Tunceli Devlet Hastanesi önünde bu amaçla bir araya gelen sağlık emekçileri, “İnsanca Yaşamaya Yetecek Gelir ve Güvenceli Çalışma İçin Halktan, Emekten Yana Bir Bütçe İstiyoruz!” pankarttı açtı. Katılımcılar adına açıklamayı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Dersim Şubesi başkanı Serap Kahraman okudu.

“SORUNLAR ÇÖZÜLMEK YERİNE BESLENİYOR”

İktidarın yaşanan krizi çözmek yerine yeni sorunlarla beslemeye devam ettiğini belirten Sendika Başkanı Serap Kahraman, “Öncelikle Covid-19 pandemi mücadelesinde en ön safta yer alan ve hayatlarını kaybeden tüm sağlık emekçilerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Bilinmelidir ki salgın ile mücadele, yalnızca sağlık emekçileriyle yeterli olamaz. Bu salgında herkese görevler düşmektedir. Tüm halkımızın salgına karşı gerekli önlem ve hassasiyeti göstermeleri gerektiğini bir kez daha vurgulamak isteriz. İç içe geçen ekonomik, siyasal, sosyal sorunların hepimizin yaşamını derinden etkilediği zor bir süreçten geçiyoruz. Pandemi ile her geçen gün daha derinleşen ekonomik krizle artan işsizlik ve hayat pahalılığı halkın, emekçilerin, işçilerin gündeminin en başında yer almaya devam etmektedir. Milyonlar, insanca yaşamanın ve insanca çalışmanın her gün daha da zorlaştığı koşullarda hayatlarını alt üst eden sorunların çözülmesini bekliyor. Fakat iktidar Yaşanan krizi çözmek yerine yeni sorunlarla beslemeye devam ediyor. Toplum sağlığının ciddi bir tehdit altında olduğu pandemi ile birlikte derinleşen kriz koşullarında bile atılan her adımda yine sermayenin, patronların çıkarları temel alınmakta, emekçi kesimler, dar gelirliler yok sayılmaktadır. COVİD-19 testi pozitif çıkan herkes hasta kabul edilmesine rağmen iktidar hala sadece semptom gösterenlerin hasta sayılmasında ısrar ederek halkın sağlığını hiçe saymaktadır” dedi.

“COVİD-19 MESLEK HASTALIĞI SAYILMALIDIR”

Pandemi ile ağırlaşan kriz koşullarında yapılan zamlarla maaşlarını erittiğini söyleyen Kahraman, “Son bir yıl içinde doğalgaza yüzde 34, elektriğe ise son 15 ay içinde yüzde 40 zam yapılmıştır. Halkın en temel tüketim maddesi olan ekmek fiyatı son iki ay içinde yüzde 20 zamlanmıştır. Aynı dönemde dört kişilik bir ailenin açlık sınırında %21, yoksulluk sınırında %20 artış yaşanmıştır. Buna karşın son 18 ayda kamu emekçilerinin maaşlarında yaşanan artış ise enflasyon farkı ödemesi dahil sadece yüzde 15’de kalmıştır.  Üstelik salgın süreci eğitim emekçilerinin ek ders ücretlerinin kesilmesinin, sağlık emekçilerinin ek ödemelerinden tasarruf edilmesinin, sözleşmeli, güvencesiz istihdamın artırılmasının fırsatı haline getirilmektedir. Yaşanan hayat pahalılığından, işsizlikten en çok etkilenen kesimlerin başında kuşkusuz OHAL KHK’leri ile hukuksuz bir şekilde işinden ekmeğinden edilmiş olan, özel sektör de dahi çalışma olanakları kısıtlanan KESK’Lİ ihraç kamu emekçileri gelmektedir. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu KESK’Lİ ihraçlar hakkındaki kararlarını ertelemeye devam ederek yaşanan mağduriyeti katmerli hale getirmektedir. KESK olarak içinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin salgından korunarak nefes almasını ve insanca bir yaşam sürmesini sağlayacak, halktan, emekten yana bir bütçe istiyoruz” diye konuştu.

“HAKKIMIZI GASP ETTİLER”

Sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının pandeminin de etkisiyle daha kötüye gittiğini vurgulayan Kahraman, “ Bu süreçte idareciler sağlık emekçisinin yanında olmaktan uzak durmuş çözüm odaklı bir tutum sergilememişlerdir. Salgın süreci ile birlikte sağlık emekçilerine destek olmak yerine, çalışma alanlarına yasaklar getirilip, üzerine incitici, emri vaki, üstten bakış bir tavır sergilenmiştir. iş yükünün yanı sıra, bu durum çalışanlarda strese, kaygıya ve kendilerini değersiz hissetmelerine sebep olmuştur. Sorunların çözümü ve koşulların düzeltilmesinde yetersiz kalınması karşısında tamamen tükenmişlerdir. Sağlık Emekçilerinin hakkı ödenmez diyenler gerçekten de hakkımızı gasp etmişlerdir. Ağustos, Eylül, Ekim aylarında ödenen ve ödenecek olan ek ödemler Kılı kırk yarıp en az nasıl ödenir hesaplamaları yapıldıktan sonra, işyerlerindeki iş barışını tamamen bozacak bir şekilde ödenmeye başlanmıştır. Akıl ve mantıktan uzak olarak hazırlanan bu yönetmelikler ile aynı işyerinde eşit risk altında olan sağlık emekçileri bölünmüş, adil olmayan bir ödeme biçimi ortaya çıkmıştır. Bu ödeme covid19 servislerinde temizlik yapan emekçilere ve aynı zamanda çeşitli servis ve birimlerde çalışan birçok sağlık emekçisine sıfır tl olarak tavandan ödenmiştir. Uzaktan çalışma şekli uygulanmadığı için birçok sağlık emekçisi ve ailesi mağduriyet yaşamaktadır. Ayrıca kronik hastalığı bulunan ve engelli sağlık emekçilerinin idari izinli sayılması kararı bir an önce çıkartılmalıdır. Kısacası yarattığımız değerlerin, oluşturduğumuz kaynakların insanca bir yaşam, çalışma koşulları ve iş güvencesi, parasız kamusal hizmet olarak geri dönmesini istiyoruz. Bu talepler sadece bizim değil milyonların talepleridir. Bu nedenle başta kamu emekçileri olmak üzere yıllardır yok sayılan, pandemi koşullarında korumasız bırakılarak işsizliğe, yoksulluğa terk edilen milyonları taleplerine sahip çıkmaya, halktan emekten yana bir bütçe, insanca yaşam mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz” şeklinde konuştu.