Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Başkanı ve yangın ekolojisi uzmanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, Manavgat yangının uzun ve şiddetli olmasındaki nedenin, orman içerisindeki ‘ince yanıcılar’ olduğunu söyledi. Neyişçi, “En ufak bir şey de yanarlar. Bunlardan çıkan enerji biraz daha kalın dalları, ondan da daha kalın dalları derken o enerji giderek daha büyür ve canlı ağaçlar bile yanmaya başlar. Ama bu ince yanıcılar yoksa orman içerisinde mazot dökseniz yakma şansınız olmaz” ifadelerini kullandı.

Antalya’nın Manavgat ilçesinde 28 Temmuz öğle saatlerinde çıkan orman yangını 10’uncu gününde söndürülerek kontrol altına alındı. Bölgedeki soğutma çalışmaları sürerken, birçok farklı noktada çıkan yangının kesin nedenini ise araştırılıyor. Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Başkanı ve yangın ekolojisi uzmanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, yangının neden bu kadar şiddetli ve uzun sürdüğüne ilişkin bilgiler verdi.

“Nasıl yöneteceğimizin yollarını bulmamız gerekir”

Yangınlar kontrol altına alındıktan sonra bir rapor hazırlayacaklarını ifade eden Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Başkanı ve yangın ekolojisi uzmanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, yaz aylarında her zaman yangınların çıktığını, 2008 yılında Manavgat’ta Türkiye’nin en büyük yangınının yaşandığını anımsattı. İklim değişikliğinin yangınların üzerinde etkisinin olmadığı yönünde düşüncesi olduğunu dile getiren Neyişçi, “İklim değişikliği eğer havaların 1,5-2 derece sıcak olmasını gerektiriyorsa, öyle bir bilgi varsa, ki var. Biz orman mühendisleri olarak bunu bir veri kabul ederek ormanlarımızı bu sıcaklık derecesinde nasıl yöneteceğimizin yollarını bulmamız gerekir” dedi.

“Nedeni ‘ince yanıcılar”

Manavgat’ta çıkmış olan yangınların bu kadar büyük ve uzun sürmesinin arkasındaki temel nedeninin ‘ince yanıcılar’ olduğunu söyleyen Neyişçi, “Sadece bu sene değil, daha önceki senelerde ormanlarımızın içerisinde kolay ateş alabilecek ince yanıcıların çok yüksek miktarda bulunuyor. Bunlar en ufak bir şey de yanarlar, bundan çıkan enerji biraz daha kalın dalları, ondan da daha kalın dalları derken o enerji giderek daha büyür, daha büyük enerji çıkaran yangınlar çıkarmaya başlar ve canlı ağaçlar bile yanmaya başlar. Ama bu ince yanıcılar yoksa orman içerisinde mazot dökseniz yakma şansınız olmaz” diye konuştu.

“Öğüterek, yakarak ya da süpürerek orman dışına çıkarmamız lazım”

İnce yanıcıların yangın mevsimi dışında ormandan bir şekilde çıkartılması gerektiğini savunan Neyişçi, “Yangın mevsimi dışında bunları ama öğüterek ama yakarak, ya da süpürerek orman dışına çıkarmamız lazım. Tutuşmayı engellediğimiz andan itibaren, yüzde 90’sı insan ve küresel iklim değişikliği dediğimiz nedenlerle bir kıvılcımın yangına dönme şansı azalır. Ormanlarımızın içerisinde kalın ve kuru yanıcılar da çok. Manavgat’ta bu yangınların bu kadar şiddetli ve uzun cepheler halinde uzun zamandan bu yana devam etmesinin temel nedeni bu. Hem tutuşturucu bakımından, hem de yanarak çok enerji açığa çıkaran malzeme bakımından ormanlarımızın çok zengin olmasıdır. Onun için de kontrol altına almak zor oluyor. Tabi buna iklim koşulları da destekleyici etki yapıyor” ifadelerine yer verdi.

“Mermi gibi fırlıyor”

Neyişçi, geçmiş yıllardan kızılçamlarda kalan açık kozalakların kolay yanıcı olduğunu, açılmamış kozalakların ise şiddetli yangınlarda mermi gibi ses çıkararak gittiğini ancak yangını taşıyanın açılmış kozalaklar olduğunun bilgisini verdi.

Söndürme helikopterinin bölgedeki çalışmaları sırasında açık kozalaklar ve ağaç gövdesindeki kabukları etrafa sıçratma ihtimali olduğuna da dikkati çeken Neyişçi, “Havada rüzgarın etkisiyle de 1 kilometre uzaklığa kadar giderler ve düştükleri yerde ince yanıcılar varsa orada yeni yangınlara neden olurlar. Helikopterler eğer ağaçlara ya da yere yakın geliyorlarsa, pervanenin etkisiyle daha kolaylıkla ve daha çok sayıda kıvılcımın gökyüzüne çıkması ve daha ileriki noktalarda yangın çıkma şansı olur. Yangını çıkaran kozalak değildir ama ağacın kabuğu ya da eski kozalağın köz taşıyan parçalarıdır” şeklinde konuştu.

“Koruma şeritlerinin açılmış olması gerekir”

Yerleşim yerlerinin yangından etkilenmemesi için alınacak önlemler konusuna da değinen Neyişçi, “Orman içine ne yaparsanız yapın, ister ev, ister köy, ister otel. Bunların belirli standartlarının olması lazım. Ormandaki bir yangının bunları etkilemesi, burada çıkan yangının da ormana yayılmaması için. Kullanacağınız malzemeler, mimari tipiniz, bacanız, yağmur oluklarınız, pencereniz, kapınız hangi malzemelerden olacak, bunların hepsinin standartları var. Orman Genel Müdürlüğü tarafından bunun tedbirleri alınması lazım. Orman içerisindeki bütün tesislerinin etraflarında orman yangınlarının bu köylere zarar vermesini engelleyecek genişlikte, yanıcı maddelerden arındırılmış koruma şeritlerinin açılmış olması gerekir” ifadelerini kullandı.

“Daha sonraki yıllarda daha fazla kuraklıklara neden olabilir”

Neyişçi, kuraklığın artmasının orman yangınlarının çoğalmasına neden olduğunu da işaret etti. Neyişçi, “50-60 bin hektarlık bir alanımız yandı. Üzerindeki bütün orman örtüsü tamamen ortadan kalktı. Bundan sonraki yağacak yağmurlarda toprağın suyu emme şansı ve süresi azalacak. Onun için taban suyuna daha az su depolamak zorunda kalacağız. Suyun büyük bir bölümü derelerden akıp kaybolup gidecek. Yanı su kaynaklarımızı desteklemeyecek. Daha sonraki yıllarda daha fazla kuraklıklara neden olması söz konusu olabilir. Bir başka önemli özellikte, eğer bu ormanlar yanmamış olsalardı; iklimi daha yumuşak hale getirme özelliği vardı ormanların, bu da o potansiyel kuraklıkların daha hafif atlatılmasına az veya çok katkısı olabilirdi. Şimdi o katkı da ortadan kalktı” dedi.

İnce yanıcılar nedir?

2 mm ve daha altı çapta olan ince dal, yaprak, ibre ve çayır gibi maddeler. Bu maddeler çok hızlı nem alma ve verme özelliğine sahip olan maddelerdir. Dolayısıyla çok kısa sürede kuruyarak tutuşmaya elverişli hale gelmektedirler. Yangın, ince yanıcı maddelerde, kalın yanıcı maddelere oranla daha hızlı yayılır.