SERHAT OZAN YILDIRIM

Dersim’de yaşayan Ali Arslan, 5 aylıkken geçirdiği menenjit hastalığı nedeniyle görme kaybı yaşamaya başladı. 8 yaşındayken geçirdiği suçiçeği hastalığının ardından görme yetisini tamamen kaybeden Arslan, yaşadığı olumsuzluklara rağmen hayata tutundu. Liseyi bitirdikten sonra bir süre farklı işlerde çalışan Arslan, 24 yaşından beri Tunceli Devlet Hastanesi'nde santral memuru olarak görev yapıyor. Zamanla telefon numaralarını hafızasına almaya başlayan Arslan, yaklaşık 2000 numarayı ezbere biliyor. İş çıkışlarında eve kapanmayan Arslan, bisiklet sürmekten raftinge kadar birçok etkinliği yapıyor. Ev işlerinde de eşine yardım eden Arslan, akşamları evde bağlama çalarak ailesiyle birlikte sevdikleri türküleri seslendiriyor. Engeline rağmen birçok hayalini gerçekleştiren Arslan'ın şimdiki hayali oturduğu mahalleye muhtar olmak.

'ENGELLİ OLMAM HAYATA KÜSECEĞİM ANLAMINA GELMEZ'

Engelli olmasının hayata küseceği anlamına gelmediğini belirten Arslan, "Işığımı kaybettim fakat duygularımı ve hayata bağlığımı kaybetmedim. 25 yıldır Tunceli Devlet Hastanesi'nde santral memurluğu yapıyorum. Hafızamda yaklaşık 2000 telefon numarası var. İş dışındaki vakitlerimde koşullar uygun ise bisiklet sürüyorum, bağlama çalıyorum. Bağlama, bu hayatta olmazsa olmazımdır. 50'ye yakın bestem var. Evde birçok işi kendim yaparım. Bir musluk bozulduğunda kendim değişirim. Elektrik arızası büyük değilse kendim onarırım. Yemeğimi kısmen yaparım. Evde asla aç kalmam. Çok iyi bulaşık yıkarım" dedi.

'HAYALLERİMİN BİR KISMINI GERÇEKLEŞTİRDİM'

Sadece 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde hatırlandıklarını ve bu durumdan duyduğu üzüntüyü dile getiren Arslan, "Engelliler her zaman hatırlanmak ister. Unutmayalım ki, herkes engelli adayıdır. Benim de her insan gibi hayallerim vardı. Kimisini gerçekleştirdim kimisi de sırada bekliyor. Hayallerimden biri, güzel bir müzik albümü yapmaktı. Onu başardım. İkinci hayalim Munzur Çayı'nda rafting yapmaktı. Onu da diğer engelli arkadaşlarımızla birlikte yaptık. Üçüncü hayalim ise kendi köyümde veya merkez Moğultay Mahallesi'nde topluma ve engelli arkadaşlarıma daha faydalı işler yapabilmek için muhtar olabilmek. Çarşıya gidince bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Arabalar engelli rampasının önüne park etmiş. Kaldırımlarda engelli bantlarının üstünde yürüyorlar. Bunları lütfen yapmayın" diye konuştu.

Arslan'ın oğlu Eren Aslan da (25) bağlama çalmayı babasından öğrendiğini anlatarak, şunları kaydetti:

"Babamla baya bir aktivite yapıyoruz. Bisiklet sürüyoruz, gezip eğleniyoruz. Babam, hayatımda bana en güzel hediyedir. Çünkü bana çok şey öğretti ve yardımcı oldu. Engeller hiçbir zaman insanın hayallerinin önünde değildir. Her insan engelli olabilir ama umutlarıyla o engelleri aşabilir."