Platformun açıklamasında şunlar kaydedildi:

“Geçtiğimiz gün, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Dersim’e gelişini protesto etmiş ve Alevilerin en temel taleplerine dahi kulaklarını kapatan bu kurumun derhal kapatılması çağrısını yinelemiştik. Bunun üzerine Tunceli Cemevi’nin Başkanı Ali Ekber Yurt, tetikçilik yapmakta mahir sözde gazete Aydınlık’a röportaj vererek Diyanet’i, kendisini ve beraber iş tuttuğu insanları aklamaya girişmiştir. Dersim’de ki en geniş birlik olan ‘Dersim Emek ve Demokrasi Platformu’nu, tetikçi sözde gazete ile hedefe koymaya çalışan Yurt, Diyanet İşleri Başkanı ile yaptıkları görüşmeye dair “Sorunlarımızın çözümüne müdahil olmalarını istedik.” demiştir. Alevilerin sorunları apaçık ortadadır. Peki iktidar bu sorunlar karşısında nasıl bir tutum takınmıştır? Ali Ekber Yurt unutturmaya çalışıyor olsa da biz hatırlatalım:

Yıl 2005; Cem Vakfı başbakanlığa başvurarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Alevi ve diğer inançları da kapsayacak şekilde kamu hizmeti vermemesinden şikâyetçi olmuş; Aleviliğe hukuksal statü, cemevlerinin ibadethane olarak tanınması, cemevi inşası, cemevlerinin işleyişi için kamusal fon öngörülmesi ve Alevi dedelerine devlet memuru statüsü kazandırılması taleplerini istemişti. Tüm bu talepler 19 Ağustos 2005’de doğrudan Başbakanlık tarafından reddedilmişti!

2007 yılında ‘Alevi Açılımı’ yaptılar, 2008 yılında Alevi kurumları ile bir araya geldiği bir toplantıda bizzat Erdoğan “Cemevleri ile ilgili şahsıma ulaşmış bir talep yok. Ulaştığında da biz bunlara uzak kalmayız, değerlendiririz.  Anayasa ve yasalar içerisinde yapılabilecek bir şey varsa, gerekli adımları atarız” demişti.

Peki attı mı adımları? Atmadığı gibi 2012 yılında katıldığı bir televizyon programında Karacaahmet Mezarlığı yanındaki cemeviyle ilgili olarak “O cemevi bir ucube olarak yapıldı orada. Hala kaçaktır. Ruhsatı yoktur. Karacaahmet Türbesi’nin yanında ucube olarak durur” diye konuştu Edoğan!

Erdoğan, Sivas katliamı davasında “zamanaşımı” kararı verilmesine “'Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun” dedi. Yetmediği gibi Sivas Katliamı sanıklarına avukatlık yapanlar AKP’de vekil oldu. Hükümette bakanlıklar verildi. Hala AKP’de çeşitli görevlerde bulunmaya devam ediyorlar!

Aynı Erdoğan 2013 yılında “Cemevleri ibadethane değil. İslam’da tek ibadethane vardır, cami. Cemevleri kültür evleridir.” dedi!

2014 yılında “Alevi kardeşlerim cemevine ibadethane diyorsa, benim itirazım olmaz. Ama şahsi görüşüm, böyle bir yasal statü İslamiyet'te bölünmeye sebep olur.” dedi. Aynı yılın Mayıs ayında “cemevlerinin hukuki statüsü tartışılırken” cenaze için Okmeydanı Cemevine gelen Uğur Kurt polis kurşunu ile vuruldu ve hayatını kaybetti! Uğur Kurt’u bir kez daha bu açıklama vesilesiyle anıyoruz…

2015 yılında yine bir seçim arifesinde Erdoğan, Almanya’da katıldığı Gençlik Buluşması’nda gerçekleştirdiği konuşmasında, “Eğer Alevilik, Hazreti Ali'yi sevmekse benden daha Alevi’si olamaz. Ama yok. Alevilik bir dinse, orada Tayyip Erdoğan yok. Onu 'Alisiz Aleviler' düşünsün” dedi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2016 yılında Türkiye’de Alevilerin din özgürlüğü haklarının ihlal edildiğine ve kendilerine dini planda ayrımcılık yapıldığına hükmetti. AİHM kararı üzerine Cemevlerine yasal statü tanınmasını öngören yasa tasarıları mecliste AKP’li vekiller tarafından reddedildi.

Erdoğan 24 Haziran 2018 baskın seçimi için partisinin seçim beyannamesini açıklarken, “Demokrasimizi geliştirmeye devam edeceğiz, demokrasiyi bir üst lige çıkaracağız. Cemevlerine hukuki statü sağlayacağız” dedi.

AKP’li yetkililerin Aleviler için söylediklerini kitaplara bile sığdırmak mümkün değil! Ancak Ali Ekber Yurt ve temsil ettiği anlayış ‘makam ve mevki’ için bugüne kadar olduğu gibi hedef göstermekten ‘yalakalık’ yapmaktan vazgeçmemiştir. Yine kısa bir zaman önce asimilasyon merkezlerini aklamak için konuşan Ali Ekber Yurt “Tunceli’de asimilasyon cemaat ve tarikatlar eliyle değil de sol marjinal yapılar tarafından yapılıyor. Tunceli toplumuna en büyük zararları bunlar verdi.” deme haddini dahi kendinde bulmuştur. Devrimcilerin ödediği bedellere dair konuşmak Ali Ekber Yurt’un haddi değildir! Bunu da bir kez daha buradan belirtmiş olalım!

Sonuç olarak; Malatya’da, Maraş’ta, Adıyaman’da, ve daha birçok kentte Alevi ailelerin evleri işaretlenmemiş gibi,

Bizzat Diyanet İşleri Başkanı tarafından şeriat çağrıları yapılmamış gibi,

Bir siyasi partinin lideri seçim meydanlarında Alevi olduğu için yuhalatılmamış gibi,

Cemevlerine cümbüş evi denilmemiş gibi,

Dersim’de Alevi köylerine camiler inşa edilmemiş gibi davranmaya devam etsin Ali Ekber Yurt!

Sözde gazete Aydınlık ve tek adam iktidarının temsilcileri gibi ‘terör’ söyleminin arkasına sığınmaya devam etsin Ali Ekber Yurt!

Biz Ali Ekber Yurt gibilerini ezelden beridir tanırız; kendi rantlarını, makamlarını, çıkarlarını korumak için yapmayacakları şey yoktur. Hatırlanırsa Ali Ekber Yurt ‘söz uçar yazı kalır’ misali yeğenini işe aldırmak için dönemin başbakanına mail atarak avuç açmış, yalvarmış, muhbirlik yapmaktan geri durmamıştı.

Biz Dersim Emek ve Demokrasi Platformu olarak Alevilerin asimilasyon merkezlerine mecbur bırakılmasına ve onların temsilcileri eliyle asimile edilmesine karşı durmaya devam edeceğiz!