Anadilim çok güzel diyen Zerya, “Dilimi ve kültürümü çok seviyorum” diyor. Şimdilerde annesiyle birlikte tatilini Dersim’de geçiren minik Zerya’ya Yönetmen Yılmazcan Şare tarafından Zazaca/Kırmancki çocuk şarkısı ile bir ninniye klip çekiliyor.

MENDİLİ ANADİLİNDEN KANAMIŞ ANNENİN

Edip Cansever’in “Mendilimde kan sesleri” şiirinde söylediği gibi “insan yaşadığı yere benziyor. O yerin suyuna, o yerin toprağına. Suyunda yüzen balığa, toprağını iten çiçeğe. Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine.” Cansever aynı şiirinde, “Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar? Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar?” diye soruyor ya Zerya’nın Annesi Zeynep Arasan Almanya’ya gitmiş olsa da doğduğu; büyüdüğü Dersim’e benzemiş. Arasan’ın mendili anadilinden kanamış. Anadilinin yitip gitmemesi için dilini önce kendisi öğrenmiş ardından da minik Zerya’sına öğretmiş.

“ZERYA, ANADİLİMİN KALBİDİR”

Zerya, “benim anadilimin kalbidir” diyen Anne Zeynep Arasan’ın Zerya’ya ve anadiline ilişkin söyledikleri şöyle:

Zerya’ya baktığımda çok güzel bir ruh görüyorum. Zerya’dan önce doğan çocuklarıma da anadilimi öğretmek istedim ancak ben de o zamanlar bu konuda yetersizdim. Bu konuda birçok insandan yardım istedim ancak maalesef bu yardımı alamadım. Kendi dilimi türküler sayesinde öğrendim. Bu konuda annemin de büyük yardımı oldu. Bütün bunları yaparken içim çok acıyordu. Bu dilin yok olmasını kabullenemiyordum. Kendim öğrendikten sonra Zerya’ya da öğretmeye başladım. Tabi bu süreçte insanlar benimle dalga geçti. Yüreğimde bu konuda inanılmaz bir ukde vardı. Dersim’in dilini, özünü anlatmak zor. Bunu Zerya’ya vermeyi kararlaştırdım. Gerekirse insanlara yalvaracağım, onları rahatsız edeceğim dedim. Dil için bunu yapacağım dedim. Annemin, teyzemin ve birkaç arkadaşımın da desteğiyle anadilini Zerya’ya güzel bir şekilde öğretmeye çalışıyorum. Zerya ile kendi dilimde konuştuğum için dalga geçenler oldu. Bırakın bu dili zaten artık kimse konuşmuyor. Çocuk, Türkçe, Almanca öğrensin yönlü eleştiriler aldım. Ancak yılmadım. Şu anda Zerya anadilini çok iyi konuşuyor. O zaman bu sözleri söyleyenler kızımı uzun süre görmeyince telefon açıp onunla konuşmak istediklerini söylüyorlar. Zerya, konuşunca kendi dilinin, inancının o derin ruhunu yansıtıyor ve bu bir anne olarak beni çok mutlu ediyor.

KREŞTE ÇALIŞMAK, PROJE FİKRİ VERDİ

20 yılı aşkın süredir Almanya’da yaşayan Zeynep Arasan bu sürenin 10 yılını kreşte çalışarak geçirmiş. Arasan, “Orada yaşadıklarımı, çocuklarla yaptığımız etkinlikler neden bizim anadilimizde de olmasın diye düşündüm. Kafamda bir proje fikri oluştu. Çünkü anadilimizin çocuklarla kalıcı olabileceğine inandım. Bu fikrimi birkaç arkadaşla paylaştım. Yardım edeceklerini söylediler. Bunların içinde yazar ve sanatçılar da vardı. Hepsi çok güzel fikir dediler. Müthiş bir proje olur dediler. Ancak sadece bu söyledikleriyle kaldılar. Yılmazcan Şare ile tanışınca bu projeden kendisine bahsettim. O da destekledi. Çocuk şarkısı ve ninniden oluşan bir klip çalışmasına başladık. İnşallah bunun devamı da gelir” diyor.

ŞARE, KLİPTE ZERYA İLE YAŞLILARI BULUŞTURDU

Zerya’ya klip çeken Yazar ve Yönetmen Yılmazcan Şare, klipte anadilin taşıyıcıları olan yaşlı kadınlar ile dilin yaşaması için öğretilmesi gereken çocukları temsil eden Zerya’yı buluşturdu.

Klip çekimi hakkında konuşan Yılmazcan Şare, “Klibi Dersim’de çekiyoruz. Klipte Zerya, 123 yaşındaki Dersim’in çınarı Fidan Nene ve birkaç yaşlı kadınla oynadı. Zerya, klipte Fidan Nene’ye dilin yok olmaya yüz tutmuş olmasını şikayet etti. Zerya’yı yaşlı kadınlarla buluşturmaktaki temel amacımız kök ve filizi yan yana getirmekti. Küçük Zerya, Kırmancki’nin şefkatini yaşlı kadınlara sundu. Ben bu tür çalışmaların arttırılması gerektiğini düşünüyorum. Zerya’nın annesi Zeynep bu konuyla istekte bulunarak çocuk şarkısı konusunda yardım istedi. Bu konudaki eksikliği; üzüntüsünü dile getirdik. Zerya, anadiline olan tutkusu nedeniyle benim de çok önemsediğim bir çocuk. Bizim dilimizin, inancımızın, Kırmancki’nin küçük bir o kadar da kocaman temsiliyeti. Zerya, bana göre dil ve inanç konusundaki bu kötü gidişata ders veren, uyaran, doğruya çağıran bir figür. Ayrıca bu konuya kulaklarını kapatan, duyarsız kalan insanların da kendisini sorgulamasını sağlayan bir figür.  O nedenle birey olarak elimden gelen katkıyı sunmaya çalıştım. Güzel bir çalışma olduğuna inanıyorum. Ön açıcı olacak. Sanatla, müzikle uğraşan insanlarımızın çocuk şarkıları konusunda üretimi arttırması gerektiğini düşünüyorum. Bizim amacımız bu konuda farkındalık yaratmak. Gayet olumlu tepkiler aldık” diye konuştu.

Zazaca/Kırmancki tiyatro grubu Arêye Kây (Oyun Değirmeni) ile anadillerine hizmet etmeye çalıştıklarını kaydeden Yılmazcan Şare, “İleri süreçte bütünüyle çocukların oynadığı bir oyun sahnelemeyi düşünüyoruz. Bütün bunlardan da önemlisi bir kültür köyü projemiz var. Bir ya da üç ay boyunca oluşturulacak bu köyde çocuklarla yaşlıları buluşturmayı planlıyoruz. Orada çocuklar, toprağın işlenmesinden, anadillerini konuşmaya kadar, kirvelik, musahiplik gibi değerlerimize kadar tanıma fırsatı bulsunlar istiyoruz. Yine bu köyde çocuklarımızın yaşlılarımızdan anadillerinde masallar dinleyerek özleriyle buluşmalarını amaçlıyoruz. Maalesef şu an mevcut ortam buna müsait olmadığı için bu projeyi şimdilik ertelemek zorunda kaldık” şeklinde konuştu.

Ercan TOPAÇ

mendilimde-kan-sesleri-(3)-tile.jpg