Mücadeleyi kararlılıkla sürdüren köylülere müteşekkir olunduğunun belirtildiği Dersim Barosu Yönetim Kurulu açıklamasında, “Ağacıyla, kuşuyla, yabanıyla, suyuyla size ait olan yaşam alanlarınızdan 16 milyon tona yakın taş almak istiyorlar. Bunun yaratacağı heyelan tehlikesine, mera ve tarım, balık stok ve arıların beslenme alanlarının tahrip edilmesine, içme suyunuzun kirletilmesine katlanmanızı, susmanızı istiyorlar sizden de.  Bilmelisiniz ki, hiçbir şirketin, hiçbir yöneticinin size rağmen buna karar verme yetkisi yok. Yaşadığınız yerin havasına, suyuna, toprağına etki edecek her bir faaliyet hakkında bilgilenmek; bunlara, olumsuz etkileri nedeniyle karşı çıkmak en temel Anayasal haklarınızdan” denildi.

ÇED süreci tam anlamıyla yürütülmeden taş ocaklarının açılmasına karar verilmesinin bütünüyle hukuk dışı ve meşru olmadığının altının çizildiği Dersim Barosu açıklamasında, “Biliyoruz ki;  bu hukuksuzluğa dair bilgi sahibi olmak, buna karşı çıkmak,  bağımsız yargıya erişmek ve etkili bir biçimde kullanabileceğiniz idari mekanizmalara sahip olmak da hakkınız. Ve devlet, bu haklarınızı kullanmanızı güvence altına almakla yükümlüdür.

İdari organların İkizdereliler’in bilgilenme, karşı çıkma, adalete erişme haklarını çiğnemesi; Devletin kolluk kuvvetlerinin, maddi ve manevi varlıklarınızı koruma çabanızı biber gazı ve zor kullanıp sizleri özgürlüğünüzden yoksun bırakarak engellemesi, hukuk dışıdır ve asla kabul edilemez.

Bu süreçte karar alan, kolluk kuvvetlerine emir veren bütün idari organ ve görevlilere, İkizdereliler’in insan olmaktan kaynaklanan haklarını ihlal eden her bir davranışın hukuki sorumluluk doğuracağını dikkate almaları, ivedilikle hukuk alanına çekilmeleri çağrısında bulunuyoruz” ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın sonuç bölümünde yaşam alanlarını korumak için nöbet tutan yurttaşlarla dayanışma içinde olunacağına vurgu yapıldı.