Doğayı örtmesi beklenen beyaz örtü, gelir diye, gün ağarmadan, pencere önünde bekleyen Muhabbet Hanım, perdeyi kapatarak geldi. üzgün bir ifadeyle, ’Boşuna bekliyoruz. Anlaşılan bu yılda gelmeyecek. Ona hasret kalacağız.’ Dedi. Bu kez ben pencerenin önüne gittim. Gökten duman benzeri kar artıkları, havada uçuşuyorlardı. Yere düşmeden eriyip kayboluyorlardı. Gökyüzü aydınlık, yağış yüklü bulutlar yoktu. Bende umutsuz, perdeyi kapatarak, yatak odasına döndüm.
    Bütün Türkiye, beyaza bürünürken, ünlü MUNZUR DAĞLARININ, eteklerindeki. DERSİM Coğrafyasına, son yıllarda, beklenen kar, yağış düşmemişti. Bu tarihte yaşanmamış, beklenmeyen bir kayıptı. Doğa olayıydı. DERSİM Coğrafyasını, kuşatan BARAJ Canavarları, Orta Doğuya, hayat veren DERSİM Coğrafyasına, yağışların düşmesini engellemişti.
     Gece doğayı örten beyazlık kalkmıştı. Yağış yoktu, şemsiye almadan çıktım. Seyit Rızanın Mekânı, her zaman olduğu gibi, günün erken saatlerinde bile hareketliydi. Günümüzde artık CAN DOSTU, olarak adlandırılan köpekler, her zamanki gibi parkın, farklı köşelerinde, parkın farklı renkleri gibi yerlerini almışlardı. Munzur’u, seyretmeye doyamayanlar, sırtlarını SEYİT RIZA ya çevirmiş, MUNZU’U, seyrediyorlardı. Yıkılan, Belediye tarafından, seyyar satıcılar için düzenlemiş, SSK lojmanlarının yerinde, günlük yürüyüşünü yapanlar, sohbet edenler, dolanıp duruyorlardı. Alanın köşe başında, kurulu seyyar satıcı, ucuz, zeytin, zeytinyağı satıyordu.
      10 ADIMLIK ÇARŞI, her zamanki gibi coşkuluydu. Sergilenmiş, yöresel Köy ürünleriyle, açık sokak marketi gibi zengindi. Renkliydi. Belediye otobüsünü, bekleyenler, bu renkli manzarayı seyrediyorlardı.
    Biraz ileride, Şehrin eski tanınmış restoranlarından LALE KEBAP Salonunun önünde, ilginç, gören herkesin dikkatini çeken hatta sevindiren bir manzara vardı. Lokanta, iki can dostuna, konaklamaları için iki mekân hazırlamış. Hemen kapının kenarında bir metre karelik kırmızı bir halı serili, üstünde Can Dostu, kurulmuş, gelip geçeni izliyor. Kapının karşısında kaldırımın kenarında kalın kartonlardan düzenlenmiş, bir başka konaklama mekânında, bir başka görkemli bir can dostu, kurulmuş, lokantaya girip çıkanları izliyordu. Anlaşılan, can dostlarını, ıslak kaldırımlardan, korumak için yapılmıştı. Hayvan sevgisinin, dostluğunun,  güzel bir örneğiydi. Resmiydi.
    CORONA CANAVARI yaşamı esir almış, yüzleri kapatmıştı. Sokakta, selam verenlerin bazılarını, tanıyamıyordum. Bu işkence ne zaman bitecek, diye kendi kendime soruyordum. Umut veren sevindiren haber, illerin, yayınlanan vaka sayısında, Tuncel’inin, temiz illerden biri olmasıydı.
    Gazete yerinde, misafirlerim vardı. Aşı sıraları gelmişti. Aşı olmaya gideceklerdi. Sevinçli ve heyecanlıydılar. Aynısını, iki hafta önce bende yaşamıştım. ‘Sorun yok. Rahat olun .’Dedim.
     +     +    +
    ÜZÜCÜ BİR KAYIP
     BARAN KARADAĞ,  yirmi yaşlarında pırıl, pırıl, yakışıklı, Taksi işletme hattı olan, taksicilik yapan, anlatılanlara göre, herkes tarafından sevilen, güler yüzlü, mütevazı, saygılı, sevilen bir genç. Resmen, açıkça, bütün sevenleriyle, arkadaşlarıyla, DERSİMİM, kutsal mekânlarını, ziyaret edip, vedalaşarak, GEYİKSUYUN daki köyünde kendini asarak intihar etmiş.
    Bu acı kayıp, duyan herkesi üzmüştü. Yine anlatılanlara göre, evin tek çocuğu, maddi sıkıntısı olmayan, hatta nişanlı olduğu söylenen bir genç. Cem evinde düzenlenen cenaze töreni, büyük bir katılımla yapılmıştı.
   Bu kayba üzülen bir arkadaşım, tepkili bir ifadeyle,’ Ne oluyor bizim Tunceli’ye, hocam. Hani Tunceli Halkı aydın, çağdaş bilinçli bir halktı. Son yıllarda artan bu intihar kayıpları neden. Hiç yakışmıyor. Bize, Tuncel’ine. ‘Dedi. Bizi dinleyen bir başka arkadaş,’ önemli bir sorundur. Araştırılmalıdır. Mutlak nedenleri, sebepleri vardır. Bu gün gençliğin yaşadığı, önemli sorunları vardır. Gelecek korkusu, işsizlik, Eğitim, önemli sorunlarıdır. Olsa bile, bu teslimiyet, bize, Tunceli Halkına, yakışmıyordu.’’ Diyordu.
    +      +     +
  DOĞADA SALGIN.
    Mazgirt İlçemizin çevre köylerinde, doğasında, dağ keçisi ölümlerine rastlanılmış. Yapılan incelemelerde, ölümlerin bir bakteriden kaynaklandığı tespit edilmiş. Bakterinin, bünyesi zayıf vücut direnci yeterli olmayanlarda, ölümlere yol açmaktaymış.
     Ölü bir dağ keçisi Elazığ Veteriner Kontrol ve araştırma Laboratuvarı’na gönderilmiş. Kesin sonucu beklenmekteymiş. Doğayı korumadan sorumlu Haydar Beyi aradım. Üzgündü. Gerekli araştırmalar sonucu gerekli çalışmaları yapacaklarını, gerekli tedbirleri alacaklarını söylüyordu. Tarım İl Müdürlüğü de bu konuda gerekli çalışmalar yapmaktaymış.
     Tespit edilen 15 adet dağ keçisinden fazla kayıpların olabileceği endişesi varmış.