İşte, EMEP’in o değerlendirmesi:

FESTİVAL BİR İHTİYAÇ MIDIR?

20. Munzur Kültür ve Doğa Festivali’ne ilişkin yapılan değerlendirmelere dair partimizin uzun bir süredir hem kurumlarla hem de kamuoyu ile yürüttüğü tartışmalara dair bilgilendirmenin gerekli olduğu kanısındayız.

Festivalin çıkışı…

1980 askeri faşist darbesinden sonra zaten saldırıların hedefi olan Dersim’de, nüfus yarıya inmiş, zulümün her türlüsü memlekette kol geziyor haldeydi! 19 Temmuz 1987’de ilan edilen OHAL’le birlikte kentte yarı açık ceza evi yılları yaşanmaya başlanmıştı. Ambargo, halkımızın yaşamının bir parçası haline gelmişti. Her türlü yaşam malzemesinin karneye bağlandığı, belirlenen bir saatten sonra ulaşım yollarının kapandığı, demir bariyerlerle kilitlendiği, sokağa çıkma yasakları ile yaşamın tam bir cendereye sıkıştırıldığı yıllar yaşanıyordu.

12 Eylül 1980 darbesiyle başlayıp, 30 Temmuz 2002’ye kadar süren OHAL’e kadar tam 22 yıl süren bir baskı sistematiği… Dile kolay, tam 22 yıl. İşte bu yıllarda yüreğini burada bırakarak gitmek zorunda olanlar ve bütün zorlukları göğüsleyerek Dersim’de kalarak mücadele edenlerin, on yıllar sonra Dersim’de yaşanan baskılara karşı birlikte mücadelesinin ürünlerinden sadece biridir festival.

OHAL’in sürdüğü yıllarda dayanışma gezileriyle festivalin altyapısı şekillenmeye başladı. 1999 yılında festivalin ilk resmi başvurusu yapıldı. 6-9 Ağustos tarihleri arasında yapılacak festival afişine “Bu Dünya Bize Atalarımızdan Miras Kalmadı, Biz Onu Çocuklarımızdan Ödünç Aldık” ana teması yer aldı. Ancak başvuru, OHAL’in ilgili maddesi gerekçe gösterilerek yasaklandı! Ama yurt içinde ve yurt dışında on yıllardır Dersim’e gelememiş insanlarımızın özlemi dağ gibi büyümüştü. Yasağa rağmen binlerce Dersimli izinlerini Dersim’de geçiriyordu. Artık festivalin tarihi ilan edilmişti. Her yılın Temmuz ayının son perşembesinden başlayıp pazarında bitişti. 2000 yılının 28-30 Temmuz günlerinde “İnsan Yaşadığı Yere Benzer, O Yerin Suyuna, O Yerin Toprağına Benzer” temasıyla yapılan festivalle süreç artık başlamıştı. O yıllardan bugüne yasaklamalar, çeşitli engellemelerle süren festivaller yapıldı. Birçok festival programı kurumlar arasında çeşitli tartışmalarla süre geldi. En nihayetinde bugüne gelindiğinde tartışmalarda epeyce mesafe kat ettiğimizi belirtmeliyiz.

Emek Partisi olarak uzunca bir süredir festivalin ortaya çıkış amacından gittikçe uzaklaşmaya başladığı, kendini tekrar eden bir döngüye girdiği tespitinde bulunmuş bunu da çeşitli platformlarda dile getirmiştik. Bu anlamda yaklaşık on yıldır içeriğinin değişmesine yönelik sürdürülen tartışmalar sonuçsuz kalmıştır. 20. Festivalin de aynı döngü içinde gerçekleşeceği bilinmez değildir. Zira dört güne sığdırılmaya çalışılan birçok konu başlığının, panelist yoğunluğu ve kısa süreli söz hakkı ve bunaltıcı havanın da etkisiyle verimsizleştiği bilinen bir gerçektir. Yine uzun bir süredir yaptığımız gözlemler sonucu,  konser etkinliklerini dışarda tutarsak, diğer etkinliklere Dersim’de yaşayan halkın özellikle de gençlerin ve kadınların katılımının siyasi temsiliyetten öteye geçmediği görülmüştür.    Uzunca bir zamandır Festival adı, halkın zihninde akşam konserleri olarak yer edinmiştir. Şüphesiz ki uzunca süren pandemi koşullarından kaynaklı doğal olarak bir nefes alma ihtiyacı vardır. Ama bunun nasıl telafi edileceğini önerilerimizde sunacağız.

 Burada asıl tartışılması gereken Festivalin bir döngü içerisinde önemli bütçeler ayrılarak sürdürülmesi mi? Yoksa Festivalin misyonunu artık tamamladığı ve sonlandırılması gerektiği tartışmasıdır. Birçok kurumumuzun pandemiden kaynaklı festival yapılmasın önerisi vardır. Şüphesiz ki bu da çok önemlidir. Ama festivalin artık misyonunu doldurduğu ve sonlandırılması gerektiği tartışması pandemi koşullarından bağımsız ele alınarak tartışılmalıdır.

Festival olsun diyen dost kurumlarımızın bir kısmı ‘nostaljik’ yaklaşırken, bir kısmı ‘uzun yıllar emek verdik her koşulda sürdürelim’ anlayışındalar.  Bir kısmı da ‘pandemi sürecinde insanlar birbirinden uzaklaştı’ söylemlerini dayanak göstermekte ve festivalin bu birbirinden uzaklaşma sorununu çözeceğine dair tespitlerde bulunmaktadırlar.  Partimiz bu tespitlere katılmamaktadır. Şüphesiz ki bizler bu konuda fikirlerimizi belirteceğiz. Ama bu konudaki kararın halkımızın onayına da sunulması önemlidir.  Daha önce festivalin yapılıp yapılmaması konusunda ortaya çıkan anket sonuçları büyük oranda yapılmamasını işaret ettiğini hatırlatalım.

Dersim halkı ve yaşam savunucusu kurumlar, festivalin, doğayı korumak yerine çevrede tahribata neden olduğuna dair çeşitli yorumlar yapmakta, partimiz de bu yorumların bir kısmına katılmaktadır.  

Yine sistemden kaynaklı birçok sorunun çözümünü ( Doğa, Çevre, kültür, inanç vb. ) festival üzerinden sürdürülen bir tartışmaya dönüştürülmesi de ayrı bir açmazdır.

Partimizin Önerileri:

Dar zaman çerçevesine sıkıştırılmış Festival etkinlikleri önemli oranda verimsiz geçtiği sonuçlarıyla ortadadır. Bir örnek, 2019 yılı festivalinde her yıl yapılan geleneksel Munzur yürüyüşüne katılım 100 kişiyi aşmamıştır. Bu anlamda; Sosyal, kültürel, sanatsal, çevre vb. etkinlikler bir plan ve organizasyon dahilinde bir yıla yayılarak gerçekleştirilmeli. Yapılan etkinlikler atölye çalışmalarıyla desteklenerek daha verimli hale getirilmelidir.

Yine, yeterli gelecek süre içerisinde film ve tiyatro etkinlikleri düzenlenmeli yapımcı ve oyuncuları ile söyleşiler gerçekleştirilmeli. Etkinlikler olanaklar dahilinde köylere de kaydırılmalıdır. Gençliğin bu alana eğilimini arttırmanın olanakları yaratılmalıdır.

Şiir, edebiyat ve sanat günleri yapılarak başta gençliğimiz olmak üzere, bu alana ilgi ve yönelimi mutlaka özendirmeliyiz. Yine bu etkinlikler çerçevesinde şiir ve öykü yarışmaları düzenlenerek yeni yeteneklerin çıkmasını sağlayabiliriz. 

Elbette ki halkımızın sanatsal alanda konser etkinliklerine de ihtiyacı vardır. Bu etkinlikler de yıllık plan çerçevesinde mutlaka gerçekleştirmeliyiz. Biraz geriye bakarsak, Halkçı Belediyeciliğin 90’lı yılların başında bu alanda ortaya koyduğu önemli çalışmalar vardır, incelenmelidir.

Elbette ki ülkenin önemli siyasal gündemlerine yönelik yapılacak panel ve eğitim çalışmalarına daha fazla zaman ayırarak verimli hale getirebiliriz. Kendi alanlarında uzman panelistlerin on beş dakika verilen süre içerisinde kendilerini ifade etmesini ne kadar bekleyebiliriz.

Burada asıl olarak izah etmeye çalıştığımız şudur. Enerjimizi ve olanaklarımızı Gençliğin, kadınların, çocukların ve bir bütün olarak halkımızın her alanda gelişimine olanak sağlayacak bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bir kentin kültürel gelişimine, yukarıda özetle örnek verdiğimiz başlıkların üzerinden geniş kapsamlı çalışmalar yapılarak adım atabiliriz. Dışardan çok insan gelsin, kalabalık bir festival olsun bakış açısı bugün açısından popülizm hevesidir.

İlçeler dahil dört güne sıkıştırılmaya çalışılan bu Festival döngüsünün artık ihtiyaca cevap olmadığı gibi misyonunu da büyük oranda yitirmiştir. Bölge illerinde düzenlenen festivaller, 5-6 yıl sürdükten sonra sonlandırılmıştır. Her dönemin ihtiyaç duyduğu mücadele araçları vardır. İhtiyaç hasıl olunca yerini yeni araçlara bırakır. Sür gitsin sonsuz bir festival ısrarı ne Dersim’in ne de mücadelenin ihtiyacı olamaz.