Baro yönetim kurulu tarafından 1 Eylül nedeniyle yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: “1 Eylül günü Dünya Barış Günü olarak kabul ediliyor. 2. Dünya Savaşı’nın başladığı 1 Eylül 1939’dan beri 80 yıl geçse de savaş ve çatışmalar yerkürenin her yer yerinde devam etmekte. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNHCR) göre dünyadaki çatışmalardan dolayı günümüzde 70 milyon insan mülteci konumunda.

1 Eylül Dünya Barış Günü. 2. Dünya Savaşı’nın başladığı 1 Eylül 1939’dan beri 80 yıl geçse de savaş ve çatışmalar son 80 yılda da durulmadı. Ancak yüzyıllardır insanların yaşamlarını kâbusa çeviren savaşlar ve çatışmalar, son 80 yılda da ara vermeden devam etti. Bugün de dünyada hiç olmadığı kadar savaş, çatışma ve kriz yaşanıyor. Dünyanın onlarca bölgesinde silahların büyük oranda emperyalist ülkeler tarafından sağlandığı, bölgesel ve uluslararası nüfuz mücadelesinin yol açtığı etnik, dinsel, mezhepsel, toplumsal çatışmalar yaşanıyor. Ortadoğu ve Afrika’da çatışma olmayan ülke yok gibi. Bu coğrafyalardan yaşanan göçler civar ülkeleri de etkiliyor.

1 Eylül Dünya Barış Günü'nde barışın hala uzak olduğu Ülkenin dört bir yanında ormanlar cayır cayır yandığı günler.   Bu arada Kaz dağları Manisa Salihli birçok yer yağmalanıyor, Munzur Dağları maden rezerv alanı olarak ilan edildi. Yani yönetenler doğa ile de bir savaş halinde.

Oysa ne kadar kolay barışmak. Örneğin Kayyum atamayacaksın, nefret söylemlerini kullanmayacaksın, basın ve ifade özgürlüğüne saygı duyacaksın, doğayı holdingler Şirketler eliyle talan edip yağmalamayacaksın, hukukla, demokrasiyle, komşularıyla, doğasıyla ve kendisi ile barışık bir ülke; olmak o kadarda zor değil.

Bilinmelidir ki; kalıcı olan tahtlar, saltanatlar, saraylar, zalimlikler, s 400’ler değil, kalıcı olan halklardır ve onların barış, demokrasi ve özgürlük için mücadelesidir. Her koşulda bunu savunmaya ve talep etmeye devam edeceğiz.”