Açıklamada konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Şube Başkanı Gürbüz Solmaz, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün ilan edilme geçmişinden bahsederek, “Barış talebinin, medeni ve siyasi haklarla (yaşam hakkı, işkence yasağı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, adil yargılanma hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü vb.) olduğu kadar; ekonomik, sosyal ve kültürel haklar (çalışma hakkı, konut hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı, dil hakları) ile de ilişkisi bulunmaktadır.   Aynı zamanda BM Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi ile Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesinin 1. Maddeleri, halkların kendi kaderlerini tayin hakkını bir insan hakkı olarak kabul ve ilan eder. Türkiye bu sözleşmelerin 2003 tarihinden beri tarafıdır. 

  İnsanlar arasındaki ekonomik, sosyal ve her türden eşitsizlikler, hakların ve özgürlüklerin tanınmayışı, savaşların ve çatışmaların temel sebebidir. O nedenle,  her şart altında ve dünyanın neresinde olursa olsun, barışın haklara ve özgürlüklere dayalı olarak sağlanabileceği düşüncesindeyiz. Dünyadaki bütün çatışma bölgelerinde çatışmaların temelinde genellikle hak ve özgürlük taleplerinin bulunduğu gözlenmektedir” dedi.

Kürt sorununun çözümsüzlüğünden ötürü yaşanan silahlı çatışmaların hayatın tüm alanlarını etkilediğini ifade eden Solmaz, İHD verilerine göre 2015, 2016 ve 2017 yıllarında yaşanan çatışmaların ağır sonuçları olduğunu söyledi.

Solmaz, sorunların çözüm yolunun diyalog ve müzakere süreci olduğunu da sözlerine ekledi.