Dersim Kadın Platformu'nun çağrısıyla  Sanat Sokağı’nda bir araya gelen kadınlar, alkışlar ve sloganlarla Seyit Rıza Meydanı'na kadar yürüdü.

emine-bulut-cinayet-protesto-(2).jpeg

Meydanda, Platform adına konuşan, Tuba Apaydın, Emine Bulut’un “ölmek istemiyorum” haykırışının tüm kadınların çığlığı olduğunu belirterek, “ 18 Ağustos’ta Kırıkkale’de eski eşi tarafından çocuğunun gözü önünde defalarca bıçaklanarak ölüme gönderilen Emine’nin o görüntüleri 23 Ağustos’ta sosyal medyaya düşmeseydi, Emine de Ağustos ayında öldürülen diğer kadınlar gibi bir sayıdan ibaret kalacaktı.  Tıpkı 2018 yılında öldürülen 440 kadın gibi. Ya da 2019’un ilk altı ayında öldürülen 214 kadın gibi. Giderek artan kadın cinayetleri, gittikçe daha da vahşileşen şiddet yöntemleri sadece kocanın, sevgilinin, bazen babanın ani sinirlenmesi, caniliği, kendine hâkim olamaması ile açıklanabilir mi? “dedi.

"Ne Emine’nin ölümü ne de diğerleri bir caninin, sinirlerine hâkim olamamış ruh hastası bir adamın yaptığı münferit cinayetler denilerek geçiştirilemez" diyen,  Apaydın “Ülkeyi yönetenlerin, kadınları ısrarla sıkıştırdığı şiddet cenderesinin sonuçlarıdır. Kadınları korumayan, onları şiddetle baş başa bırakan, daha önemlisi şiddeti körükleyen sistemin sonucudur. Boşanmak, evlenmek kadar doğaldır, evliliği yolunda gitmeyen kadın da erkek de boşanır tabi demediğiniz için öldürüldü Emine. Bu ülkede kadınların öldürülmesine izin vermeyiz, yasaları güçlendiririz, bir kadının burnu kanasa devlet onu oradan alır, güvenli bir yere yerleştirir ve asla erkeği haklı görmez” demediğiniz için biz bugün bu görüntüleri izliyoruz. 17 yıldır söylediğiniz aile, ailenin kutsallığı, aileleri koruma siyaseti kadınların ölümü demek işte. Bir devletin kadınları ısrarla sıkıştırdığı şiddet cenderesinin sonuçları bunlar. Kadınları korumayan, uğradığı ya da uğrayabileceği şiddetle onları baş başa bırakan ve hatta daha önemlisi şiddeti bizzat yaratan ve körükleyen sisteminiz öldürdü Emine’yi” diye konuştu.

Emine Bulutun ölümünün sorumlusunun siyasal iktidar olduğunu iddia eden Apaydın, “ Boşanan kadınları sapkın hayatlar yaşamakla suçlayan, boşanmaları ne pahasına olursa olsun engellemek için Meclis’te komisyonlar kuran, aileleri parçalatmayacağız diye dört bir yerden açıklamalar yaptıran, nafakayı kaldırmak için yasa hazırlıkları yapan, şiddete ilişkin koruma kararları almamızı sağlayan 6284 sayılı Yasayı kaldırmak isteyen, İstanbul Sözleşmesi’nden devletin imzasını çekmesi için uğraşan siyasal iktidar Emine Bulut’un ölümünün sorumlusudur.  Emine’nin 'ölmek istemiyorum' diyen çığlıkları kulaklarımızda, yaşam hakkımızı savunacağız. Nafaka ile ilgili değişiklik yapmanıza izin vermeyeceğiz, 6284 sayılı yasaya dokunamayacaksınız, İstanbul Sözleşmesinden çekilmenize engel olacağız. Aile içinde çizdiğiniz o sınırda yaşamayı kabul etmeyeceğiz. Kadınların 'Ölmek istemiyorum', 'Ölmeden koruyun beni', 'Beni öldürdükten sonra mı tutuklayacaksınız' çığlıklarının yükselmediği bir hayat istiyoruz. Yan yana gelerek, dayanışarak, yılmayarak, mücadele ederek kazanacağız” şeklinde konuştu.

Açıklamanın ardından katılımcılar, kadına yönelik cinayet ve şiddeti protesto etmek amacıyla oturma eylemi gerçekleştirdi.

emine-bulut-cinayet-protesto-(1).jpeg