Uzun tarihi geçmişe sahip olması burayı inanç ve kültür bakımından
da zengin kılmıştır. Tunceli'yi gezip gördüğünüzde bu zenginliğe canlı olarak tanık
olursunuz. Ama ne yazık ki bugüne kadar nedendir bilinmez bu inançsal ve kültürel
zenginliğin ne biz farkında olabildik ne de başkalarına anlatabildik. Hatta yakın geçmişe
kadar bu zenginliğimiz farklı algılandı ve anlaşıldı. Biz bir bütünün parçası iken sanki farklı
ve ayrı bir unsurmuş gibi görüldük ve gösterildik. Oysa biz inanç yapımızla, kültürümüzle,
yaşam tarzımızla ülkemizin bir parçası ve zenginliği olduk ve olmaya devam edeceğiz.

Konuya biraz sitemkar olarak başlamamın elbette bir sebebi var. Yanılmıyorsam bir bilge
kişi: "Beni hayatta bir kişi anladı o da yanlış anladı" şeklinde söz söylemiş. Bizim esas
sorunumuz da bu. Ya biz kendimizi anlatmayı beceremiyoruz ya da karşıdaki bizi anlamıyor
veya anlamak istemiyor.

Daha önceleri Aleviliği dile getiremezken, Alevi olduğumuzu söylemeye çekinirken son
yıllarda şükürler olsun bunları rahatlıkla dile getirmeye, konuşmaya, tartışmaya başladık.
Sorunlarımızı devlet katına iletme ve bunlara çözüm bulma noktasında çok aşamalar
kaydettik. Valiliğimizin öncülüğünde hazırlanan projeler ve sağlanan bütçelerle İlimizde
İnanç Merkezlerimizin daha iyi hale getirilmesi hususunda önemli çalışmalar gerçekleştirildi
ve halen çalışmaların devam ettiğini yakından biliyor ve takip ediyorum. İnanç Merkezlerinin
her türlü ihtiyacı, bakım ve onarımı, yol durumu konusunda devlet yetkililerine ilettiğimiz her
talebimiz karşılık bulmaktadır. Bu konuda İlimizin en üst düzey yöneticileri, kurum amirleri
ve çalışanları bizlere yardım etmek için ellerinden gelenin fazlasını yapmaktadırlar.
Kendilerine bir Alevi Dedesi olarak minnet ve teşekkürlerimi en kalbi duygularımla
sunuyorum.

Büyük çoğunluğu Alevi inancına sahip insanların yaşadığı ve önemli Alevi Ocaklarının
bulunduğu, halen adına adakta bulunulan, kurbanlar kesilen Düzgün Baba, Kureyş Baba,
Baba Mansur, Sarı Saltık, Derviş Cemal ve daha çok sayıda ceddimizin bulunduğu İlimizde
daha önce adı Tunceli Üniversitesi olan sonra (adına kurban olayım) Munzur adını alan
Üniversitemizde, şehrin inanç yapısını ve konularını gerektiği şekilde araştırmak, tespit
etmek, kayıt altına almak ve bunları yazılı-görsel hale getirerek anlatmak, anlaşılmak, izah
etmek üzere çalıştırmalar gerçekleştirmek amacıyla Alevilik Araştırma ve Uygulama Merkezi
açıldı. Buraya kadar yapılanlara ve bu konuda çaba sarf edenlere teşekkür borcumuzdur.

Ancak; son zamanlarda Üniversitemizin Alevilik konusunda bütün ilgisini, çabasını İlimizden
ziyade Güvenç Abdal Ocağı, Hubyar Ocağı üzerine yöneltmiş olduğunu görmenin derin
üzüntüsü ve hayal kırıklığını yaşıyorum. Teşbihte hata olmaz, Aleviliğin merkezi diyeceğimiz
İlimizde bulunan ve Anadolu ve Balkanlar'da bulunan Alevi Ocaklarının-Dergahlarının en üst
mertebesinde yer alan, diğer ocakların bağlı oldukları Tunceli Alevi Ocakları, Seyyitleri,
Erenleri ve Ziyaretleri konusunda araştırma ve çalışmalar yapılmayıp, başka yerlerde bulunan
Ocaklar konusunda Munzur Üniversitesinin çalışmalar yapması bizi derinden yaralamaktadır.

Geçtiğimiz aylarda Üniversitemiz Rektörü Sayın Prof. Dr. Ubeyde İPEK'in, Ankara'da

Güvenç Abdal Ocağı ile ilgili bir konferansa katıldığını televizyonda izledim ve bir İnanç Derneği Başkanı olarak çok üzüldüm. Kendi İlindeki Alevi ocaklarını, inanç önderlerini, inanç yapısını, inanç merkezlerini anlatmak, tanıtmak için değil de bir başka İlde bulunan ocak hususunda faaliyette bulunması bizi derinden yaralamıştır. Yine Sayın Rektörümüzün diğer Alevilik Ocakları ile ilgili olarak İstanbul, Samsun, Tokat, Ankara ve diğer başka yerlerde yapılan toplantı, konferans vb. etkinliklere katıldığını yerel gazetelerden okuyoruz.

Sürekli halkımızın içinde olan bir İnanç Dernek Başkanı olarak bana vatandaşlarımızdan gelen yoğun istek ve şikayetler doğrultusunda buradan başta Munzur Üniversitemiz Rektörü Sayın Prof. Dr. Ubeyde İPEK olmak üzere Alevilik Araştırma ve Uygulama Merkezi'ne ve diğer ilgililere, İlimizin İnanç yapısı, Alevi Ocakları, İnanç Merkezleri, İnanç Önderleri, Ziyaretler konularına gerekli hassasiyet ve önemi vermeleri, bütün çaba ve enerjilerini bu yöne kanalize etmeleri çağrısında bulunuyorum. Daha iyi anlaşılabilmek, inancımızı gençlerimize anlatıp, tanıtabilmek ve gelecek nesillere aktarabilmek amacıyla İlimizin bu çalışmalara acil ihtiyacı vardır.

Ayrıca bir hatırlatma daha yapmak zorunluluğu hissediyorum. İnanç Derneği başkanı olmam nedeniyle konumum gereği gerek vatandaşlarla gerekse kurumlarla sık sık bir araya geldiğim için bana, Sayın Rektörümüzün üniversitesi dışında başka kurumlardan ve vatandaşlardan uzak durduğu, mesafeli davrandığı hususunda yoğunluklu yakınmalarda gelmektedir.

Umarım her şey daha iyi olur, herkesi aşk-ı niyazla selamlarım.

Zeynel GÜL TEKİN

Baba Mansur Ocağı Alevi Dedesi

Tunceli İnanç Yerleri Koruma ve Geliştirme

Dernek Başkanı