CHP, Tunceli’de yıllardır bir istikrar kazanamıyor. Bunun önde gelen nedenleri arasında 1938 Katliamı’nın söz konusu parti ile anılması ve rakip partilerin de bilhassa bunun üzerinden siyaset yapıyor olması geliyor. Partinin Tunceli’deki rakibi ise AKP’den ziyade HDP. Hatta kimi dönemler CHP’yi bölgedeki seçim arenasından sildiğine de tanık oluyoruz. Bunun ise daha çok Dersim’deki sosyalist ve Kürt siyasetinin ortak bloğu ile gerçekleştiği aşikâr. Bu nedenle 2015 Haziran seçimlerinde yüzde 60 oyla HDP iki milletvekili çıkarırken, aynı yılın Kasım ayında yenilenen seçimlerde bu oylardaki ufak bir düşüşle (yüzde 55) bir vekilliği tam da sınırdaki CHP’ye kaptırdı. Tabi bunda o dönem CHP’den seçilen Gürsel Erol faktörünün rolü de bulunmaktaydı. Ki aynı Erol bu başarısını 41 yıldır Elazığ’dan vekil çıkaramayan CHP’nin İYİ Parti ile ittifakı sonucu Elazığ’dan vekil seçilmesiyle de gösterdi.

CHP’nin hali hazırda Dersim’deki durumu büyük tepkilerin odağı haline gelmiş bulunmakta. Üstelik bu kez tepkiler dışardan ziyade bizzat partinin içinden geliyor. En son il başkanı İrfan Bozkurt’un istifası sonrasında gerçekleştirilen seçimlerde il yönetim kurulu üyelerince Murat İl partinin il başkanlığına seçilmesine rağmen genel merkezden yapılan atama sonucunda yönetime başkan olarak Pülümür belediye eski başkanı Mesut Coşkun ile 7 kişilik bir kayyim/kayyum heyeti getirildi. Üstelik bu heyet arasında il başkanlığından istifa eden İrfan Bozkurt da bulunuyor! Yaşananlar hem şehirdeki CHP’liler hem de iradelerinin gasp edildiğini düşünen seçilmiş CHP üyelerinin tepkisini çekmekte. Bu nedenle genel merkezlerine seslerini duyurmak isteyen CHP’liler arasında yer alan Murat İl ile bir röportaj gerçekleştirerek olayların perde arkası ve parti içindeki hoşnutsuzluklar üzerine konuştuk.

Son yerel seçimlerde partiniz Türkiye çapında büyük bir başarı elde etti. Acaba bu başarıyı neden il merkezinde de sergileyemediniz?

Dersim insanının demokratik, hukuksal, özgürlükçü, hassasiyeti partinin yönetimini oluşturan ve partiyi var eden üyelerde dahil hepimizin siyasetteki duruşunu ve anlayışını var eden temeldir. Bu temel beklentimiz partinin milletvekili (Polat Şaroğlu) tarafından anlaşılmayarak ve açıkçası anlaşılmak da istenmeyerek partinin yerel seçimlerindeki aday belirleme sürecinde etkili oldu. Yöntemin belirlenmesi sırasında milletvekilinin “ben genel merkez tarafından görevlendirilen tek yetkiliyim” deyip adeta tek adamlığa soyunması partide çok ciddi bir kırılmaya sebep oldu. Bunun sahaya yansımasının neticelerini 17 Aralık 2018 tarihinde genel başkan yardımcılarımıza gönderdiğimiz yazıda çok net olarak belirtmemize rağmen,  aday belirleme yöntemindeki yanlışta ısrar edilmesinden ötürü maalesef sahaya bir yenilgi olarak yansıdı. Yani bu yöntemin yenilgi ile sonuçlanacağını üç ay öncesindeki ikazımızla belirttik. Ama sesimizi duyan olmadı ve maalesef kesinlikle kazanacağımız bir seçimi kaybetmemize sebep oldu. Bu yenilgimizde il vekilinin tutumunun başlı başına etken olduğu açıktır.

İl merkezinde böyle bir başarı söz konusu olmasa da ilçelerde bilhassa başarılı olduğunuz görülüyor. Bunu ise daha çok seçimlere giren belediye başkanlarından ziyade halkın genel siyaset üzerindeki okumalarından kaynaklandığı aşikâr. Tabi HDP tabanının da bilhassa iddialı olmadığı yerlerde size oy verdiğini gözlemledik. Acaba aynı durum gelecek seçimler için de geçerli olacak mı?

Bir dahaki seçimin koşullarının hangi zeminde gerçekleşeceğini şimdiden kestirmek zor ve doğru da değil. Kaldı ki Dersimli seçmen stratejik seçmendir ve son birkaç saat içinde bile kararını gözden geçirebiliyor.

 

Bilindiği üzere bir partinin yönetici kadrosundaki kişilerin istifasında en etkili nedenlerin başında sağlık, özel nedenler ve başarısızlık gibi etkenler geliyor. Peki, kayyum sürecine ön ayak olan il başkanı İrfan Bozkurt’un istifasında hangi nedenler etkili oldu? Ve yeniden yönetim içerisinde yer aldığını düşünürsek bu nedenlerin gerçekçi olduğunu düşünüyor musunuz?

İrfan Bozkurt vekilin (Polat Şaroğlu) önerisi ve isteği üzerine atandı. Ki bu da zaten tüzüğümüzün ilgili 24. Maddesine aykırı olup, yanlıştı. Buna rağmen atandı. Israrla, tüzüğümüzün ilgili maddesine uygun olarak yönetimin kendi içinde seçim yaparak yeni başkanımızı belirleyelim dememize rağmen bu girişimimiz de vekilimiz tarafından bloke edildi ve vekilin istediği İrfan Bozkurt atandı. İstifası da yine bir proje ve kurgu neticesinde gerçekleşti. Çünkü sayın vekil kendisine yakın, isteklerini gerçekleştirerek kişileri tercih edip, bir sonraki seçimlerde kendisini yeniden vekil yapmak istemekte. Bunu da yönetimi dizayn ederek gerçekleştirmek istemektedir. Fakat bu ne yazık ki acı ve trajikomiktir. Zira bizler bir şekilde başarısız görülerek görevden alınıyoruz ama başımızda olup, bize başkanlık eden kişi tekrar yeni atanan kayyım yönetiminde yer alıyor ve kayyımın il başkan yardımcısı oluyor. Bunlar inanılmaz ve tarifi imkânsız yanlışlar. Partimize yakışmayan haksız-hukuksuz uygulamalar. Kaldı ki biz sayın genel başkan ile verdiği hak-hukuk mücadelesinden dolayı gurur duyuyoruz. Partide yaptığımız açıklamada basınımız aracılığı ile genel başkanımıza açık çağrıda bulunduk.  Burada söz konusu gelişmelerin genel başkanımızın bilgisi dahlinde gerçekleşmediği kanaatinde olduğumuzu belirtmiştik. Özellikle belirtmek ve dikkatinize sunmak istediğimiz hususlardan biri de vekilin tüzük gereği 21 arkadaşımızı görevden alıp onları yaklaşan kongrede oy kullanma hakkını ellerinden alınmasını hedeflemiş olduğudur.

222-004.jpg

Haksızlık yapıldığını düşündüğünüz bu süreçle ilgili olarak ne gibi bir arayış içerisindesiniz.

Bizler partimizin en başta tüzüğüne, programına bağlı ve partimizi gönülden benimsemiş dava insanlarıyız. Böyle bir kongre takviminin açıklandığı süreçte bir şirket mantığıyla hareket edilmesini asla tasvip etmiyoruz ve etmeyeceğiz! Öncelikle kendi iç hukuk yollarımızı kullanarak buna parti meclisimiz nezdinde itirazımızı yaptık ve sonucu beklemekteyiz. Ayrıca bu hukuksuzluğa karşı reddini ve farkındalık yaratmak üzere başlattığımız imza kampanyamızla mücadelemize devam ediyoruz.  Çünkü ülkemizdeki haksızlık ve hukuksuzluklara karşı çıkarken başta kendi içimizdeki hukuksuzluklara karşı çıkmamız gerektiğinin bilincindeyiz.

Genel merkezin, il yönetim kurulunca başkan olarak seçilmenize karşı gerçekleştirdiği bu atamasının ildeki CHP’liler arasında bir küskünlük ve dargınlık yarattığı görülüyor. Bunun ilerleyen süreçte CHP’nin ildeki siyasetini olumsuz etkileyeceğini düşünüyor musunuz?

Böylesi bir olumsuzluğa tabi ki izin vermeyiz. Partimize her zamankinden daha çok sahip çıkarak bu yanlışları düzeltip partimizin daha büyük başarılara imza atması için elimizden gelenin fazlasını yapacağız.

333.png

Partinizin il teşkilatında kadın temsiliyetinin önemli oranda olduğunu düşünüyor musunuz? Misal neden CHP bugüne değin Dersim’de bir kadın vekil çıkaramadı? Aynı şekilde belediye meclis üyelikleri ve il encümenliklerinde bu oran neden erkeklere nazaran çok düşük?

Partimizin tüzüğünde kadına verilen önemin sonucu olarak kadın kotası %33’ tür. Ancak bu konuda samimi olmak gerekirse pratikte bunun böyle gerçekleşmediğini biliyoruz. Sayın genel başkanımızın bu konuda çok çaba gösterdiğini de biliyoruz önümüzdeki seçimlerde bu konuda mesafe alınacağını umuyor ve bekliyoruz.

 

CHP’nin Dersim’deki siyasetini düşündüğümüzde halkın temsiliyeti ve maruz kaldığı haksızlıkları dile getirme hususunda yetersiz kaldığını görüyoruz. Sizce bunun nedeni nedir? CHP Dersim’de neden istikrarlı bir siyasetçi çıkaramıyor?

Siyasetin ana temasının halka hizmet olduğu konusu tartışılmayacak kadar net bir doğrudur.  Rahmetli Kamer Genç’in, toplumun beklentilerine ister sosyo- ekonomik ister kültür ve inancından yani kısaca halkın hassasiyetleri doğrultusunda halka dokunarak ve değer vererek halkı önemsediğini halka hissettiren bir profil ortaya koyması onu siyasette kalıcı hale getirdi. Bir önceki dönem Dersim milletvekilimiz olan Gürsel Erol’un da Kamer Genç’in hizmet yönündeki duyarlılığını ortaya koyarak ilin sorunlarına kayıtsız kalmaması takdirle karşıladıklarımızdandır.

Bir önceki soruyla paralel düşündüğümüzce son birkaç yıl içerisinde CHP il başkanlarının sıklıkla değiştiğine tanık oluyoruz. Bunun nedeni örgütsel ilişkilerden mi kaynaklanıyor? Yoksa Dersim CHP sürekli parti içerisindeki müdahalelerin etkisi altında mı?

Tek cümle ile ifade edecek olursam: “Parti içerisine müdahale edilerek ve özellikle yönetim organlarının dizayn edilme çabalarının bir sonucu olarak il başkanları sıklıkla değişmiştir!”

Yaptığınız açıklamalarda kayyum atanmasının genel başkanın bilgisi dâhilinde olmadığını ve bu süreçten CHP milletvekili Polat Şaroğlu’nun sorumlu olduğunu ifade ettiniz. Acaba bu iddianızı neye dayandırıyorsunuz? Şayet Kılıçdaroğlu’nun bu süreçten bilgisi yoksa Şaroğlu partinin hangi organları ve kişileri üzerinden böyle bir sürece ön ayak oldu?

Sayın vekil ilin milletvekili olması sebebiyle genel merkez ile doğal olarak bir yakınlık içerisindedir. Ancak bizler burada yaşanan sorunları, görüş ve önerilerimizi genel merkezimize kolay akıcı ve zamanında iletememekteyiz. Bir iletişim sorunu yaşadığımız söylenebilir. Bu iletişim eksiği vekilin genel merkezle rahat kontak kurabildiği gerçekliği ile yan yana konulduğunda genel merkezi rahatlıkla yönlendirme, inandırma yani bir çeşit iknaya dönüşmektedir. Ortaya çıkan bu resim içerisinde de bizim değil vekilin kendi dar, kişisel, siyasi gelecek kaygıları olan yönlendirmeleri etkili olmaktadır. Değişen il başkanlarının tamamı vekilin önerdikleridir. İl yönetimimiz hiçbir zaman tüzüğümüzün bize verdiği hakkı kullanarak kendi seçimini yapamamıştır!

444-003.jpg

Polat Şaroğlu milletvekili seçildiğinden hemen sonra bir takım sağlık sorunlarıyla uğraştı. Bu nedenle siyasette pek aktif olamadı. Ama görünen o ki eski sağlığına giderek kavuşuyor. Bu nedenle halkın kendisinden beklentileri ve eleştirileri de artıyor. Bu eleştiriler arasında bilhassa sizin de açıklamalarınızda ifade ettiğiniz gibi parti il yönetimini şekillendirme arayışları ve ana muhalefet partisi milletvekili olarak bürokrasiden kaynaklı, ildeki sorunlara duyarsız kalması geliyor. Bu durumu ilerdeki genel seçimler üzerinden düşündüğümüzde en son HDP’den kıl payı bir oranla alınan milletvekilliğinin kaybedilmesi üzerinde bir etkisinin olacağını düşünüyor musunuz?

Bu gidişatın partimizin aleyhine olduğu durumu derhal düzeltip, halkın dertlerine derman arayan ve bunun için öncelikle kendi içimizdeki aksaklıkları gidermiş olmamız gerekiyor. Şaroğlu, milletvekili seçildikten bu yana halkın vekilliği pozisyonundan uzak parti içini dizayn etmekle meşgul olmuş ve bu isteğinden vazgeçmiş de görünmemektedir. Yani siyaseti ticaretle karıştırmaktadır. Bu derhal düzeltilmesi gereken acil bir durumdur. Çünkü partimiz  bu durumdan  zarar görmüştür ve bir düzelme olmaması durumunda da bu zarar büyüyecektir..

Polat Saroğlu ticaretten siyasete geçen bir sima. Bu bakımdan bilhassa Elazığ ve Tunceli’de güçlü ekonomik ilişkilere sahip. Bununla birlikte yıllardır Dersim’de adı anılan milletvekili aday adayları içerisindeydi. En son partinizce adaylığa layık görülüp milletvekili seçildi. Kendisine yöneltilen eleştiriler arasında ve sizin de dikkat çektiğiniz üzere siyaseti ve tabii olarak milletvekilliğini ticari ilişkilerinin geri planında tutması geliyor. Bu nedenle siyaseten sönük bir sima olarak değerlendirilmekte. Buradan şuraya gelmek istiyorum: Sizce Dersim gibi hak ihlallerinin güçlü olduğu ve bu nedenle siyaseten temsiliyetin önemli olduğu bir ilde ekonomik olarak kaybedecekleri olan kişilerin temsiliyete soyunmaları doğru mu?

Genel olarak bakıldığında herkesin siyaset yapma hakkı olduğunu söylemek mümkün. Ancak bunun için ve partimizin potansiyel siyaseti olarak; partimizin tüzüğü ve programını bilen, siyaseten bilgi ve birikimi yüksek, samimi, geçmişinden bugüne kişisel olarak da partiye bağlılığı yüksek, halkın dertlerini gören anlayan ve onları bir ticari meta gibi görmeyen siyasi değerlere ihtiyacımız var. Bu temel beklentiler Dersimli inanımızın tamamına yakınının ortak beklentisi olup, temel doğru ve gerçekliğe yönelik hareket noktamızı teşkil etmelidir.

Şaroğlu’nun il yönetimine kayyum atanmasında etkili olduğunu ifade ediyorsunuz. Aynı şey yeni il yönetiminin şekillendirilmesinde bir çaba içerisinde olup-olmadığı için de geçerli mi? Hakeza ilçelere dair de benzer bir sürecin söz konusu olduğunu söyleyebilir miyiz?

Partiyi bir şirket gibi gören anlayışın bizi getirdiği nokta ortadadır! Verdiğimiz mesaj ve genel merkez yetkililerimize ulaşmamız ve bilgilendirmemiz, başta da belirttiğimiz gibi iletişim sorunlarını kısmen de olsa gidermemizden ötürü diğer ilçelerdeki arkadaşlarımıza bize yapılan haksızlıkları yapmayacakları kanaatindeyiz.

CHP il teşkilatında sürekli meydana gelen bu değişimlerin partinize bir zararı olur mu?

Elbette ki! Biz iktidar olmak, ülkemizi içine düşürülen ve başta sosyo-ekonomik olmak üzere saymakla bitmeyecek bataklıktan kurtarmaya kararlıyız. Bunun adresinin CHP olduğunun bilincindeyiz. Burada yakalayacağımız içimizdeki birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunun da bilincindeyiz. Bu birlik beraberliğimizi en kısa sürede başaracağımıza da inanıyoruz.. Aksi halde ülkemiz, çocuklarımızın geleceği tümden kararır. Ülkemiz, partimiz ve bizler zarar görürüz.

HDP’nin siyaseten yok sayıldığı bir süreçten geçiyoruz. Bu nedenle söz konusu atmosferi gözlemleyen halkın bu partiden milletvekili seçilen kişilerden pek bir beklentisi olmadığı için çalınacak ilk kapı olarak sizleri gördükleri muhakkak. Ki son yerel seçimlerde 7 ilçenin 5’ini kazandınız. Ama görünen o ki partiniz ilde bu yöndeki taleplere pek bir cevap veremiyor. Bunun genel siyasetten mi yoksa ildeki yöneticilerin eksikliklerinden mi kaynaklandığını düşünüyorsunuz?

Sayın vekilin ben egosunun partideki heyecanı, sinerjiyi ve adeta başarıyı ciddi bir şekilde frenlediğini yukarıdaki cevaplarımda uzun uzun anlattığımı düşünüyorum.

Siz yönetime gelirseniz yapacak ilk işiniz ve projeleriniz ne olacak?

Derhal tüm üyeleri kapsayacak bir şekilde genişletilmiş toplantılar düzenleyerek görüş önerilerini sonuna kadar dinleyeceğiz. Sonrasında bunları değerlendirerek ve yönetime her bir sosyal alandan sorumluluklar vererek ve bilhassa gençleri partiye dahi ederek, kadın örgütlenmesine bir dinamizm getireceğiz. Böylece çıtayı yükselterek, parti içerisinde ortak aklı ve demokratik merkeziyetçiliği esas alıp partide barış, sevgi ve saygı dilini hâkim kılacağız. Başta ilin acil sorunlarını her alanda savunup öne çıkaran çözümlemelerimizle seçimi beklemeden ve ertesi gün seçim olacakmış gibi çalışacağız. Bunu başarabileceğimize inanıyorum. Kaldı ki buna ilişkin somut adımlar program ve proje boyutunda elimde genişletilmiş haliyle var. Ama müsaadenizle bunları da yeri geldiğinde açıklayıp uygulayacağız.

Sayın İl, vakit ayırıp bizlere parti içindeki süreci tüm ayrıntısıyla anlatarak halkı aydınlattığınız için teşekkür ederiz.

Asıl ben size teşekkür ederim.