“DEHB, ‘dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu’ demektir. Son yıllarda, ‘çocuk çok hareketli, pek yerinde durmuyor, dikkati çabuk dağılıyor’ ise bu çocuklara hiperaktif denildiğini çokça duymaktayız. Bu özellikler, DEHB teşhisi koymak için yeterli değildir. Çünkü hemen hemen her çocukta, zaman zaman bu belirtilerin bir kısmı görülebilir. Anne-babalar olarak kimi zaman çocuklarımızın davranışlarına çok fazla anlam yükleyip gereksiz endişelere kapılabiliyoruz, kimi zamansa gördüğümüz her hareketli çocuk için “hiperaktif” kelimesini kullanabiliyoruz. Bahsedilen iki durum da doğru değildir.

 DEHB’li bir kişinin içinde bulunduğu durumun asıl kaynağı çıplak gözle görülemez; kaynağı beynin içinde saklıdır. DEHB’nin belirtileri sıklıkla; tembellik, umursamazlık, ilgisizlik, kabalık, hatta bazen zeka eksikliği olarak yorumlanmaktadır. Gerçeğin ise bunlarla yakından uzaktan hiçbir ilgisi yoktur. DEHB’li kişiler, nasıl davranacağını bilememektedir. Bir şekilde davranmaları gerektiğinin bilincindedirler ama nasıl davranmaları gerektiğini bir türlü akıllarında tutamazlar.

DEHB, sorunlu beyin kimyasının, kişinin yönetici işlev becerilerinde zorluklar yaşamasına neden olduğu nörobiyolojik bir bozukluktur.  DEHB’li kişilerin beyinlerindeki temel nörokimyasal fark, dopamin ve/veya norepinefrin düzeylerinin beynin ilgili bölümlerini harekete geçirmekte yeterli olmamasıdır. Bu, DEHB’li kişinin gerçek sorunlarla karşılaştığı bir durumdur. Bir tembellik, inat ya da önemsememe durumu değildir DEHB’li kişiler; hatırlamada, yaşıtlarıyla normal sohbet edebilmede, bazen sessizce oturabilmede, neler öğretildiğini hatırlamada gibi bazı durumlarda sorunlar yaşayabilmektedirler. Son dönemde yapılan araştırmalar DEHB’li kişilerin ortalamanın üzerinde bir zekaya sahip olduğunu göstermektedir. Kesinlikle tembel değildirler. Kızlar da erkekler de DEHB’li olabilir. Cinsiyetin DEHB ile hiçbir ilgisi yoktur.

Tunceli Rehberlik ve Araştırma Merkezi (RAM) Müdürü /Psikolojik Danışman Koray Yıldırım DEHB ile ilgili bazı açıklamalarda bulundu: “Son dönemde DEHB teşhisi koyulan çocukların sayısının artışı doktorların, öğretmenlerin, anne-babaların, sıradan enerjik çocuklara bile DEHB teşhisinde bulundukları şüphesini yarattı. DEHB teşhislerinin son dönemde artmasının sebeplerinin başında DEHB’nin giderek daha çok bilinmesi ve anlaşılması geliyor. Önceleri farkına varılmayan belirtiler artık dikkate alınıyor. DEHB’nin sadece çocuklukta görülmediği artık biliniyor. Ayrıca doktorlar kız çocuklarının da DEHB olabileceğinin bilincindeler. Elbette bu, DEHB teşhisi koyulan çocukların bir kısmı için, farklı rahatsızlıklarda da olduğu gibi, yanlış teşhis koyulmuş olabileceği gerçeğini değiştirmez. Ama DEHB konusunda bilinçlenmenin, teşhis sayısında bir artışı da beraberinde getirdiği de muhakkak.

DEHB, 3 farklı şekilde kendini gösterir:

Dikkat eksikliği,

Hiperaktivite,

Her ikisi birden.

Bu üç tanım, DEHB’nin “kendini gösterme şekli” olarak tanımlanıyor. Bunun sebebi de, DEHB’li bir bireyin hayatının farklı dönemlerinde, bu yapılarda değişiklikler ve birbirine geçişler olması. DEHB teşhisi konulabilmesi için DSM 5’te listelenen bulguların kişide bulunuyor olması gerekiyor.”

DEHB TANI KRİTERLERİ  (DSM 5’E GÖRE)

Bu teşhislerin konulabilmesi için, arada bir görülen bulgular yeterli değildir. DEHB teşhisi konulabilmesi için, birkaç ortamda kendini gösteren çok az sayıda bulgu yerine, birçok ortamda kendini gösteren birçok bulguya ihtiyaç var. Yani “kitap okurken ve ders anlatılırken odaklanamıyorum,” demek DEHB teşhisi için yeterli değil. “Odaklanma” sorunu ile birlikte diğer DEHB bulgularından en az beşi ile ilgili sıkıntıları birçok ortamda yaşanması gerekir.

Araştırmalar, yaşın büyümesiyle birlikte bulguların azaldığını gösteriyor. Aslında belki de DEHB’liler bu bulgularla yaşamayı öğreniyorlar. DSM 5’e göre teşhis konulabilmesi için çocuklarda 6 ya da fazlası, 17 yaş sonrası için en az 5 bulgu olması gerekiyor.

DSM Nedir?

DSM, yani İngilizce adıyla ‘Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders’,  Türkçe adıyla ‘Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’, Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan ve zihinsel hastalıklara tanı koymak için ölçütleri belirleyen bir kaynaktır.

Bu bulgular hangileridir?

DSM 5’te “kendini gösterme şekline” göre bulgular şöyle özetleniyor:

Dikkat eksikliği

Detaylara dikkat etmez, sürekli hata yapar,

Dikkatini korumada sıkıntı yaşar,

Dinlemez görünür,

Verilen komutları izlemede güçlük çeker,

Organizasyon sorunu yaşar,

Yoğun düşünme gerektiren işlerden kaçınır ya da bu işleri yapmaktan hoşlanmaz,

Eşyalarını kaybeder,

Dikkati kolayca dağılır,

Günlük işlerini unutur.

Hiparaktif-dürtüsel

Durduğu yerde duramaz; elleri, ayakları kıpır kıpırdır,

Uzun süre oturmada sıkıntı yaşar,

Çocukken koşar ya da tırmanır, yetişkinken yerinde duramaz,

Sessizce bir şeyle meşgul olmada sıkıntı yaşar,

Motor takılmış gibi veya düz duvara tırmanırcasına hareketlidir,

Çok konuşur,

Karşıdaki kişi sorusunu bitirmeden cevabı yapıştırır,

Bekleme gerektiren ya da sırayla yapılan işlerde sıkıntı yaşar,

Başkalarının sözünü keser.

Birleşik: Dikkat eksikliği & Hipearktif-dürtüsel

Yukarıda her iki gruptaki bulgulara bir arada rastlanabilir.

Öğrenciniz veya bir başka kişi için “hiperaktif” kelimesini kullanıyorsanız bunun doğru olması için öncelikle bu tanımı yapmanıza neden olan ve yukarıdakilere benzer durumlar;

ısrarla devam etmeli ve/veya giderek artmalı,

öğrenme güçlükleri yaşanmalı,

uyum sorunları yaratmalı.

İşte bu durumlarda, şüphelerinizi gidermek için bir uzmanla görüşmenin vakti gelmiş demektir.

Yapılan araştırmalar, beynin kontrol merkezinden sorumlu bölümün, DEHB’li kişilerde, düşük fizyolojik aktivite ürettiği yönünde veriler ortaya koymuştur. İşte bu yüzden DEHB’li kişiler, akademik beceriler, ev ve aile içi sorumluluklar, okul sonrası aktiviteler, vb. konularla baş etme konusunda zorlanırlar. Hatta duş alma, kahvaltı yapmayı hatırlama, temiz kıyafetlerini bulma gibi günlük yaşamın basit gerekliliklerini yerine getirmek bile DEHB’li kişiler için zor olabilir. DEHB’nin doğasını ne kadar iyi anlarsak, çocuğa, gerçekten ihtiyaçları olan desteği bir o kadar iyi verebiliriz. (bozukluğun nörobiyolojisini, beyin kimyasındaki dengesizlikten kaynaklanan belirtilerini ve DEHB’nin farklı kişilerde farklı tedavilere cevap verdiğini.) 

DEHB teşhisi konulan kişiler arasında, belirtilere bağlı olarak farklı tedavi yöntemlerinin kullanılması ve DEHB ile ilgili her geçen gün daha fazla bilgi edinmek gerekmektedir.

TEŞHİS

Psikolojik Danışman Koray Yıldırım: “DEHB’nin tedavisi, tanı (teşhis) konulduğunda başlar. DEHB’li biri en az DEHB’li olmayan biri kadar hayatta başarılı olabilir. Yeter ki, DEHB’li olduğunu bilsin ve uygun şekilde tedavi edilsin. Aksi halde DEHB; okulda, işte, sosyal ilişkilerde kendini olumsuz yönde gösterebilir.

Her şeyde olduğu gibi DEHB’nin erken yaşlarda teşhis edilmesi, DEHB’li kişinin hayatını olumlu yönde değiştirir. Diyelim ki çocuğunuzun DEHB’li olduğundan şüphelendiniz ya da öğretmeni size bu şüphesinden bahsetti. En önemli adımı atıp çocuğunuzun DEHB’li olabilme ihtimalini kabullendikten sonra yapmanız gereken ilk iş, güvenebileceğiniz bir psikiyatrist ile görüşmektir. Psikiyatrist, bir takım incelemelerden ve değerlendirmelerden sonra çocuğunuz için teşhis koyacaktır. Destek alacağınız kişinin DEHB hakkındaki bilgisi ve konuya hakim olması işin en önemli yanıdır. Ailenin ve DEHB’li kişinin, destek verecek kişiye güvenmesi ve kendini rahat hissetmesi de önemlidir.

 

DEHB’de, teşhis süreci genel olarak şu şekildedir:

Aileyle görüşülür:

Bu görüşmede çocuğunuzun durumunu daha yakından anlayabilmek için gelişim aşamaları sorulur, farklı durumlarda nasıl davrandığı hakkında bilgi alınır. Aileye ait bilgiler, anne babanın özellikleri, çocuk yetiştirme tarzları öğrenilir. Bunun yanı sıra, konu ile ilgili gerekli bazı bilimsel ölçeklerin doldurmanız istenir.

Çocukla görüşülür:

Bu görüşmede, çocuğunuzun davranışları gözlemlenir. İnsanlarla nasıl ilişki kurduğu, özellikleri, güçlü ve zayıf yanları, hoşlandığı ve hoşlanmadığı işler konusunda bilgi edinilir. Çocuğa,  değerlendirme ölçeği uygulanır.

Öğretmenle görüşülür:

Çocuğunuz okula gidiyorsa, dikkat eksikliği ile ilgili sıkıntılar zamanının önemli bir bölümü okulda geçirdiği için gerek arkadaşlarıyla ilişkisinde gerekse akademik durumuyla ilgili kendini gösterir. Bu nedenle öğretmenlerin bilgi ve gözlemine de başvurulmaktadır. Öğretmenin, sorulan soruların yanı sıra, anne-baba tarafından doldurulan ölçekleri doldurması da istenebilir.

Çocuğa uygulanan performans testleri:

Tanıya yardımcı olmak, çocuğunuzun zorlandığı alanların ve daha iyi olduğu alanların belirlenerek tedaviye yön çizebilmek için bazı testler uygulanır. Bu testler aynı zamanda, teşhisin olası başka sorunlardan ayrımını da sağlar. Sürekli Performans Testi (SPT) olarak da bilinen bu testlerde hiperaktivite, zamanlama ve dürtüsellik ölçümlenmekte, kişiye özel profil ve performans raporları alınmaktadır.

Teşhis Öncesi Yapılan Çalışmalar ve Tedavide Yönteminin Belirlenmesi

Uygulanacak bazı testler yardımıyla teşhisi koyacak kişi, hekimdir (psikiyatristtir). O yüzden, tedaviyi takip eden hekimin yönlendirmesi daha doğru olacaktır. Ayrıca tek başına testler, tanı koymak için yeterli değildir.

Tüm bu aşamalardan sonra, psikiyatrist diğer olasılıkları ortadan kaldırmak için görme, duyma, kan tahlili, tiroid taraması, kanda kurşun olup olmadığının tespiti, beyin MR’ı gibi ek bazı tetkikler isteyebilir.

Karşıt olma-karşı gelme bozukluğu, davranım bozukluğu, öğrenme güçlüğü, depresyon ya da anksiyete gibi psikiyatrik durumların bulunması, DEHB tanısını koymayı zorlaştırabilir. Psikiyatrist, gerekli incelemeler sonrasında bu durumların değerlendirmesini de yapar.

Teşhis sonrasında, nasıl bir tedavi yöntemi izleneceğine karar verilmesi gerekiyor. DEHB için tek bir tedavi yöntemi söz konusu değil ve her DEHB’li için kendine özgü bir yol izlenmelidir. Çünkü DEHB’li bir kişi, belirtilerin sadece bir kısmına sahipken; başka bir DEHB’li apayrı belirtiler gösterebilir ve bu belirtilere bağlı olarak kullanılacak yöntem de DEHB’linin ihtiyacına göre değişecektir.

Yapılan gözlemler ve testler sonrasında destek aldığınız psikiyatrist, size doğru yolu çizmenizde yardımcı olacaktır. DEHB tedavisi; medikal, davranışsal ve psikolojik müdahale gerektirir.  Buna çok yönlü tedavi deniliyor.”

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

DEHB’nin tamamen tedavisi, henüz mümkün değil ama sabır ve istikrar sayesinde tüm belirtileri iyiye çevirmek mümkün. Sonucun başarılı olması yani DEHB’li kişinin kendi ayaklarını üstünde duran, DEHB ile barışık bir yetişkine dönüşebilmesi için kendisinin, ailesinin, okuldaki öğretmeninin, psikiyatristin; yetişkin ise iş arkadaşlarının DEHB’li yetişkin ile işbirliği içinde olması çok önemli!

DEHB’li bir hayat büyük bir sabır gerektiriyor, her an ulaşabilecek kaynaklar ve alınabilecek destekler var. Küçük stratejik değişikliklerle, DEHB’lilerin hayatında büyük farklar yaratılabilir.

Hiç ya da uygun bir şekilde tedavi edilmemiş DEHB belirtileri; aile hayatı, eğitim, iş hayatı, sosyal ilişkiler, uyum sağlama gibi konuları ciddi bir şekilde olumsuz yönde etkilemektedir.

DEHB için tek bir tedavi yöntemi söz konusu değil. Bu yüzden, çocuğunuza özel yöntemi belirlemek (kendiniz DEHB’li iseniz, kendinize özel yöntemi belirlemek) için teşhisi koyan psikiyatristinizin belirleyeceği “özel” programı izlemelisiniz. Psikiyatristin tedavi yöntemlerden birini ya da birkaçını (çoklu tedavi yöntemi) birlikte önerebilir:

Bilgilenme & İletişimde Olanları Bilgilendirme:

Çocuğunuz okul çağındaysa, öğretmenlerinin de DEHB konusunda bilgilenmesi çok önemli. Böylece iletişimde yaşadığı sorunlar, çocuğun davranışlarını ya da derslerle ilgili yaşadığı zorlukları yaramazlık ya da tembellik olarak yorumlamaktan vaz geçip, yapıcı bir destek verebilirler. Aynı şekilde, eğer kendiniz DEHB’liyseniz, bu konudaki kaynakları okumanız, bilgilenmeniz ve sizinle ilişkide olanları da bilgilendirmeniz sizi ve davranışlarınızı anlayabilmeleri, destek verebilmeleri açısından çok önemli.

İlaç Tedavisi

DEHB sıklıkla, DEHB’li kişilerin beyinlerinin kontrol işlevinin harekete geçirilmesi için uyarıcı ilaçlarla tedavi edilir. Bazı kişilerin tedavilerinde ise uyarıcı olmayan ilaçlar tercih edilebilir. Uyarıcı olmayan ilaçlar, uyarıcı ilaçların %70-80 etkisine sahiptirler, yan etkileri daha azdır ve önemli bir tedavi seçeneğidirler. Hiperaktivite ve dürtüselliği azalttığı ve odaklanma, çalışma ve öğrenme becerilerini arttırdığı için DEHB için kullanılan ilaçlar bazı kişilerde faydalı olup, fiziksel koordinasyonlarında da gelişim gözlemlenir. Ancak hepimiz farklıyız. Birçok ilaçta olduğu gibi, herkesin aynı ilaç tedavisine vereceği cevap da farklı olur. Kişiden kişiye farklılıklar nedeniyle en doğru ilacı ve en doğru dozajı bulmak için genel bir formül maalesef yok. Tolere edilebilen yan etkilerle birlikte uygun olan en iyi dozaj, o kişiye en iyi etki eden dozajdır.

DEHB tedavisinde kullanılan ilaçların güvenli ve etkili olduğu artık bilinmektedir. Belki DEHB’yi tamamen ortadan kaldırmamaktadırlar ama belirtilerini azaltmakta oldukça etkilidirler. DEHB’nin tedavisi henüz mümkün değil. İlaçlar tedaviden çok, zamanla belirtilerin azalmasına yardımcı oluyor. İlaç kullanmanın, ilacın kullanıldığı sürece olumlu etkileri olmaktadır. İlaç kullanımı bırakıldığı anda belirtiler devam edecektir. Bu sebeple, çoklu tedavi yöntemini seçmenin, ilaçla birlikte destekleyici tedavi yöntemlerini izlemenin faydası büyüktür.

Baş ağrısı, iştah kaybı, uykusuzluk gibi yan etkileri olmalarına rağmen, DEHB ilaçlarının büyüme geriliği, beyin alterasyonu gibi yan etkileri olduğunu ortaya koyan hiçbir araştırma sonucu bulunmamaktadır. İlaç kullanımı ile ilgili hatırlamanız gereken, ilacın kullanıldığı sürece olumlu etkilerinin görüldüğüdür. İlacı kestiğiniz anda belirtiler devam edecektir.

Bilişsel Davranışçı Terapi

Dikkat eksikliği nedeniyle öğrenme güçlüğü çeken çocukların davranışlarını yönetebilmeleri, olumsuz davranışların düzeltilmesi ve yerine olumlu davranışların konulması, negatif düşünceleri pozitife çevirme, zorluklarla baş etme konusunda gerekli olan özel becerileri öğreten bu terapi yöntemi, bireysel olarak veya grup terapisi şeklinde yapılabilir.

Berard Metodu- İşitsel Algı Eğitimi

1960’larda Dr. GuyBérard tarafından geliştirilen yöntem, kulaklık vasıtasıyla gelen seslerin ayrıştırılarak algı sistemini uyarmasına dayanır. Özel olarak seçilmiş, frekanslarla ve filtrelerle değiştirilmiş müzikler, özel bir kulaklık vasıtasıyla eğitimi alan kişiye ulaştırır. Uygulama sonrası algının artması, işitmenin dinlemeye dönüşmesi; sonuç olarak öğrenilenlerin davranışa dönüşmesi sağlanır.

Play Attention:

1996’dan beri Amerika’da okullarda, evlerde, öğrenme merkezlerinde, hastanelerde ve psikolojik danışmanlık ofislerinde, uzman eğitmenler tarafından uygulanan yöntem, sınıfta ya da günlük hayatta mutlu ve başarılı olabilmek için gerekli becerileri geliştirir. Bu yöntemde, odaklanmayı gösteren beyin dalgalarını okuyan bir kol cihazı kullanılır, çocuk beyin dalgaları ile bilgisayardaki oyunları kumanda eder. Bu oyunlar, kullanıcının gerçek zamanda dikkatini görmesini sağlar, odaklanma süresini geliştirir. Ayrıca dikkat dağıtıcıları önemsememeyi, hafızayı geliştirmeyi, yapması gereken görevleri bitirmeyi ve organize olmayı da öğretir.

Neurofeedback (NF)

Neurobiofeedback, nöroterapi ya da sinir geri bildirim tedavisi diye de bilinen yöntem, beyin dalgalarını istenilen şekilde değiştirmeye ya da şekillendirmeye yarayan mental egzersiz yöntemidir. Uygulama yapılacak kişinin kulağına, parmağına elektrotlar takılır. Böylece beyin aktiviteleri bir bilgisayara aktarılıp görünür hale getirilir. Yapılan inceleme sonrasında beynin hangi bölgesi ile çalışılacağı, hangi bölgelerin taranacağı, hangi bölgelere tedavi uygulanacağı tespit edilir. Bu tespit sonrasında kişiye özel olarak hazırlanmış grafikler ve eğlenceli aktivitelerle kişi düzensiz olan vücut aktivitelerini düzeltmeye çalışır. Aynı kaslar çalıştırılarak vücut kuvvetlendirilir, beynin bozuk olan frekansları için beyne sürekli egzersiz yaptırılır. Amaç düzelmeyi kalıcı hale getirmektir.