SERHAT OZAN YILDIRIM

Pertek'in Ulupınar köyünde yaşayan, emekli öğretmen Enver Hazır, ormandan topladığı ağaç parçalarını yontarak at, ev, gemi ve geçmiş yıllarda kullanılan destar, silindir, su değirmeni, loğ, çıralık, yün tarağı, öküz kıran figürlerini işliyor. Ceviz, dut ve meşe ağaçlarını kullanan Hazır, hiçbir resme bakmadan sadece kendi hayal gücüyle yaptığı aletlerin bir kısmını koronavirüs salgınıyla en ön cephede mücadele eden sağlık çalışanlarına hediye edecek. Havaların ısınmasıyla evin damında eserlerini yapmaya başlayan Hazır, balkonunu da müzeye dönüştürdü.

'ÇOCUKKEN KIZAĞIM YOKTU BENDE KENDİME KIZAK YAPARAK BAŞLADIM BU İŞE’

Çocuk yaşta kar yağdığı zaman arkadaşları kızakla kayarken Mehmet Hasır’ın kızağı yoktu ve ormanlık alana giderek kendisine kızak yaptı ve ağaçlardan sanat eseri yapmaya o zaman başladı. 79 yaşındaki Hazır, yarım asırdır ağaçları oyarak aletler yaptığını belirterek” İlkokul 3’üncü sınıftaydım, herkesin kızağı vardı benim yoktu, ormana gittim iki ağaç belirledim gittim onları kestim getirdim ve kızak yaptım. Babam taş duvar ustasıydı, onun aletlerini kullandığımda bana çok kızıyordu. O kızağı yapmaya başladım gizlice sonra baktım babam uzaktan geldi baktı baktı ve gülümsemeye başladı. Bende çok korkmuştum. Bana bu kızağın kimin yaptığını sordu ve ben de ben yaptım diye cevap verdim. Çok sevindi ve ondan sonra onun aletlerini aldığımda bana kızmıyordu. Kızağı aldım bende arkadaşlarımda kaymaya gittim. Arkadaşlarda benim etrafımda toplandı ve arkadaşlar kızağı benim yaptığıma başta inanmadılar sonra ben onlara da yapınca inandılar bu durum karşısında bende çok mutlu oldum. Daha sonra öğretmen okuluna başladım ve orda devam ettim” dedi.

‘HEPSİNİ HAYAL EDEREK YAPTIM’

Yaptığı eserleri hiçbir resme bakmadan sadece hayal ederek yaptığını vurgulayan Enver Hazır, “Ağaç yoktu hiç sobaya atmak için dut ve ceviz ağacı kesmiştim onlardan başladım ev ve tarımsal alet yapmaya. Bunların hepsi testere ve çakı bıçakla kestim ve yaptım. Gemi, öküz, at, loğ, çıralık, yün tarağı, öküz kıran, harman makinası, değirmen ve kaşık daha sonra evler yapmaya başladım ve evlerin hepsi birbirinden değişik, kimisi köy evi kimisi de villa tipidir. Bunların hepsi benim hayalimdir bunları bir yerde görmedim. Hepsini gece hayal ettim sabah yaptım. Yarım asırdır ağaçları oyup işte bunları yapıyorum ve bunları resme bakmadan yapıyorum” diye konuştu.

‘ KEKLİK KAFES YAPMAYI ONLARIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLADIĞIM İÇİN BIRAKTIM’

Keklik kafesi yapmayı hayvanların özgürlüğünü kısıtladığı için bırakan Hazır, “Tüfek kundağı ve keklik kafesi yapıyorum. Kendime bir metre karelik bir yer yapmıştım ve orda kafeste keklik besliyordum. Kızım bir gün geldi bana dedi ki; ‘ Baba sen hem özgürlükten yanasın hem de keklikleri tutsak ediyorsun’ dedi. Öyle söyledikten sonra kekliklerin hepsini dağda doğaya saldım ve bir daha ne keklik kafesi yaptım nede keklik avına gittim” şeklinde konuştu.

‘YAPTIKLARIMIN BİR KISMINI SAĞLIK EMEKÇİLERİNE HEDİYE EDECEĞİM’

Yaptığı ahşap aletlerin bir kısmını koronavirüs salgınıyla en ön cephede savaşan ve Kovid-19 hastalarını iyileştirmek için canları pahasına fedakarca mücadele eden sağlık çalışanlarına hediye etmeği düşünen Hazır, “Benim zamanım bana zaten yetmiyor. Pandemi sürecinde de herkes gibi bizlerde evlerden çıkmıyoruz. Evde oturacağıma daha çok alet yapmaya başladım ve derdimi onlara anlattım. Pandemi süreci bittiğinde nasip olursa elimde ki eşyaların bir kısmını ve onlara özel bir çalışmamı fedakarca çalışan sağlık emekçilerine hediye edeceğim” dedi.

Evin balkonun adeta sergiye dönüştüğünü söyleyen Enver Hazır’ın eşi Güler Hazır da şu ifadelere yer verdi; “Enver hoca yıllardır böyle aletler yapar odasında şuan havalar ısındığı için evin damında yapıyor ve dam adeta bir müze gibi. Yaptıklarını herkes çok beğeniyor.”