Konuşmasına kente daha önce de geldiğini belirterek başlayan Buldan, “Bugün yine Dersim’deyim ve insanların gözünde, yüzünde aynı direngenliği, aynı mücadele aşkını bir kez daha gördüm. Belki koşullar o döneme göre çok daha farklı ama yine de Dersim halkı, Dersimli canlar, yoldaşlar kendilerine uygulanan her türlü haksızlık karşısında söz kuran, itiraz eden ve mücadele eden bir yerde duruyorlar” dedi.
HDP’lilere yönelik hapis cezaları konusuna değinen Buldan, “Bu iktidar bizi inkar edebilir, bizi yok sayabilir ama biz kendi rengimizle, kendi dilimizle, kendi inancımızla, mezhebimizle var olmaya devam edeceğiz. Bunun mücadelesini de sonuna kadar sürdürmeyi kendimize bir yol olarak seçtik. İşte onun içindir ki bugün bu yönetime, bu iktidara karşı çıkanlar bir şekilde gözaltına alınıp cezaevlerine gönderiliyor. İşte Figen Yüksekdağların, Selahattin Demirtaşların, Gültan Kışanakların, Aysel Tuğlukların, Sebahat Tuncellerin cezaevinde olmasının nedeni budur. Bu arkadaşlarımız AKP hükümetine itiraz ettikleri için cezaevindedir ama aynı yolu milyonlar yürüyor, aynı itirazı milyonlar yapıyor artık. Kürdün nefes almasını bile istemeyen, Alevinin nefes almasını bile istemeyen, buna tahammül etmeyen bir iktidar var karşımızda. Ama biz dilimizle, kimliğimizle, inancımızla her şeyimizle bu ülkede yaşamaya ve var olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Gülistan Doku’nun 306 günden bu yana kayıp olduğunu hatırlatan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “306 gündür Gülistan’dan hala haber yok ve Gülistan Doku’nun kaybolmasında etkili olan, parmağı olan insanlar bir şekilde korunup kollanıyor. 
Bugün orada bekleyen Gülistan’ın ailesi büyük bir ızdırap yaşıyor. Ortada bir isim varken, ortada bu suçu işleyenin kimliği varken, bu suçun üstünün örtülmesi ve 306 gündür bir kadının bedeninin bulunamıyor olması bu iktidarın en büyük ayıbıdır. Bu ülkenin bir faili meçhul cinayetler ülkesi olduğunu biliyoruz, bu ülkenin kayıplar ülkesi olduğunu biliyoruz. Binlerce insanın kaybedilerek katledildiğini de biliyoruz. 
Biz 'faili meçhul' desek bile faillerinin belli olduğunu, bu suçları işleyenlerin yargılanmadığını, ceza almadığını biliyoruz. Bu ülkede adaletin, hukukun olmadığını da biliyoruz. Ama eğer ortada bir can varsa ve o can bir kadınsa, işte o zaman Gülistan Doku’nun nerede olduğunu bulmak ve bunu bilmek hepimizin hakkıdır. Bu ailenin yanında olmak hepimizin sorumluluğudur. Gülistan Doku, bugün sadece bir ailenin kızı değil, Dersim’in, Türkiye’nin kızıdır. 
Bu anlamda yapılan arama çalışmalarının farklı bir boyuta evrilmesi gerektiğini düşünüyorum. Buradan iktidara bir kez daha sesleniyorum: Aynı yöntemler değil, sonuç alıcı başka yöntemlere başvurmak zorundasınız. Gülistan Doku’nun intihar ettiğini asla düşünmüyoruz. Gülistan’ın kaçırıldığından ve katledildiğinden şüpheleniyoruz. Bunun için de etkin bir soruşturma başlatılarak, gerçek faillerin yakalanmasını ve Gülistan Doku’nun mutlaka bulunmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Dersim’de genç bir kadının kafede tacize uğradığı yönündeki haberleri hatırlatan Buldan, “Bu olayın üzerinin kapatılmaması gerektiğini, taciz ve tecavüz meselelerinde suçu işleyenlerin cesaret almayacakları şekilde, suçluların cezalandırılması gerektiğini ifade ediyoruz. Evet, bizler HDP olarak kadınlar nerede, yaşamın neresinde bir sıkıntıya uğrarsa orada olacağımızı her zaman söyledik. Bugün buradan bir kez daha söylüyorum: Kadın arkadaşlarımızın, yoldaşlarımızın yaşamın her alanında karşılaştığı bütün zorlukların farkındayız. Bu zorluklar karşısında kadınların birlikte mücadele etmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.