Kente gelen müfettişin, kararın altında imzası bulunan meclis üyelerinin ifadelerine başvurduğu öğrenilirken, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri yaptıkları açıklamayla duruma tepki gösterdi.

Belediye Meclisi, 7 Mayıs 2019 tarihindeki toplantısında belediye binasında bulunan "Tunceli" tabelası yerine "Dersim" tabelası asılması yönünde oy çokluğuyla karar almıştı. Tunceli Valiliği'nin karara ilişkin Erzincan İdare Mahkemesi'ne yaptığı başvuru üzerine mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti.

Karar, kamuoyunda tartışılmaya devam ederken İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen bir mülkiye başmüfettişi Tunceli'ye gelerek kararın altında imzası bulunan 9 üyenin ifadesine başvurdu.

img_7411.jpg

SİYASİ PARTİ VE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ TEMSİLCİLERİ DURUMA TEPKİ GÖSTERDİ

Dersim ismi nedeniyle belediye meclis üyelerinin ifadeye çağrılması kentte bulunan siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri tarafından düzenlenen açıklamayla protesto edildi.

Seyit Rıza Meydanı'nda düzenlenen açıklamada konuşan HDP İl Başkanı Hıdır Çiçek, Dersim adının binlerce yıldır bu coğrafyada yaşamış kadim halkların ortak adı olduğunu söyledi. Çiçek, "Tunceli ise; İhsan Sabri Çağlayangil'in anlattığı gibi insanların mağaralarda zehirli gazlarla zehirlenmesidir. Resmi kayıtlara göre 14 bin bizim kaynaklarımıza göre 70 bin günahsız insanın katledilmesidir" dedi.

img_7427.jpg

Ortak açıklamayı okuyan EMEP İl Başkanı Ergin Tekin, "Dersim" isminin kültürel bir coğrafyanın yüzyılları kapsayan adı olduğunu belirterek, "Alevi-Kızılbaş inancının ser çeşmesidir. Dersim adına yöneltilen saldırı, toplumsal varlığımıza, tüm insani değerlerimize yöneltilen bir saldırıdır. Dersim, bir halkın tarihsel hafızasıdır. Tunceli ismi ise bir katliamı yasallaştırarak bir halkın tarihsel, toplumsal hafızanın silinmesinin adıdır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2011 yılındaki grup toplantısında "Dersim'e" yönelik kullandığı ifadeleri hatırlatan Tekin, "Bugün belediye binasına Dersim tabelasının asılma kararını engelleyen rejimin başında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın zamanda meclis kürsüsünde devletin Dersim’de yaptığı katliamları uzun uzadıya anlattığını da unutmamak lazım.O dönemin tartışmalarında “eğer literatürde devlet adına özür dilemek varsa, ben özür diliyorum” söylemi Cumhurbaşkanına aittir. Dersim adı hiçbir siyasi çıkara alet edilemez. Dersim katliamı ile yüzleşmek ve Dersim adının geri verilmesi, hakikatlerin açığa çıkarılması aynı zamanda Türkiye’nin demokratikleşmesi toplumsal barışın tesis edilmesi anlamına gelecektir" diye konuştu.

KHK'lı olduğu gerekçesiyle belediye meclis üyeliği iptal edilen ancak alınan kararda imzası bulunduğu için ifadeye çağrılan Özcan Ateş ise; Dersim isminin soruşturmalık olmasına tepki göstererek, "Valiliğin mahkemeye yaptığı yürütmeyi durdurma talebi kabul edildi ve akabinde de içişleri bakanlığı jet hızıyla müfettiş görevlendirerek kararın altında imzası bulunan belediye meclis üyelerini ifadeye çağırdılar. Biz de valiliğe giderek ifadelerimizi verdik. Bundan sonraki süreci takip edeceğiz" dedi.

timthumb.png

-BARO, MHP'Lİ VEKİL HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Tunceli Barosu Yönetim Kurulu adına Başkan Avukat Kenan Çetin de TBMM Genel Kurulu'ndaki oturumda söz alan MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak'ın yaptığı konuşmaya ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusunda Taytak'ın "Türkiye'de resmi olarak "Dersim" ismiyle anılan bir vilayet yoktur ve olmayacaktır. Ne yapacağız? "Seçildi" diyerek komünist şarlatanlığa göz mü yumacağız” demiştir. Şüpheli Mehmet Taytak "Popülizme yenik düşerek bazı çevrelere şirin gözükmek için geçmişi karıştırmaya çalışanların sonu, geçmişte dedelerinin başına gelenlerden çok farklı olmayacaktır" ifadelerini kullandığı hatırlatılarak, milletvekilliği dokunulmazlığı altında anayasal suç işlediği kaydedildi.

Şüphelinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 214., 216. ve müteakip maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiğinin dile getirildiği başvuruda, "Şüpheli Mehmet Taytak'ın TBMM Genel Kurulu’nun 27.05.2019 tarihli oturumunda Kamu Barışına Karşı Suçlar başlığında Suç işlemeye tahrik, Halkın bir kısmını diğer bir kısmına karşı tahrik etme, Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesim diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçlarını işlediği tarafımızca anlaşıldığından şüpheli hakkında kamu davası açılması için işbu suç duyurusunda bulunma gereği hâsıl olmuştur" denildi.