Dersim Barosu, Dersim’e doğup büyüdüğü topraklara hasretmiş, kendisi ve kendisi gibi daha niceleri için “adalet” talebiyle hayatın keskin ve geri dönüşü olmayan sınırlarına yürümekte olan meslektaşımız Ebru Timtik’in ve Aytaç Ünsal’ın adalet talebi karşılanmalıdır dedi.


Dersim Barosu yönetim kurulu tarafından kamuoyuyla paylaşılan mektubuna dair “Dersim’e, doğup büyüdüğü topraklara hasretmiş, kendisi ve kendisi gibi daha niceleri için “adalet” talebiyle hayatın keskin ve geri dönüşü olmayan sınırlarına yürümekte olan meslektaşımız Ebru Timtik” denilerek şunlar ifade edildi:


"Dersim’e, doğup büyüdüğü topraklara hasretmiş, kendisi ve kendisi gibi daha niceleri için “adalet” talebiyle hayatın keskin ve geri dönüşü olmayan sınırlarına yürümekte olan meslektaşımız Ebru Timtik. Silivri Mahpusanesi’nin duvarlarını aşıp gelen çığlıklarında anlatmış topraklarına duyduğu kutsal ve sarsılmaz bağlılığını. “Dersim’i özledim. Burnumda tütüyor. Tahliye olursam ilk önce toprağıma, Dersim’e gideceğim. Oraya gitmeden iyileşemem. Bunu öylesine derinden hissediyorum” demiş son mektubunda meslaktaşımız. Yaralarımızı saran ve bizi iyileştiren, ama içimizde bitmeksizin yeni ve derin yaralar da açan sevgili memleketimiz Dersim’e sığınmış, Ebru. Dersim’in uçurum boylarında dolaşan tutsak edilemez dağ keçilerine sığınmış, Ebru. Bitmek bilmeyen bir demokrasi ve özgürlük mücadelesine yazgılı avukatlık mesleğini sürdürürken, tüm demokratik muhalefete sallanan “terörizm” sopası onları da es geçmedi ve tutuklandılar, meslektaşlarımız Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal. Uzun süredir mahpushanedeler ve şimdi de adil yargılanma ve “adalet” talebiyle ölüm orucunun derin sularına kulaç atıyorlar. Meslektaşlarımız Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın, ölüm orucunda geride bıraktığımız niceleri gibi, bu adaletsiz ve keyfi hukuk düzenine kurban gitmelerine kimse gözünü kapatmamalıdır. Yargıtay’ın önündeki dosyayı hemen incelemesini, açıkça hukuka aykırı bir şekilde alınmış mahkumiyet kararı hakkında Adalete uygun, adil bir karar verilmesini istiyorlar. İftiralar ve fezlekeler arasında kaybolup gitmesini istemedikleri devrimci-demokrat avukat kimliklerinin kendilerine teslim edilmesini talep ediyorlar.
Sessizlik ve kimsesizlikle örülü mahpushane duvarlarının arasından Dersim’e elini uzatan meslektaşımızın karşılaştığı adil yargılanma ilkesine aykırı bu hukuksuzluğa derhal bir son verilmesini talep ediyoruz.  Tarafsız, gerçekler ile örtüşen, hukuka uygun bir gözle dosyanın incelenmesi ve meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz.
Ebru ve Aytaç uzun zamandır adaletin kapısında, ucunda ölüm olan bir bekleyişteler. Daha fazla bekleyemezler, kritik günlerdeyiz beklenmemelidir de Yargıtay 16. Ceza dairesine talebimizdir. O “adalet” kapısının çok geç olmadan açılmasını, Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın özgürlüklerine kavuşmasını talep ediyoruz. Ebru ve Aytaç o kapıdan geçip topraklarına kavuşmalı ve memleketlerinde de iyileşmelidirler. 
Beklemeyin, bırakın hasretine düştükleri topraklarına kavuşsunlar."