Dersim’de aralarında Siyasi Parti Temsilcileri, STK’ların bulunduğu Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, valiliğin almış olduğu eylem ve etkinlik yasağına Sanat Sokağı’nda bir araya gelerek tepki gösterdi. Açıklamaya HDP geçmiş dönem Genel Başkanı Van Milletvekili Sezai Temelli, HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ, HDP İstanbul milletvekili Dilşat Canbaz ve vatandaşlar da destek verdi. ‘ Baskılar ve yasaklamalar bizi yıldıramaz’ pankartının açıldığı açıklamayı katılanlar adına EMEP İl başkanı Ergin Tekin okudu.

‘KÜRTÇE MÜZİĞİN BU DEĞERLİ SESLERİ SUSTURULAMAZ’
Sanatçı Aynur Doğan’ın ve sanatçı Metin-Kemal Kahraman kardeşlerin konserlerin akıl almaz gerekçeler ile yasaklandığını söyleyen Tekin “Dünya çapında tanınan sanatçılarımız Aynur Doğan’ın Kocaeli Derince’de ve Metin-Kemal Kahraman’ın Muş’ta verecekleri konserler akıl almaz gerekçeler ile yasaklandı. Buradan bir kez daha söylüyoruz Kürtçe müziğin bu değerli sesleri susturulamaz! Ankara Üniversitesi’nde 90 yıldır öğrencilerin gelenek haline gelen Bayramı, 2016 yılında olduğu gibi yine yandaş medya tarafından hedef gösterildi. Ardından rektörlük tarafından soruşturmalar açıldı. Ankara Üniversitesi gibi köklü bir eğitim kurumunun yönetimi, nereyi yönettiklerinin bilincinde olmadıklarını gösterdi. Eskişehir’de ise sevilen sanatçıları dinleyicileri ile buluşturacak Anadolu Fest, şehirdeki ‘genel yasaklar’ kapsamında engellendi. Yine, Ankara’da yapılmak istenen bir konser ise çeşitli gerekçelerle iptal edildi. Bu yasaklar bir kez daha gençliğin sosyal ve kültürel alanlarını hedefe koyan tek adam yönetiminin ayrımcı ve nefret söylemi üreten politikalarını ortaya koymaktadır” dedi.
'YASAKLAR SIK ARALIKLARLA DEVAM ETTİRİLİYOR'
Dersim’de de valiliğin, yeni valinin şehre geldiği gün ilan ettiği eylem etkinlik yasaklarını sık aralıklarla devam ettirdiğini söyleyen Tekin “İlimizde de valilik, şehre geldiği gün ilan ettiği eylem etkinlik yasaklarını sık aralıklarla devam ettiriyor. Geçtiğimiz gün uzun süre kanserle mücadele eden Kürt siyasetçi, Barış Grubu üyesi Aysel Doğan’ın cenazesinde yaşananlar herkesin malumu. Doğan'ın cenazesi, yol boyunca kontrol noktalarında engellemelerle karşılaştı. Aktuluk Mahallesi girişindeki kontrol noktasında konvoy ve cenaze aracı yüzlerce polis tarafından durduruldu. Cenazenin, inanç ritüelleri gereği eve getirilmesine ve tören yapılmasına, polisler tarafından izin verilmedi. Polisin, cenazenin doğrudan Belediye Mezarlığı'na götürülmesini, kimsenin cenazeye katılamayacağı konusundaki ısrarı üzerine kontrol noktasında yüzlerce kişi oturma eylemi başlattı. Polis, cenazeye katılmak isteyenlere gazla, tazyikli su ve Plastik mermiler ile müdahale etti. İl milletvekilimiz Alican Önlü müdahalede yaralandı, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Hastanede doktorun rapor vermesine dahi müsaade edilmedi. Sonrasında İçişleri Bakanı ve İl Valisinin asılsız bir biçimde Vekili suçlamasını ve hedef göstermesini kabul etmiyoruz. Sadece Doğan’ın ailesinin mezarlığa alınacağı söylenmesine rağmen ailenin bile tamamı mezarlığa alınmadı. Ardından polis cenazeye katılmak isteyenlere yeniden tazyikli suyla müdahale etti. Çok sayıda kişi yaralandı. İsrail polisini, Filistinli kadın muhabir Şirin Ebu Akile'nin naaşının omuzlarda taşınmasına izin vermeyerek cenazeye katılanlara cop, kauçuk kaplı mermi ve ses bombalarıyla saldırmasını eleştirenlerin, tepki gösterenlerin bu olaya karşı sessiz kaldığını da belirtmek istiyoruz” diye konuştu.
‘HALKIN MÜCADELESİ KARŞISINDA HİÇ ŞANSINIZ YOK’ 
Yetkililere seslenen Tekin, “Yasaklarınızla belki: Bir şehirde bir süre bütün buluşmaları durdurabilirsiniz. Cenazelere katılımları sınırlayabilirsiniz. Sanatçıların sahneye çıkmasını, anadillerinde şarkılar söylemesini engelleyebilirsiniz. Gençliğin neşesini gölgeleyebilirsiniz. İşçi ve emekçilerin, üreticilerin taleplerini haykırmasını kısıtlayabilirsiniz. Ancak halkın mücadelesi, sanatın gücü, gençliğin enerjisi karşısında hiç şansınız yok” şeklinde konuştu.  
‘HERKESİ BİRLİKTE MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ’
Tekin, “Gelişmeler, tek adam yönetimini muhalif partilere ve tüm muhalif gördüğü toplumsal kesimleri ezerek etkisizleştirme, itibarsızlaştırma adımlarını sıklaştıracağı ve baskı ve şiddetin bin bir türünü kullanmaktan imtina etmeyeceğini göstermektedir. Bu yüzden de tek adam yönetimine karşı tüm güçlerin ellerindeki her imkanı seferber etme, iktidarın topyekûn saldırısına karşı tüm diri güçlerin harekete geçirilmesi ertelenemez hale gelmiştir. Tek adam yönetiminin bu yasakçı politikalarına karşı yan yana omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz! Dersim Emek ve Demokrasi platformu olarak iktidarın bu gerici faşist politikalarından rahatsız olan herkesi birlikte mücadeleye çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi.
‘BUGÜN KARŞI KARŞIYA OLDUĞUMUZ İKTİDAR, CENAZELERİMİZE BİLE SALDIRIYOR’
Türkiye’de yaşamın her alanının şiddetle kuşatıldığını söyleyen HDP Van Milletvekili Sezai Temelli, “Bugün burada baskılara, yasaklamalara ve şiddete karşı bir araya geldik. Türkiye’de yaşamın her alanını şiddet kuşatmış durumda. Kadına yönelik çocuğa yönelik gençliğe yönelik şiddet. Şiddetin tahrip etmediği yer kalmamış durumda. Şiddetin dokunmadığı bir yer kalmamış durumda çünkü iktidar şiddet, savaş ve yolsuzlukla ayakta duruyor. Bu şiddetle susturmaya, yıldırmaya çalışıyorlar. Bunun mümkün olmadığını çok yakında öğrenecekler. Neden bunca şiddet var çünkü korkuyorlar. Buradan sesleniyoruz; korkun, korkmaya devam edin çünkü sizin yapmış olduğunuz bu saldırıların hesabını bir gün adaletin önünde vereceksiniz. Bunu sizde biliyorsunuz ve korkuyorsunuz. Korktuğunuz için hala şiddete devam ediyorsunuz. Şiddetin her türlüsünü gördük ama dünyada görülmemişi var. Ölmüşlerimize, yitip gidenlerimize ve cenazelerimize dönük. Dünyanın hiçbir yerinde düşmanlar bile cenazeye Dersim’de yapılanı yapmaz çünkü bütün inançlarda ve toplumlarda ölüye saygı vardır. Bu tarih boyunca böyledir. Ama bugün karşı karşıya olduğumuz iktidar, cenazelerimize bile saldırıyor. En temel haklardan birini yok sayarak bütün inançlara saldırmış oluyor” dedi.
‘KAMU GÖREVLİSİ DEMEK HALKIN VE VATANDAŞININ YANINDA OLMAK DEMEKTİR’
Kamu görevlilerin asil görevlerini hatırlatan Temelli şu ifadelere yer verdi:
“İktidarda kalabilmek için bugün yitip gidenlere saldırıyorlar. Bunu yapan kamu görevlileri. Kamu görevleri diyorum çünkü hatırlatmak istiyorum. Çünkü kamu görevlisi demek anayasal haklarla belirlenmiş bir görevi anlatır. Kamu görevlisi demek kamunun hizmetinde olmak demek. Halkın ve vatandaşın hizmetinde olmak. Halkı olası şiddetten olası tacizden korumak demek. Bugün kamu görevlisi olarak karşımıza çıkanlar bizzat halkı yönelik şiddeti var edenler. Mezarlıklarımıza ve cenazemize saldıranlardır. Bunlar kabul edilemez. Bu zorba iktidarın çete faaliyeti olur. Adaletin önünde bir gün hesap vereceksiniz. Karşımızda artık AKP ilçe teşkilatları yok çünkü onun yerine kaymakamlık var. Karşımızda bugün AKP İl Teşkilatı yok çünkü onun yerine valilikler var. Bu zorba düzen kamu teşkilatlarıyla kendisini bu sistemde örgütleyerek halka karşı yasakçı davranışla saldırmaya devam ediyor. Biz şiddete, savaşa karşı olarak yan yana gelmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Siz korkuyorsunuz bizler korkmuyoruz korkmayanlar kazanacak bunu da böyle bilin.”