İzmir’de HDP il binasına gerçekleştirilen saldırı sırasında Deniz Poyraz'ın ölmesini; Halkların Demokratik Partisi(HDP) Eş genel başkan yardımcısı ve Dersim Milletvekili Alican Önlü, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır,Halkların Demokratik Partisi Dersim İl Eşbaşkanları Nurşat Yeşil ile İbrahim Kasun, Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Ali Mustafa Çelik, EMEP İl Başkanı Ergin Tekin, Tunceli Baro Başkanı Kenan Çetin ve aralarında siyasi parti ve sivil toplum kuruluşların bulunduğu Emek ve Demokrasi Güçleri Sanat Sokağı’nda bir araya gelerek protesto ettiler.

‘BU SALDIRI ALÇAKÇA BİR SALDIRIDIR VE BU SALDIRIYI EN SERT ŞEKİLDE KINIYORUZ’

Açıklamayı grup adına yapan Ergin Tekin, “ Halkların Demokratik Partisi İzmir İl Örgütü binasına düzenlenen silahlı saldırıda parti çalışanı ve üyesi Deniz Poyraz hayatını kaybetmiştir. Bu saldırı alçakça bir saldırıdır ve bu saldırıyı en sert şekilde kınıyoruz.Normal şartlarda HDP üyelerinin bile kendi parti bürolarına girmesinde zorluk çıkarılırken, ülkenin üçüncü büyük şehri olan İzmir’de  24 saat boyunca gözetim altında tutulan binaya, katil, çok rahat bir şekilde elini kolunu sallaya sallaya girebiliyor. Ve rahat bir şekilde “başkaları da olsaydı onları da vuracaktım” diyerek büyük bir katliama hazırlık yaptığını itiraf ediyor. Yakın tarih, HDP ve önceli partilerin kriminalize edilmesinin devlet politikası olarak işlediği bir geçmişe sahip. Hedef gösteren söylemler, kriminalize eden manşetler ve ardından gelen kurşunlar, parti binası bombalamaları. DEP’ ten bugüne her gelen iktidar, bu politikasından vazgeçmedi. Bugün de, HDP üye ve yöneticilerine karşı siyasal bir tercihin sonucu olarak gündeme gelmiş olan Kobane davası daha başlamamışken devletin zirvesinden açık hüküm veren, HDP’yi hedefe koyan açıklamalar üst üste geldi. Bu hükümler, iktidar medyasının manşetleriyle de desteklendi. Sınır ötesinde yapılan her askeri operasyonla eş güdümlü olarak, HDP de içeride hedefe konuldu. Hükümet sözcüleri her ağızlarını açtıklarında HDP’nin kapatılması için talimat üzerine talimat yağdırırken, yargı, siyasal iktidarın söylemlerine paralel olarak kapatma davası açma girişimlerinde bulundu.  İşte bu hedefe koyma politikasından cesaret alanlar, dün HDP İzmir İl Örgütü binasını basarak, Deniz Poyraz’ın katledilmesine sebep olmuşlardır. Şurası açık ki Deniz Poyraz’ın katledilmesi tek failli değil çok failli bir olaydır. O tetikte bir parmak değil birden çok parmak bulunmaktadır. Ve sıkılan kurşunlar, sadece HDP ye değil bir bütün olarak tüm muhalefete ve emek ve demokrasi mücadelesini yürütenlere sıkılmıştır. O kurşunlar hepimizedir. Bu kadar açık ve alçakça yapılan bir saldırı karşısında bile iktidar medyasının HDP’yi hedef gösterecek şekilde olayı çarpıtarak sunma gayreti ise biz demokrasi güçlerini hiç şaşırtmamaktadır” dedi.

‘SALDIRILARA KARŞI EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ OLARAK DAYANIŞMAYI BÜYÜTECEĞİZ’

Tekin, saldırılara karşı dayanışmanın büyütüleceğini belirterek, “Bu saldırı hepimizedir ve böylesi bir çürümeye, düşman hukukuna, kurşuna dönüşen kutuplaştırma siyasetine ses çıkarmamak, sırtını dönmek, bu katliamlara yol vermek demektir. Yaşanan katliamı Dersim Emek ve Demokrasi güçleri olarak lanetliyor, bir daha yaşanmaması ve Deniz Poyraz’ın barış, adalet ve özgürlük mücadelesini yükseltmek için halkımıza çağrıda bulunuyoruz. Tek merkezden ve topyekûn gerçekleşen bu tür saldırılara karşı emek ve demokrasi güçleri olarak dayanışmayı büyüteceğiz. Sadece tetikçi değil, saldırıyı azmettirenler de bulunmalı, bu karanlık tezgâh açığa çıkarılmalı, tüm sorumlular yargılanmalıdır.  Çünkü, saldırgan kim olursa olsun, bu saldırının, HDP’ yi ve yöneticilerini “terörist” olarak hedef gösteren, iktidar ve fiili ortağından güç aldığı açıktır” diye konuştu.

‘YAPILAN SALDIRI TÜM MUHALEFETEDİR’

İzmir’de yapılan saldırının tüm muhalefete bir mesaj olduğunu vurgulayan Halkların Demokratik Partisi(HDP) Eşgenel başkan yardımcısı ve Dersim Milletvekili Alican Önlü, “Başta mücadele yoldaşımızı anısına bağımlığımızı ve ailesine, partimize, kürt halkına ve en başta kadınlara baş sağlığı diliyoruz. Dün kamuoyuna iki tane resim yansıdı. Biri, partimizin ittifak güçlerimizin, mücadele içinde olduğumuz bütün toplumsal kesimlerin resmiydi. Yani Deniz’in resmiydi, o onurlu bir mücadele yürütüyordu. Diğer resim alçakça çetenin resmiydi. Katliam sadece partimize yapılan bir saldırı değil, uzun bir süredir partimiz üzerinden muhalefeti dizayn etmek istiyorlar, toplumu korkutarak bir algı yaratmak istiyorlar. Dünkü alçak saldırı demokrasi güçlerinedir, muhalefetedir, bütün toplumadır. Hem de İzmir gibi sol kimliği olan bir partinin kalemiz dediği bir yerde gerçekleşiyor ve mesaj veriyor aslında. ‘Hiçbir yer kimsenin kalesi yada siyasi kimliğinin açığa çıktığı yer değildir’ mesajı verildi orada. Dünden beri gösterilen tepki ve dayanışma olumludur tabi ki. Esas olan bizim ne yapacağımızdır. Biz ne yapacağımızı dün Deniz’in annesi söyledi. Biz baş ve boyun eğmeyeceğiz, hep ayakta olacağız” şeklinde konuştu.