Milletvekili Leyla Güven'in Hakkari'de yüzde 71 oy alarak seçildiğinin hatırlatıldığı baro açıklamasında, "HDP Milletvekili Leyla Güven, Uzun süre ülkemizde kadın mücadelesi yürütmüş belediye başkanlığı yapmış ve   8 Kasım 2018 tarihinde tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevinde açlık grevine başlamıştı( Güven tarafından başlatılan açlık grevi, gittikçe yaygınlaşmış, bugün itibariyle birçok cezaevinde 300 üzerinde tutuklu ve hükümlü açlık grevindedir)

Leyla Güven, tutuklu yargılandığı mahkeme tarafından 25 Ocak 2019 günü serbest bırakılmıştır. Ancak Güven,  açlık grevine devam edeceğini kamuoyuna duyurmuş ve halen de eylemine devam etmektedir. 117 günü aşan bu eylemi sürdüren Leyla Güven’in sağlık durumu gittikçe ağırlaşmaktadır. Kendisi barış istiyor sadece bedeniyle… Sesiz kalmak ölüm getirir. Duymadık görmedik bilmiyoruz diyemeyiz.

Açlık grevlerinin yaşam hakkına vermiş olduğumuz önemin gereği olarak Tunceli barosu ve bölge baroları olarak açlık grevleri konusunda belirttiğimiz üzere insan bedenin açlığı ve ölüme yatırılmasını doğru bulmamakta her koşulda yaşam hakkını savunmaktayız.

Ülkemiz cezaevleri açlık grevleri konusunda maalesef acı deneyimleri olan bir ülkedir. Yakın tarihlerde gerçekleşen açlık grevleri nedeniyle çok sayıda tutuklu ve hükümlü, yaşamını yitirmiş ve sakat kalmıştır.  Bu acı deneyimler toplumsal hafızamızın bir kenarında durmaya devam etmektedir.

 5275 Sayılı Kanunun 59. Maddesinde tutuklu ve hükümlülerin avukatlarıyla; 83. ve 116. maddesi ise aile bireyleriyle görüşmeyi düzenlemektedir. Bu düzenlemeye göre usulüne uygun vekâletnamesini sunan avukatın hükümlü müvekkili ile  “tatil günleri dışında ve çalışma saatleri içinde” görüşme yapabileceğini düzenlemiştir. 

Yasanın 83. maddesine dayanılarak hazırlanan Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre ise; “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükümlü olanlar on beş günde bir kez olmak üzere biri açık, diğeri kapalı görüş olmak üzere, ayda iki kez”  aile bireyleriyle görüşme yapabilirler.

Bu kapsamda bir kez daha açlık grevinde olan 8 Mart yaklaşırken emekçi bir kadın bir anne ve bir Seçilmiş olan Leyla Güven olmak üzere diğer tüm tutuklu ve hükümlülerin yaşamlarının daha fazla tehlikeye girmemesi Anayasal bir yükümlülüktür.

 Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere, ilgili diğer hukuk kurumlarını Anayasanın 2. Maddesinde hukuk devleti ilkesine ve Anayasamızın 14. Maddesine olan eşitlik maddesine ve ulusal ve ulusal arası hukuka uyulsun çağrısı yapıyoruz" denildi.