Tunceli Belediyesi öncülüğünde 7 ilçe belediyesi tarafından Avrupa Birliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Belediyelerin finansıyla Sütlüce bölgesinde 18 hektarlık bir alana yapımı planlanan 'Entegre Katı Atık Bertaraf Tesisi' ne bölgede yaşayan köylüler, 10 binden fazla ağaç kesileceğini ve doğanın tahribata uğrayacağını belirterek tepki gösterdi.

‘SÜTLÜCE’DE YAPILMAK İSTENENLER DOĞAMIZIN YOK EDİLMEK İSTENMESİDİR’

Köylüler adına açıklamayı okuyan Yılmaz Çelik, “ Tuncel ili, Merkez ilçesi, Sütlüce köyü Kemer Mezrasında Tunceli Merkez Belediyesi ve ilçe belediyeleri tarafından inşa edilmek istenen katı atık depolama ve bertaraf tesisi ve bu hukuksuz girişimin karşısında direnen yöre halkının mücadelesi devam ediyor. Dillerinden Dersim, Munzur, Alevilik, ekoloji, orman, çevre, doğa, halk gibi kelimeleri düşürmeyenler, bunları vitrin malzemesi olarak kullananlar da Kırmızı Dağ-Sütlüce köyleri, ormanları ve yaban yaşamı konusunda ağız birliği etmişçesine sus pus olmaya, adeta üç maymunu oynamaya devam etmektedirler. Bu utanılacak ve dersler çıkarılacak bir olaydır.Sütlüce yöresi köylüleri olarak, bir daha geri getirilemeyecek ormanları, dereleri, vadileri ve yerleşim alanlarını tehdit eden bu proje ile ilgili görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmayı 5 Haziran Dünya Çevre Günü arifesinde bir görev biliyoruz. Ormanlarımız milli servetimizdir. Ormanlarımız partiler, siyasetler üstü bir konu olup herkesi ilgilendirmekte, korunması ve geliştirilmesi de anayasal güvence altında bulunmaktadır.  Projenin uygulanmak istendiği alanda 50 binden fazla meşe ve ardıç ağacı yok edilme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Oysa projenin uygulanabileceği üzerinde tek ağaç bulunmayan, tek bir ağacın kesilmeyeceği alanlar, araziler mevcut. Bu ısrar niye? Avrupa’dan gelecek 50-60 milyon lira için milli servetimiz olan ormanlar yok edilemez. Kırmızı Dağ ormanları Kaz Dağlarından değersiz mi? Projenin uygulanmak istendiği alanda organik arıcılık yapılmakta. Oysa projenin uygulanabileceği üzerinde tek bir arı kovanının bulunmadığı yani arıcılığın yapılmadığı binlerce hektar orman olmayan arazi mevcut. Bu ısrar niye? Avrupa’dan gelecek 50-60 milyon lira için köylünün önemli bir geçim kaynağı olan organik arıcılık yok edilemez. Kırmızı Dağ ormanlarının İkizdere kadar anlamı yok mu?” dedi.

Projenin uygulanmak istendiği alanda nesli tükenme tehdidi altında bulunan ve Bern Sözleşmesiyle koruma altına alınmış olan vaşak, bozayı, dağ keçisi ve kurt habitatı bulunduğunu vurgulayan Çelik,” Oysa projenin uygulanabileceği üzerinde tek bir yaban yaşamının bulunmadığı binlerce dönüm arazi mevcut. Bu ısrar niye? Avrupa’dan gelecek 50-60 milyon lira için bu canlıların yaşam alanı yok edilemez, biz insanoğlu doğanın efendisi değiliz, onun bir parçasıyız. Ormandaki yabana, uçan kuşa, börtü böceğe, yerdeki karıncaya saygı duymak ve saygı göstermek zorundayız. Projenin uygulanmak istendiği alanda doğal hayvan yetiştiriciliği yapılmakta ve bu da köylüye önemli bir geçim kaynağı sağlamakta. Oysa projenin uygulanabileceği üzerinde tek bir hayvanın dolaşmadığı yani hayvancılığın yapılmadığı binlerce hektar orman olmayan arazi mevcut. Bu ısrar niye? Avrupa’dan gelecek 50-60 milyon lira için köylünün önemli bir geçim kaynağı olan hayvancılığı niye yok etmek istiyorsunuz. Projenin uygulanmak istendiği alana çok yakın,300-400 metre mesafede yerleşimler, köyler ve tarım arazileri bulunmakta. Organik meyve ve sebze tarımı yapılmakta. Oysa projenin uygulanabileceği binlerce dönüm kıraç, çorak, tarım yapılmayan, köylerden uzak araziler mevcut. Avrupa’dan gelecek 50-60 milyon lira için köylerin sosyal ve ekonomik yaşamına niye zarar veriyorsunuz? Köylere geri dönüşlere niye engel çıkarıyorsunuz. Projenin uygulanmak istendiği alanda ve çok yakınında ziyaretgahlarımız, mezarlıklarımız bulunmaktadır. Avrupa’dan gelecek 50-60 milyon lira için geçmişimizi ve geleceğimizi mi yok edeceksiniz? Bu inancımıza hakarettir, zulümdür, kabul edilemez” diye konuştu.

'TESİSİN YAPILACAĞI YERDE BERN SÖZLEŞMESİYLE KORUNAN CANLILAR VAR'

Belediyelerin bu projeden vazgeçmelerini belirten Yılmaz Çelik, “Projenin yer seçiminde kamulaştırma bedeli ödememek için ve mazot hesabı yapılarak ormanlık alan tercih edilmiştir. Bu tercih nedeniyle bu uygulamanın ekolojik ve sosyal maliyeti çok yüksek olacaktır.  Bu tür uygulamalar doğamızın nasıl bir tehlike altında olduğunun önemli bir işaretidir. Katı atık depolama ve bertaraf tesisinin tamamen yanlış bir yerde planlandığı anlaşılmaktadır. Böylesine yüksek rakımlı ve ormanlarla kaplı, köy yerleşimlerinin ortasında ve tarım alanlarına çok yakın bir alanda çöp tesisi işletmesi açılmasının daha başlamadan huzursuzluğa yol açtığı bilinmektedir. Öte yandan yöre insanını etkileyecek, mevcut yaşamı ve habitatları tamamen yok ederek ormanı çöle dönüştürecek bir faaliyet için geçmişte “ÇED gerekli değildir” kararı verilmesi ve şimdi de  “ÇED olumlu” kararı verilmesi ayrı bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Çöp tesisinin gerekçesi olarak Tunceli’deki vahşi depolama sahaları gösterilmektedir.  Ancak bu bu sahalar için şimdiye kadar her nedense tek bir rehabilitasyon çalışması yapılmamış, yıllarca adeta görmezden gelinmiştir. Bölgede yaşayan halkın evlerine, tarla ve tarım alanlarına çok yakın mesafede çöp depolama ve bertarafı faaliyetlerinin öngörülmesi her şeyden önce çok ciddi bir planlama hatasıdır. Projenin şehrin 1400 metre rakımlı, kar yağışını bol alan bir bölgesinde ve şehre 3 km mesafede inşa edilecek olması tüm şehir için ciddi bir tehlikedir. Sütlüce yöresi köylüleri ve Kırmızı Dağ Çevre Platformu, ülkemizin en güzel, doğal zenginlik açısından en zengin yörelerinden birinde, yöre halkının haklı olarak karşı olduğu bu projenin bu bölgede uygulanmasının derhal iptal edilmesi gerektiğini beyan etmektedir. Kaz Dağlarında, İkizderede, Cerattepede ve daha adını sayamayacağımız pek çok yerde gösterilmiş olan duyarlığı kendi memleketimizden esirgemeyelim, sağduyuya, akla, bilime, hukuka ve vicdana kulak vererek halkı dinleyelim, onlardan öğrenelim. Biz doğanın efendisi değil onun bir parçasıyız. Doğanın hakları ve doğal süreçleri koruma insan hakkından üstündür. Doğanın tahrip edilmesi suçtur. Sütlüce bölgesinin yaşam alanlarında yaşamlarını birebir etkileyen bu projede doğrudan karar ve yetki sahibi Sütlüce halkıdır. Ekosistemleri, ormanları ve biyolojik türleri koruyalım, yok etmeyelim. Tunceli Merkez ve 7 ilçe belediyesine bu yanlıştan dönmeleri, projenin bu bölgede uygulanmasından vazgeçmeleri çağrısında bulunuyoruz” şeklinde konuştu.