SES Dersim Şubesi üyeleri Pertek’te açığa alınan işyeri temsilcisi Aygün Çelikel için ilçede yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi.

Pertek Hastanesi önünden başlayıp Postane önünde biten yürüyüşün ardından düzenlenen açıklamada konuşan SES Dersim Şube Başkanı Özkan Uç, “Ülkemizde ve bölgemizde yaşanmakta olan çatışma ortamının son bulması için ilçemiz esnafı ve halkı barış ve kardeşliğe olan inançlarından ötürü akan kanın durması, anaların gözyaşlarının dinmesi, çatışmalı sürecin son bulması adına; en insani ve meşru hakkını kullanarak, demokratik tepkilerini dile getirmek, kamuoyunda farkındalık yaratmak adına 06.09.2015 tarihinde Pazar günü 15,30 saatleri civarında kepenk kapatarak tepkilerini göstermişlerdir. Bunun akabinde 07.09.2015 pazartesi günü saat 13:00da Üyemiz ve İşyeri temsilcimiz olan Aygün Çelikel’in de aralarında bulunduğu beş yurttaşımız, esnafı tehdit ederek kepenk kapatmaya zorladıkları gerekçesi ile gözaltına alınmış ve haklarında soruşturma başlatılmıştır.  Ancak konuyla ilgili olarak yeteri kadar delil ve kanıt oluşmadığından, adli kontrol talebi ile saat 20.30 sıralarında serbest bırakılmışlardır” dedi.

Bütün bunlara rağmen kaymakamlık tarafından adli soruşturma gerekçe gösterilerek işyeri temsilcisinin görevinden uzaklaştırıldığını belirten Uç, “Üzerinden yaklaşık iki buçuk ay geçmesine rağmen idari yönden arkadaşımızın ifadesine bile başvurulmamıştır. Ayrıca adli soruşturma dosyasına da gizlilik kararı konulduğundan dolayı sağlıklı bir bilgi alınmamaktadır. Oysaki şunu herkes çok iyi biliyor ki arkadaşımız görevli bulunduğu işyerinde görev ve sorumluluğunu laikiyle yapmaktadır ve bunun en büyük tanığı da yıllardır hizmet verdiği Pertek halkıdır. Bizler, yaralıya şifa, hastaya derman olmaya çabalayanlar; hekimler, hemşireler, ebeler, diş hekimleri, eczacılar, teknisyenler, sosyal hizmet uzmanları, taşeron sağlık işçileri, laborantlar, psikologlar neden gece gündüz çalışıyor, çabalıyoruz? Tek bir hastanın küçücük umutları büyük bir müjdeye dönüşsün diye binlerce hekim neden ameliyathanelerde ter döküyoruz? Ateşlenmiş tek bir çocuğu iyileştirmek için yanı başında sabahlara kadar on binlerce hemşire neden nöbet tutuyoruz? Doğumhanedeki bebekten, huzurevindeki yaşlısına kadar tek bir canın tedavi süreci aksamasın ve yaşama tutunabilsin diye, ilacını, tetkiklerini, grafilerini temin eden, inceleyen, ulaştıranlar; eczacılar, laborantlar, teknisyenler, hasta bakıcıları neden gece gündüz koşturuyoruz?” diye konuştu.

“ Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın ve barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu bir an olsun aklımızdan çıkarmamak zorundayız” diyen SES Dersim Şube Başkanı Özkan Uç açıklamasını şu sözlerle noktaladı:  “7 Haziran seçimlerinden sonra ülkede her geçen gün çatışmanın şiddetinin daha da arttığına tanık olmaktayız. Yaklaşık beş aydır onlarca gencimizin ölüm haberlerini almaktayız. Öncelikle Cizre’de, Silopi’de, Silvan’da ve onlarca kent ve ilçede bugüne kadar aldığımız sivillerin, askerlerin ve emniyet görevlilerinin ölüm haberleri sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak bizi derinden üzmüştür.

Yaşatmak için and içenler olarak çatışmalı süreç başladığından bu yana bu savaşın bizim savaşımız olmadığını, barışın ne kadar değerli olduğunu her alanda haykırdık. Savaşa karşı barış, ölüme karşı yaşam dedik. Bizler onurlu bir şekilde sağlık hizmeti yürütmeye çalışanlar olarak, kimsenin tarafı olmadık olmayacağız. Bizler insanların en temel hakkı olan yaşam haklarının tarafıyız, bunu da sağlamak için gece gündüz demeden çalışmaya ter dökmeye devam edeceğiz.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak bu çatışmalı ortamın taraflarına bir kez daha sesleniyoruz; Savaş yaralar, savaş sakat bırakır, savaş öldürür. Bu savaştan işçiler, emekçiler ve tüm Türkiye halkları zarar görür. Acilen bu yoldan dönülmeli ve ülkemiz barış ortamına kavuşturulmalıdır. Savaş isteyenlere inat barışı savunmakta ısrarcıyız. Bu ülkenin sağlık hizmetini üreten sağlık emekçilerinin sendikaları, meslek odaları ve dernekleri olarak, buradan herkese büyük bir kararlılıkla seslenmek istiyoruz;

Kim, hangi gerekçeyle meşrulaştırmaya çalışırsa çalışsın, yani savaş naraları kimden gelirse gelsin, savaş isteyenlere, kışkırtanlara, övgü düzenlere karşı BARIŞ’ı savunmaya ve barış dilini hâkim kılmaya kararlıyız.

Sendikamızın en temel ilkelerinden olan emek barış, kardeşlik ve eşitlik söylemlerini içselleştirmiş bir arkadaşımızın Şiddet, tehdit ve zorbalıkla uzaktan yakından bir ilgisinin olamayacağını da bizler çok iyi bilmekteyiz. Aygün arkadaşımız için gerekli hukuki mücadeleyi başlatmış bulunmaktayız. Konuyla ilgili olarak ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmalarımız olacaktır. Yoldaşlarımız bizim mücadele gerekçemizdir. Haklı mücadelemizden bir adım bile geri atmayacağız. Bu mağduriyete bir an önce son verilmelidir.”