Dersim’de CHP, HDP, EMEP, ESP, SMF’nin yanı sıra Dersim Barosu, SES, Eğitim Sen, Tüm Bel-Sen, Genel İş sendikası ile kadın ve çevre örgütlerinin yer aldığı 19 kurum Sanat Sokağı’nda basın açıklaması gerçekleştirerek kentte çok sayıda tarikat ve dinci vakıfların farklı isimler altında faaliyet yürütmesine tepki gösterdi. Açıklamada, Munzur Üniversitesi bünyesinde bu cemaatlere üye çok sayıda akademisyen olduğu da dile getirildi.

Kurumlar adına ortak açıklamayı okuyan EMEP İl Başkanı Ergin Tekin Munzur Üniversitesi’ni kast ederek, “Üniversiteler kuruldukları şehirlerin sosyal, kültürel, ekonomik yaşantısına olumlu yönlerde katkı sunması gerekirken,  küçük bir Alevi kenti olan Dersim’de, Munzur Üniversitesi’nin asıl görevlerini bir tarafa bırakarak, tarikat ve cemaat yapılanmalarıyla toplum üzerinde yaratmış olduğu huzursuzluk tahammül edilemeyecek boyutlara ulaşmıştır. Dersim’de cemaat ve tarikat yapılanması toplumsal gereksinim olmayıp,  tamamen,  tahakkümcü asimilasyon politikalarının araçları olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu yapılanmalar örgütlenme özgürlüğü kapsamında düşünülemez ve değerlendirilemez” dedi.

“ÜNİVERSİTE, FETÖ GİBİ CEMATLERİN CİRİT ATTIĞI ÇİFLİK HALİNE GELMİŞTİR”

Üniversitenin bilim yuvasından çok FETÖ’cülerin, Menzilcilerin, Süleymancıların, Milli Görüşçülerin sayısız vakıf ve dernekle cirit attığı ve kadro kaptığı bir çiftlik haline geldiğini iddia eden Tekin, “Dersim, eğitim, sosyal ve kültürel alandaki düzeyi bakımından, farklı kültürlerin/yaşam tarzlarının sorunsuz bir şekilde kendilerini ifade edebilme olanağı bulabilmesi gibi avantajlarla,  üniversite fikriyatını en iyi taşıyabilecek kentlerden biridir. Buna rağmen, atanan rektörler, kentin de üniversitenin de en büyük talihsizliği olmuştur.  Eski Rektör Durmuş Boztuğ üniversiteyi FETÖ örgütlenmesi için bir yuva olarak kullanırken, şimdiki rektör Ubeyde İpek ise eski rektörün mirasını da devralarak, üniversiteyi tamamen tarikatların merkez üssü konumuna getirmiştir. Munzur Üniversitesi’ni tarikat ve cemaat örgütlenmeleri ile dolduran ve kentin kültür dünyası ile yaşayış şeklini asimilasyoncu bir biçimde dönüştürmeyi hedefleyen bu anlayış, AKP-MHP ittifakının tek adamcı ve gerici siyasetinin bir ürünüdür. Rektör ve dar çevresinin üniversitelerde kültürel çeşitliliği tarikat çeşitliliği olarak algılaması, Munzur Üniversitesi’ne biçilen misyonun adeta dışa vurumudur.  Bilimin ve aydınlanmanın merkezi olması gereken Munzur Üniversite’sinin, FETÖ’cülerin, Menzilcilerin, Süleymancıların, Milli Görüşçülerin sayısız vakıf ve dernekle cirit attığı ve kadro kaptığı bir çiftlik haline getirilmesi asla kabul edilemez. Kurulan bu vakıflar üzerinde alınan projelerin, harcanan paraların haddi hesabı yoktur. Üniversite uzantılı cemaatler aynı zamanda birbirini beslemekte ve kollamaktadır. Daha önce FETÖ soruşturması kapsamında açığa alındığı bilinen ve yakın bir zamanda hiç geciktirilmeden profesörlüğe yükseltilen Mehmet Ateş’in, yakın bir zamanda FETÖ soruşturması kapsamında yine açığa alınması, bu ilişki ağı içinde nasıl barındıklarının en somut örneğidir” diye konuştu.

“ÜNİVERSİTE ELAZIĞ’IN İŞ VE İŞÇİ BULMA KURUMUDUR”

Munzur Üniversitesi Rektörü Ubeyde İpek’in çaycısını, sekreterini, balıkçısını Elazığ’dan getirdiğini belirten Tekin “ Valilik dışında toplumun herhangi bir kesimiyle ilişkilendiği görülmemiş olan Rektör Ubeyde İpek üniversiteyi Elazığ’ın İş ve İşçi Bulma Kurumu gibi kullanmaktadır. Çaycısını, sekreterini, balıkçısını Elazığ’dan getirmektedir. Kentte hiç engelli birey yokmuş gibi bu kadroyu bile Elazığlılar için kullanmıştır. Hemşehrilerini Munzur Üniversitesi kadrolarına yerleştirebilmek için her türlü yöntemi deneyen, eşzamanlı kadrolar açan rektör, yaşanan bunca soruna rağmen, mikro-milliyetçilik temelli bir yönetim anlayışı sürdürmekte ısrar etmektedir.   Munzur Üniversitesi’nde akademik ve idari kadro alımlarına, görevden yükseltmelere, atama ve yer değişikliklerine, kimin cezalandırılıp kimin korunacağına anlaşılan odur ki, bugün medyada isimleri geçen dernek ve vakıf başkanları karar vermektedir. Üniversitelerde, karar mekanizmaları bilinen bir durum iken, Munzur Üniversitesi’nde bu mekanizmalar, FETÖ yapılanmasına benzer küçük bir çıkar grubu tarafından sürdürülmektedir” şeklinde konuştu.

“KURULAN VAKIF VE DERNEKLER ÇOĞUNLUKLA ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ELEMANLARINCA YÜRÜTÜLÜYOR”

Dersim Araştırmaları Merkezi’nin yaptığı saha çalışması sonucu ortaya çıkan ve gözlemleri sonucu, kentte kurulan vakıf ve derneklerin çoğunlukla üniversite öğretim elemanlarınca yürütüldüğü dile getiren Ergin Tekin, “Üniversitenin temel misyonunun bilimsel çalışmalar olması gerekirken üniversiteyi yöneten ekibin bütün enerjilerini bu alanlara harcamaları manidardır. Bu kişilerin çalıştıkları kurumlarda, ihtiyaç olmadığı halde kapanan bölümlere kadro açtırarak, kaynak israfına neden oldukları, işe yerleştirmelerde adaylara farklı dayatmalarda bulundukları, sendika ve parti üyeliklerine zorladıkları bilinen egemen zihniyetin üniversitedeki tezahürüdür” dedi.

“REKTÖR, ÖĞRENCİ ALAMADIĞI BÖLÜMLERE YABANCI UYRUKLU ÖĞRENCİ KONTENJANI VERİYOR”

Rektör Ubeyde İpek Munzur Üniversitesi’nde öğrenci alamadığı bölümlere, birimlere baskı uygulayarak, neredeyse asıl kontenjanın üçte birine denk gelen sayıda yabancı uyruklu öğrenci kontenjanı ilanı vermiştir diyen Tekin, “İl merkezi ve ilçeler için açılan bu kontenjanlara yüzlerce yabancı uyruklu öğrenci başvurmuştur. Öğrencilerin uyrukları incelendiğinde çoğunlukla Fas, Somali, Suriye, Suudi Arabistan, Afganistan, Sudan, Yemen, Lübnan, Filistin,  Özbekistan, Türkmenistan gibi onlarca farklı ülkeden başvuru yapıldığı görülmüştür. Munzur Üniversitesi rektörünün, yabancı uyruklu öğrenci kontenjan ilanı vermesinin sadece ticari bir ilişki olmadığı, bu alana yönelik özel bir politika olduğu gayet açıktır.  Her ne kadar Munzur Üniversitesi’ne sadece 79 yabancı uyruklu öğrenci kayıt yaptırmış olsa da üniversitedeki bu gerici yapılanmanın, kendi çıkarları için toplumu nasıl ateş çemberi içine attıklarını görmediğimizi ve bu duruma sessiz kalacağımız zannetmesinler. Bu tehlike aynı zamanda bizlere bir zamanlar “Ne istediler de vermedik!” denilerek yaltaklanan Fetö’nün dönüştüğü tehlikeli durumu da hatırlatıyor.  Cemaat örgütlenmeleri ile kamu kurumlarında kadrolaşmanın önünü açan AKP ve küçük ortağı MHP, gelecekte FETÖ benzeri örgütleri halkın başına bela edeceklerini öngörmelidir” diye konuştu.

“ÜNİVERSİTE ASLİ GÖREVİNE DÖNMELİ”

EMEP İl Başkanı Ergin Tekin, Munzur Üniversitesi’nin ivedilikle asli görevine dönmesi gerektiğini kaydederek, “Bunun İçin; Bugüne kadar, olumsuz haberler dışında gündeme gelmeyen ve bütün enerjisini “toplum mühendisliği” ve “algı yönetimi” yapmaya harcayan, yukarıda belirttiğimiz bütün olumsuzlukların asil sorumlusu, Munzur Üniversitesi rektörü Ubeyde İpek bir an önce görevden alınmalıdır.

İlimizin ihtiyacı olan yetişmiş insan gücünü kaçırtıp, yerini, üniversitenin ihtiyacı olmadığı halde hemşerileri ile dolduran Ubeyde İpek mutlaka gitmeli, akademik personel alımında hemşericilik gibi ilkel değerler üzerinden değil,  liyakat üzerinden hareket edecek ve kentin kültürel dokusuna saygılı, bilimden yana yeni bir rektör atanmalıdır” ifadelerini kullandı.