ERCAN TOPAÇ 

Dersim Barosu Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, askeri harekat öncesinde başta Jandarma Genel Komutanlığı, Umumi Müfettişlik olmak üzere çeşitli askeri ve idari mercilerce Dersim’e yönelik raporlar hazırlandığı belirtildi. Açıklamada, 25 Aralık 1935 tarihli Tunceli Vilayetinin İdaresi Hakkında Kanun çıkarıldığı anımsatılarak 4 Mayıs 1937 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile Dersim’de  “şedit ve müessir” bir askerî harekâtın Tedip/Tenkil yapılmasına karar verildiği kaydedildi. 
ADİL YARGILAMA YAPILMADAN İDAMLAR GERÇEKLEŞTİ
Askeri harekatın ardından adil bir yargılama yapılmadan Seyit Rıza 15 Kasım 1937 tarihinde Elazığ Buğday Meydanı'nda oğlu Resik Hüseyin ve diğer 5 Dersim ileri geleniyle birlikte idam edildiğinin belirtildiği baro açıklamasında, “Gelinen aşamada Seyit Rıza ve diğer Dersim ileri gelenlerinin idamı ile sonuçlanan muhakemenin iadesi gerekmektedir. Dersim ismi de iade edilmelidir.
Askerî harekât sürecinde o tarihlerde her yaş grubundan ve kadın, erkek ayrımı yapılmaksızın binlerce kişi öldürülmüştür.
Askerî Harekât sürecini takiben binlerce kişi Türkiye’nin çeşitli yerlerine sürgün edilmiş ve gönderildikleri yerlerde mecburî iskâna tabi tutulmuştur.
 Dersim’de 1937, 38, 39 yıllarında birçok çocuk ailelerinin rızası hilafına cebren ailelerinden alınarak çeşitli ailelere evlatlık olarak verilmiş ve bu çocukların tamamına yakınından bir daha haber alınamamıştır. 
1937, 38, 39 Askerî Harekâtı süreci ve sonrasında on binlerce çocuk, kadın ve erkeğin insanlık vicdanını derin bir şekilde yaralayan hayal bile edilemeyecek kötülüklerin kurbanı olduğu tarihsel bir gerçektir. 
1937/38 yıllarında resmî görevli sıfatıyla katılan çeşitli şahısların anlatımları devlet tarafından gerçekleştirilen trajediyi açıkça ortaya koymaktadır” denildi.
ERDOĞAN’IN KONUŞMASI HATIRLATILDI
Dersim Barosu açıklamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 23 Kasım 2011 tarihinde bir Toplantı ’da yaptığı konuşmada, Dersim olaylarıyla ilgili belgeler açıkladığı kaydedilerek, ““…Dersim’de, adım adım çerçevesi çizilmiş, bahaneleri hazırlanmış bir operasyon var. 1937, 1938 ve 1939 yıllarında Dersim’de maalesef büyük bir dram yaşanıyor. Havadan, karadan, toplarla, hatta gaz bombalarıyla, Dersim’de hareket eden her şey, çocuklar, kadınlar katlediliyor… demiştir.
Belirtmek gerekir ki 1937, 38, 39 süreci ve sonrasında gerçekleştirilen eylemler için bugüne kadar devletçe herhangi bir Resmi eylem ve işlemde bulunulmamıştır. 
Bu durum insanlık vicdanını en az Dersim Askerî Harekâtı Tedip/Tenkil süreci ve sonrasında meydana gelenler kadar incitmiştir” ifadelerine yer verildi.
TALEPLER SIRALANDI
Dersim Barosu Yönetimi Kurulu açıklamasının sonuç bölümünde şu taleplerin yerine getirilmesi gerektiği belirtildi: 

1.Resmi Özür dilenmesine ve özrün kamuoyuyla paylaşılmasına,
2.Dersim 1937.38.39 sürecine dair hakikatin tamamının kamuoyuyla paylaşılmasına, 
3.Öldürülenlerin yakınlarının onurlarını, itibarlarını ve haklarını iade eden resmî bir açıklama yapılmasına, 
4.Kayıpların (çocuk-kadın-yaşlı)nerede olduklarının araştırılmasına; öldürülenlerin kimliklerinin tespiti için araştırma yapılmasına;
5-Öldürülenlerin naaşlarının bulunması, tanımlanması ve ailelerin ve toplumların kültürel pratikleri veya mağdurların vasiyet ettiği veya ettiği varsayılan şekillerde yeniden defini için gerekli işlemlerin yapılmasına; 
6.Öldürülenler için anma törenleri düzenlenmesine, 
7-Seyit Rıza ve Diğer Dersim ileri Gelenlerinin İdamı ile Sonuçlanan Muhakemenin İadesi Gerekmektedir. 
8-Dersim İsmi ve Eski yerleşim yeri isimleri İade edilmeli,
9.Dersim 1937/38.39 süreci ve sonrasında meydana gelen ihlâllerin doğru bir anlatımının uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası insancıl hukuk çalışmalarına yönelik dokümanlara dâhil edilmesini Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95. maddeleri hükümleri çerçevesinde talep ediyoruz.