FELAKETLER ARTIYOR
2020 yılında dünyanın pek çok yerinde fırtına, sel ve kasırga nedeniyle tarım üretiminin zarar gördüğünü, insanların evlerinden ve yurtlarından olduğunu söyleyen Tekin, “Küresel iklim değişikliği yeni göçleri tetikliyor. Çin ve Hindistan’daki sellerin verdiği zarar 42 milyar dolar, sellerde hayatını kaybedenler istatistiklere bile giremedi. ABD’de kasırga ve orman yangınlarının zararı 60 milyar doları buldu. Afrika’da iklim değişikliğine bağlı olarak oluşan çekirge istilası 8,5 milyar dolarlık zarara yol açtı. Avrupa’da gerçekleşen kasırga nedeniyle yaklaşık 3 milyar dolarlık zarar oluştu. Bengal Körfezinde yaşanan fırtınanın faturası 13 milyar dolar oldu. Sigorta bedeli üzerinden belirlenen bu rakamlar aslında katbekat büyüktür. Güney Sudan’da meydana gelen seller nedeniyle ülkenin bir yıllık tarım üretiminin tamamı zarar gördü, halk açlıkla karşı karşıya.” dedi.
TOPRAK VE BİTKİ ÖRTÜSÜ YOK OLUYOR
İllerinde de derelere kurulan HES’lerin, boru ve tünele aldığı sudan mahrum kalan dere yataklarının, bitki örtüsünü yok ettiğini belirten Tekin, “Yapımı bitmiş barajların ciddi oranda iklim değişikline yol açtığını bizler Dersim halkı olarak yaşayarak görüyoruz. Ve yine uygulanan Tarım ve Hayvancılık politikaları,  Dersim yaylalarında genel olarak bitki çeşitliliğinin tehlike altında olduğu ve ayrıca endemik çeşitliliğin yok olmayla karşı karşıya olduğudur. Munzur Gözeleri rekreasyon projesiyle ranta açılmak istenmektedir. Yüzlerce maden şirketi Dersim’in doğasını ve toprağını talan etme hazırlığı içerisinde. AKP iktidarı, kendi koyduğu yasalara uymayarak ne sit alanı ne milli park ve ne de insanlığın ortak değeri olan ormanların yok olmasına kaygı duymamaktadır. Kısacası; Enerji şirketlerinin kasasını dolduran HES’lerin yarattığı tahribat, kuruyan dereler Tarım Bakanlığının “suyun gücü milletle buluşuyor” reklam spotlarıyla pazarlanıyor! Can suyuna bile muhtaç kalan toprak ve bitki örtüsü her geçen gün biraz daha kuruyor.” dedi. 
‘MÜCADELE GÜNÜ’
Birleşmiş Milletler ve burjuva hükümetlerin, çevre sorununda kapitalizm karşıtı politik değişim talebinden korktuklarını söyleyen Tekin, “Çünkü kapitalist düzen ortaya çıkan çöp dağları kadar kokuşmuş ve çürümüş bir düzendir. O nedenle bu düzenin restorasyonu değil, kökten değişmesi şarttır. Düzeni değiştirecek tek güç işçi sınıfı ve emekçi halk kitleleridir. “Pandemiler çağı” diye karanlık günler yaşamamızın sebebi de budur. EMEP, 5 Haziran Dünya Çevre Gününü egemen sistemin aksine bir mücadele günü olarak ele almaktadır. Yaşanabilir bir dünya, gelecek kuşaklar için sağlıklı bir yaşam, şüphe yok ki bu mücadelenin büyütülmesinden geçmektedir. Restorasyon adımları kapitalist yağmanın ve doğanın talan edilmesinin cilasıdır!” dedi.        (EVRENSEL)