İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla 12 ilde Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) yönetici ve üyeleri ile Kaldıraç dergisi okurları gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, MYK üyesi Ezgi Bahçeci, eski İzmir il başkanları Pınar Türk ile Kerim Altınmakas, 2 avukat, 4 İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanı, biri Şemdinli İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü'nde ziraat mühendisi ve öğretmen gibi meslek gruplarından kişilerin olduğu öğrenildi. Sabah baskınlarında 48 kişi gözaltına alınırken, toplamda 51 kişi için gözaltı kararı olduğu açıklandı. Yaşanan gözaltılara tepki göstermek için Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri sanat sokağında toplanan basın açıklaması gerçekleştirdi. 'Esp yalnız değildir, baskılar ve gözaltılar bizi yıldıramaz' pankartının açıldığı açıklamayı katılanlar adına Yunus Aras okudu.

Aras okuduğu basın metninde şu ifadelere yer verildi:

Ezilenlerin Sosyalist Partisi yeni bir siyasi kırım operasyonuyla daha karşı karşıya. Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, İstanbul İl Başkanı Ezgi Bahçeci ve HDP PM üyesi Sıtkı Güngör başta olmak üzere, aralarında ESP üyelerinin, avukatların, gazetecilerin, tiyatrocuların ve Kaldıraç Dergisi okurlarının da olduğu çok sayıda kişi ev baskınlarıyla gözaltına alındı. Saldırı kapsamında Ankara da bulunan ESP Genel merkezi, İstanbul'daki Genel Başkan İrtibat bürosu, İzmir İl binası ve Yamanlar ilçe bürosu, Etkin haber Ajansı, Beksav  ve Yenikapı Tiyatrosu polis tarafından kapıları kırılarak basıldı. Bürolarda bulunan tüm bilgisayar vb eşyalara el konuldu, bürolar talan edildi. Son dönemlerde “itirafçı ve gizli tanık” ifadeleri gerekçe gösterilerek muhalif güçlere bu tür operasyonlarla gözdağı verilmek isteniyor. Baskı ve sömürü politikalarının milyonlarca emekçide biriktirdiği öfkenin sokaklara akmasını ve iktidardan hesap sormasından korkmaktadırlar. Bu amaçla başta halkın örgütlü güçlerine saldırarak bu ihtimali elinden geldiğince boğmaya çalışmaktadır.

Dün olduğu gibi bugünde 'Bu gözaltılar hukuksuzdur” demiyoruz, çünkü faşizmin hukukunun tam olarak bu olduğunu biliyoruz ve tamda bu yüzden meşruiyetimizi hukuktan değil, işçi sınıfı ve ezilenlerin çıkarlarından ve öfkesinden alıyoruz.

Bu meşruiyet ile de devlete değil, halkımıza sesleniyoruz:

İşsizlik, yoksulluk, baskı, yasak, taciz, tecavüz, istismar, inkar ve kayyumların canınıza tak ettiğini ve bir çıkış yolu aradığınızı biliyoruz, O çıkış örgütlenmektir. Elbette sendikalarda, derneklerde, okullarda, fabrikalarda ve yaşamın her alanında örgütlenmektir. Ancak bu sağlanırsa iktidar alaşağı edile bilinir.

AKP-MHP blokunun tüm muhalif güçlere karşı başlatmış olduğu bu saldırıları birlikte mücadele ederek püskürteceğiz. Bu gün ESP'ye ve birçok demokratik kuruma karşı yapılan saldırı ve gözaltı operasyonlarına karşı ESP'nin yalnız olmadığını bir kez daha haykırıyoruz. Baskılar, Gözaltılar, tutuklamalar bizi yıldıramaz. Bize gücünüz yetmez biz kazanacağız.