğimiz arkadaşımız çok. Buna rağmen çalışmaya devam ettik. Hatay'ın bize ihtiyacı var." - Depremde yaralanan oğlunu 3 gün sonra gördü Acil tıp teknisyeni Gülşah Atasoy da ambulansta yakalandığı deprem sonrası ailesine ulaşmaya çalıştığını ancak başarılı olamadığını söyledi. Aynı binada oturan meslektaşının kendisine ulaştığını anlatan Atasoy, "O bana ailemi çıkardıklarını söyledi. Nöbette olduğum için bana yaralı olduklarını söylemediler. Nöbetime devam ettim. O gece çok kötüydü, korkunçtu. Gözümüzün önünde yıkıldı binalar." dedi. Atasoy, o gün yaralılar için ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını belirterek, şöyle devam etti: "Yaralılara ne lazımsa, elimizdeki imkanlar nasıl gerektiriyorsa onu yapmaya çalıştık ve ben 48 saat devam ettim. Üçüncü günü de hala devam ettim aslında. Aile yakınlarım bana ulaşabildi ve çocuğumun yaralı olduğunu bildirdiler. Üçüncü gün eşim ve çocuğumun yaralı olduğunu öğrendim. Gittiğimde çocuğumun sol gözü tamamen kapalı ve şişti. Çocuğumu aracıma bindirdim ve kendi imkanlarımla götürdüm, tedavisini yaptırdım, sonra tekrar nöbet yerime döndüm." Alanda sadece göreve odaklandığını dile getiren Atasoy, üşüdüğünü gören birinin omuzlarına örttüğü montun bir hafta sonra bir erkeğe ait olduğunu fark ettiğini söyledi. Atasoy, yaşadıkları kötü günlere rağmen sağlık çalışanları olarak asla umutlarını kaybetmeden görevlerini en iyi şekilde yapmaya gayret gösterdiklerini kaydetti. - Eşi ve çocuğunu 30 dakika görüp göreve koştu Hatay Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi görevlisi Mithat Türkmen ise deprem esnasında Cilvegözü Sınır Kapısı'nda nöbette olduğunu anlattı. Afetin ardından hemen Antakya'ya gelip yaralılara müdahale ettiklerini belirten Türkmen, Kırıkhan ilçesinde yaşayan ailesini ise depremin üçüncü günü görebildiğini söyledi. Ailesiyle sadece yarım saat görüşebildiğini dile getiren Türkmen, "Çocuğumun ayağında çorap yoktu, terlikleydi. Eşim çok kötü durumdaydı. Ailemle geçirdiğim süre yaklaşık 30 dakika, sonra tekrar merkezde görev yapmaya devam ettik." dedi. Yaşanan felaketin üstesinden gelineceğini ve yaraların birlikte sarılacağını vurgulayan Türkmen, bu süreçte İl Sağlık Müdürü Mustafa Hambolat'ın da kendileriyle sürekli sahada olduğunu kaydetti.