Emek ve Demokrasi Güçleri adına yapılan açıklamada konuşan İHD Şube başkanı Gürbüz Solmaz, "Suriye’den Yemen’e, Irak’tan Filistin’e ve Libya’dan Doğu Akdeniz’e yaşadığımız bölge sahip olduğu enerji kaynaklarının paylaşımı ve geçiş yollarının denetimi mücadelesi nedeniyle emperyalistlerin taraf olduğu savaş ve çatışmaların en önemli merkezlerinden biri olmayı sürdürüyor” dedi.

Barış hakkının, bir insan hakkı olduğunu belirten Solmaz, "1 Eylül vesilesiyle barışın egemen olduğu bir dünyada yaşamak istediğimizi bir kez daha belirtmek istiyoruz” diye konuştu.

MİLYONLARCA İNSAN GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALDI

İnsanlar arasındaki her türden eşitsizliğin, hakların ve özgürlüklerin tanınmayışının, savaşların ve çatışmaların temel sebebi olduğunu belirten Solmaz, “O nedenle, her şart altında ve dünyanın neresinde olursa olsun, barış haklara ve özgürlüklere dayalı olarak sağlanabilir.

Dünya Barış Günü’nü emperyalistlerin işbirlikçi gericiliklerle birlikte sürdürdükleri paylaşım mücadelelerinin dünyanın dört bir yanında işçi sınıfı ve halkları yıkıma uğrattığı bir süreçte karşılıyoruz. Bu gerici savaşlar ve paylaşım mücadelesi nedeniyle işçi sınıfı, sömürünün en ağır biçimleri ve güvencesizlikle ve ezilen halklar da açlık, yoksulluk, ölümle karşı karşıya kalmakta ve milyonlarca insan göç etmek zorunda kalmaktadır” şeklinde konuştu.

Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklı sorunlara değinen Solmaz, “İktidarın, kayyumlardan siyasetçilerin hapishanelere konulmasına kadar Kürtlerin demokratik mücadele ve istemlerini engelleme politikası, Kürtlerin sınırların ötesindeki statü ve kazanımlarının da bir tehdit olarak görülüp müdahaleler yapılmasına yol açmaktadır. Ancak bu politika sorunun daha geniş alana yayılmasına ve daha fazla aktörün soruna müdahale edip kendi çıkarları için kullanmasına, dolayısıyla çözümsüzlüğün derinleşmesine yol açmaktadır” ifadelerini kullandı.

2013-2015 yıllarının çözüm politikaları nedeniyle huzur dönemi olduğunu ifade eden Solmaz, “2013-2015 tarihleri Türkiye toplumunun huzur dönemidir. Son beş yılda ise yaşanan silahlı çatışmalarda binlerce insan yaşamını yitirmiş ve yaralanmıştır" dedi.

İstanbul Sözleşmesi'ne dair yapılan tartışmaların oldukça düşündürücü olduğunu belirten Solmaz, "Özellikle ilimizde 5 Ocak 2020 tarihinden beri kendisinden haber alınamayan Gülistan Doku şahsında, Kadına yönelik şiddetin önlenemediği ve giderek arttığı bir dönemde İstanbul Sözleşmesinin tartıştırılması şiddet politikalarının ne denli egemen olduğunu da göstermektedir. Denilebilir ki İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak medeniyetin bir ölçüsüdür. Bunun dışında elbette ki kadınların hak mücadelesinin çok ciddi kazanımlar elde ettiği ve barışa giden yolda kadın hakları mücadelesinin elzem olduğu unutulmamalıdır" ifadelerini kullandı.