SERHAT OZAN YILDIRIM

Ovacık ilçesine bağlı Yeşilyazı köyünde bulunan Hoca Ahmet Yesevi Ortaokulu’nda 5 yıldır görev yapan öğretmen Selda Demirdaş, öğrencilerine EBA ile uzaktan eğitim verdikten sonra, dersle ilgili takıldıkları konuları evlerine giderek, koronavirüs tedbirlerine uygun olarak tekrar ediyor. İlk görev yeri olan Yeşilyazı köyünde öğrencilere verdiği eğitimin yanında köy işlerinde ailelerine de yardımcı olan Demirdaş, sınıfta öğretmen, tarlada çiftçi, merada hayvanları otlatan çoban olarak tüm köylüler tarafından seviliyor. Demirdaş’a olan sevgilerini göstermek isteyen öğrenciler, köyde hediyelik eşya satan bir yer olmadığı için 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde annelerinin yaptığı tereyağı, yufka ekmeği gibi yiyecekler ile ninelerinin ördüğü patikleri alarak, öğretmenlerinin kapısını çaldı.

‘ZOR YANLARI VAR AMA GÜZEL YÖNLERİ ÇOK FAZLA’

5 yıldır ilk görev yeri olan Yeşilyazı’da bulunduğunu ifade eden Demirdaş, "Ben normalde İzmir’de yaşıyordum ama kendi memleketime atanarak geldim. Burada tek sorun ulaşım. Kar yağmaya başladı ve yaklaşık 4 ay böyle sürecek. 3-4 metre kar yağıyor. Bu karın verdiği de bir güzellik var. Su kaynaklarımız çok güzel. Özellikle bahar aylarında yemyeşil oluyor her taraf. Kışın zorluğu, baharın güzelliğini getiriyor. Öğrencilerimiz köy çocukları. Yatılı bir okul ve cuma günleri gidip pazartesi günleri okula geliyorlar. Bu da aile özlemini benimsetiyor çocuklara. Bizler de onlara hem annelik hem babalık hem de öğretmenlik yapıyoruz. Zorlu yanları var ama güzellikleri daha fazla. Burada köy okulunda öğretmenlik yaparken, köyden biri oluyorsun. Öğrencilerin yaşam ortamlarına ortak oluyorsun. Onların yaşadıkları zorlukları yaşamak istiyorsun. Ev ziyaretlerimizde köylülerle yakın ilişkiler de kurduk. Çocuklara ve ailelere dokunabiliyorsun. Bizim dönemimizde öğrenci, öğretmeni ne derse onu yapardı. Şu an öğretmen olarak çocuğa dokunmak ve yaklaşmak lazım” dedi.

‘İNEK OTLATMAYA GİDİYORSA BEN DE GİDİYORUM’

Burada köylülerle kurduğu bağdan dolayı çocukların yaptığı işlere yardım ettiğini dile getiren Demirdaş, "Beraber inekleri otlatmaya gidiyorsa ben de gidiyorum ya da ailelerine başka konularda yardım ediyorsa onu yapıyoruz. Kar çok yağdığında kapının önünde kürekle kar atıyoruz. Misafirliğe gittiğimizde ya da onlar geldiğinde işlere yardımcı oluyoruz. Burada köy şartlarını öğrencilerle birlikte görüyorum. Onların gün içinde ne işler yaptığına, nasıl bir hayat yaşadığına şahit oluyorum. Böyle olunca çocuğa zor şartlarda yaşadığını ve derslerine ağırlık vererek hem kendine hem de ailene güzel ve rahat bir hayat sunabilirsin mesajını tam verebiliyorsun. Bugün Öğretmenler Günü olduğu için öğrencilerim sosyal mesafe kurallarına uyarak evime geldiler. Köy ortamı olduğundan burada alışveriş merkezi olmadığı için bana yöresel hediyeler getirip sevgi içerikli notlar yazmışlardı. Annelerinin yaptığı yağ, peynir, yazma ve patik getirdiler. Ben de çok mutlu oldum ve duygulandım. Köy okullarında zorluklar çok zor ama öğrencilerin, köylülerin bu doğallıkları insana tüm zorlukları unutturuyor” ifadelerini kullandı.

‘HAYALİM KÖY OKULLARINDA ÖĞRETMEN OLMAK’

4’üncü sınıf öğrencisi İlayda Naz Demiröğen de öğretmenine olan sevgisini anlatarak, "Okullar kapandığı zaman canlı ders görüyoruz. Bazen takıldığımız durumlar oluyor. Öğretmenimiz bize geldiği zaman onları detaylı bir şekilde bize anlatıyor. EBA’da derslerimi dinledikten sonra annem köyde hayvancılık yapıyor ben de onlara yardım ediyorum. Öğretmenim de bazen benimle gelip inekleri otlatıyor. Öğretmenin hep 'güzelce derslerini çalış ailene de kendine de güzel bir gelecek hazırla' diyor. Ben de öğretmenimi dinleyip derslerimi güzelce çalışıyorum ve kendim de köy okullarında öğretmenlik yapmak için çaba sarf ediyorum" dedi.

Yine 4’üncü sınıf öğrencisi Haydar Can Dinler de derslerden sonra ailesine yardım ettiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ödevlerimi yaptıktan sonra tavukları, keçileri besleyerek aileme yardım ediyorum. Öğretmenim bize gelirken benim hayvanlarla uğraştığımı görüp bana yardım ediyor. Kendisini çok seviyorum. Biz köydeyiz ve burada alışveriş merkezi yok. Buralar kışın çok soğuk oluyor. Ben de ninemin ördüğü yün çorabı öğretmenime hediye ettim. Kendisi de çok mutlu oldu.”