BİNGÖL (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Dünyadaki krizlerin, çatışmaların yüzde 60'ı bizim coğrafyamızda. Doğrudan bizi ilgilendiriyor. Tüm bu zorluklara rağmen hatta bu zorlukların bize öğrettikleriyle birlikte Türkiye bölgesel gücünü artıran bir ülke oldu." dedi.

Çavuşoğlu, Bingöl Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Girişimci ve İnsani Türk Dış Politikası Konferansı"nda yaptığı konuşmada, ilk defa Bingöl'e geldiğini, ziyaretinde kentin Türkiye'nin en güzel yerlerinden biri olduğunu gördüğünü söyledi.

Dış politikanın siyaset üstü milli politika olduğunu, milletin ve devletin çıkarları için çalıştıklarını kaydeden Çavuşoğlu, burada dış politikayı anlatmanın heyecanı içinde olduğunu belirtti.

Türkiye'nin 3 ana kıtanın tam merkezinde bulunduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Karadeniz, Balkan, Orta Doğu ve Akdeniz ülkesiyiz. Kafkasya aynı şekilde Afrika'ya kadar uzanan tam merkezdeyiz. Dolayısıyla böyle bir merkezde çok güçlü olmamız gerekiyor. Dünyadaki krizlerin, çatışmaların yüzde 60'ı bizim coğrafyamızda. Doğrudan bizi ilgilendiriyor. Tüm bu zorluklara rağmen hatta bu zorlukların bize öğrettikleriyle birlikte Türkiye bölgesel gücünü artıran bir ülke oldu." diye konuştu.

Türkiye'nin küresel bir aktör haline geldiğini, dış politika ülkelerinin çok olduğunu anlatan Çavuşoğlu, ilgilenmeleri gereken meselelerin hem çok hem de büyük olduğunu aktardı.

- "Daha da güçlü olacağız inşallah"

Bunları iyi değerlendirip dış politikayı belirlemeleri gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, büyük ülkenin yükünün de büyük olduğunu, büyük ülkede beklentinin de sorumluğunun da çok olduğunu dile getirdi.

"Dolayısıyla yükümüz ağır olur. Bunun üstesinden gelmek lazım. Bugün Türkiye'nin Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya, Karadeniz, Orta Doğu, Afrika gibi bölgelerde 'Ben de varım' demesi zaten şart. Yani bunu görmezden gelme lüksümüz yok. Olmalıyız. Ve daha da güçlü olacağız inşallah." ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, dış politikanın çok yoğun olduğuna dikkati çekti.

Dış politikanın gündeminin her geçen gün yoğunlaşan bir alan olduğunu bildiren Çavuşoğlu, son dönemlerde dış politikada yaşanan trafiği aktardı.

Ayrım yapmadan tüm ülkelere eşit mesafede yaklaştıklarını kaydeden Çavuşoğlu, sorunları çözmek ve adalet için çalıştıklarını dile getirdi.

Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tabi bu ziyaretlerimizde gündem malum bir taraftan Ukrayna'daki savaşın etkileri diğer taraftan aynı şekilde gıda krizi yine bu savaşın yan etkileri olarak Balkanlar'daki gerilim, Suriye'deki durum ve gelişmeler aynı şekilde Kafkasya. Yani can Azerbaycan topraklarını geri aldı diye yani Kafkaslarda her şey bitmiş değil. Burayı istikrar ve barış haline getirmek için de yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Hamdolsun Türkiye dünya haritasında ağırlık merkezine dönüştüğü bir ülke haline gelmiştir. Birçok önemli kararlar artık burada şekilleniyor."

Diplomasinin sadece belli bir zümrenin siyasetçinin ve diplomatın işi olmaktan çıktığını dile getiren Çavuşoğlu, dış politikaların içindeki aktörleri artırdıklarını, bakanlıklar, parlamenterler, sivil toplum örgütleri, üniversitelerdeki hocalar, belediyelerle beraber uyumlu şekilde çalışmaları yürüttüklerini bildirdi.

- "Biz doğruya doğru, yanlışa yanlış diyoruz"

Şimdi "diplomaside topyekun diploması" dediklerini, dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalmamaları gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Dış politika tabi milletimizin duygularından, beklentilerinden, hissiyatından farklı olabilir mi? Olamaz. O yüzden bu milletimizin tüm kişi ve kurumların bizleri yönlendirmesi de çok önemli. Biz bunlardan çok faydalanıyoruz. Dünyada dengeler hızlı değişiyor. Bölgemizde krizlerin ve çatışmaların olduğunu da söyledik. Her ülke güç unsurlarıyla olduğu kadar bugün bu gelişmeler karşısında irade ve dayanıklılığıyla da sınanıyor. Ne kadar iradesi var ne kadar dayanıklı. İşte küresel salgın bitti, Ukrayna savaşı başladı. Hem gıdada hem enerjide ciddi krizler var. Bu krizler giderek derinleşmeye başladı. Küresel ekonomik durgunluk maalesef her yerde hissedilmeye başladı. Tüm dünyayı dolaşıyoruz. Krizler sadece bölgelerinde değil binlerce kilometre ötedeki ülkelerde de etkisini hissettiriyor. Mesela Ukrayna krizi Afrika'da açlığa, Avrupa'da göç krizine, Latin Amerika'da üretim krizine yol açıyor."

Bir yerde yaşanan bir krizden herkesin etkilendiğine işaret eden Çavuşoğlu, "Bu savaşın uzamasını isteyen var maalesef. Ukrayna'daki savaşın. 'Neden savaşın uzamasını istiyor' diye soruyoruz, 'Rusya'nın zayıflaması lazım. Rusya'ya bedel ödetmemiz gerekir.' diyor. Rusya'nın yaptığı doğru mu? Yanlış. Biz doğruya doğru, yanlışa yanlış diyoruz. Objektif, dengeli, kim yanlış yapmışsa yanlış olduğunu söylüyoruz. Ancak bunu bir vekalet savaşına dönüştürmek de yanlış." diye konuştu.

Gıda krizinde de en önemli rolü oynadıklarını, bu amaçla BM, Rusya ve Ukrayna ile yakın temas içinde olduklarını anlatan Çavuşoğlu, BM'nin bu krizin aşılmasında en önemli ortak olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni gördüğüne dikkati çekti.

Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İşte geçen gün Lavrov geldi, bunları konuştuk, arkasından Ukrayna Dışişleri Bakanıyla konuştuk, arkasından BM Genel Sekreteriyle görüştük. Şimdi anlaşma sağlayabilirsek yani bu ülkelerden Rusya'dan şimdi cevap bekliyoruz, İstanbul'da 4'lü bir toplantı, oradan bir mutabakat çıkarsa bir taraftan teknik görüşmeler devam ediyor, askerlerimizin görüşmeleri devam ediyor ve İstanbul'da kurulacak bir merkez ve gemilerin güvenli bir şekilde bu ürünleri taşıyabilmesi için hem Ukrayna'dan hem Rusya'dan gerekli adımları da inşallah atmış olacağız. Ama diğer taraftan bu girişimleri yaparken, girişimci ve insani dış politika diyoruz ve sahada da temsilcilerimizle birlikte Kızılayımızla, AFAD'ımızla insani yardımları da Ukrayna'ya ulaştırıyoruz. Binlerce vatandaşımızı, soydaşımızı dost ve kardeş ülkelerin vatandaşlarını burnu kanamadan buradan tahliye ettik."

- "Zalime Yavuz mazluma ise Yunus oluyoruz"

Dış politikayı belirlerken tarih ve medeniyetin getirdiği sorumlulukla hareket ettiklerini belirten Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Gücümüzü de sorumluluğumuzun da ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, Doğu Akdeniz'de, Kafkaslarda, Balkanlarda, Orta Doğu'da ve hatta uzak coğrafyalarda, zalime Yavuz mazluma ise Yunus oluyoruz Allah'ın izniyle. Yakın ve uzak coğrafyalarda bizim varlığımız kesinlikle tesadüf değildir. Milletimizin ve mazlumun hakkını savunuyoruz, hakkını arıyoruz, ülkemizin çıkarlarını oralarda güdüyoruz. Yeri geldiğinde oyun kurucu yeri geldiğinde Türkiye'ye karşı kurulan oyunları bozan ülke ve millet oluyoruz."

Başta savunma sanayi olmak üzere her alanda kapasiteyi güçlendirdiklerini anlatan Çavuşoğlu, bugün İHA ve SİHA'ların dünya markası olduğunu, artık kamu ve özel firmaların gelen talepleri karşılayamaz hale geldiğine işaret etti.

Bakan Çavuşoğlu, "Nasıl oldu da Türkiye'ye böyle 10 yıl içinde bu noktaya geldi diye şaşırıp kalıyorlar. Elbette zeki milletimizin, girişimcilerimizin, iyi eğitimli gençlerimizin bu savunma sanayinde devletimizin de verdiği destekle. Özel sektörde de öyle. Bu mesafeye gelirken burada bir itici güç daha var. Bu ürünleri alırken müttefiklerimiz önümüze engeller çıkardılar." ifadelerini kullanarak, bu engellerin kendilerini daha da hırslandırdığını vurguladı.

- "Birlik içinde olduğumuz zaman güçlüyüz"

Bugün dünyada 255 temsilciliğin bulunduğunu bildiren Çavuşoğlu, dünyada diplomatik ağ sayısı bakımından 5. sırada olduklarına işaret etti.

Bayrağın her yerde dalgalanması gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, "Birlik içinde olduğumuz zaman güçlüyüz. O yüzden devletimizin milletimizin birliği çok önemli, bu birlik ve beraberliği Bingöl'de de görmekten gerçekten çok mutlu oldum." ifadelerini kullandı.

Bakan Çavuşoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"İstikrar olmadan huzur olmaz, huzur olmadan da refah ve kalkınma olmaz. Ekonomik krizleri aşarız, bugün bütün dünyada enflasyon var, yüksek düzeyde enflasyon, 50 yılda görülmemiş enflasyon var, dünyada enerji fiyatlarının önüne kimse geçemiyor, ne Amerikası ne başkası geçiyor. Ama tabi bizim bunları mazeret olarak görmememiz lazım. Onun için milletimizin üzerindeki yükü omuzlamak, milletimizi ezdirmemek için kabinemiz, arkadaşlarımız, Meclisimiz yoğun çalışıyor ama bunları aşarız. Geçmişte de krizler oldu, bunları inşallah aşacağız. Ama huzur istikrar bizim için olmazsa olmaz. Ülkemizde ve çevremizde istikrar sağladıkça, ülkemizin her bir bölgesi gelişiyor, zenginleşiyor."

Daha yapacak çok işleri olduğunu, çok çalışmaları gerektiğini kaydeden Çavuşoğlu, geldikleri noktayla yetinmeleri durumunda dünyanın gerisinde kalacaklarını anlattı.

"O yüzden Türk'e durmak yaraşmaz bizim daha fazla çalışmamız lazım, Zaza'ya durmak hiç yaraşmaz. Tabi bir yandan sert gücümüzü zulme karşı durmak adaleti hakim kılmak için kullanıyoruz. Yani masa tükendiği zaman da sahaya inip sert gücümüzü göstermeyi de biliyoruz. Bir yandan da Yunus'un dediği gibi yaratılanı Yaradan da ötürü seviyor, gönül köprüleri inşa ederek yumuşak gücümüzün etki alanını genişletiyoruz. Ama bugün dünyanın gözünde Türkiye, akıllı güçtür yani sert gücü ve yumuşak gücü gerektiği kadar ölçülü ve dengeli kullanan bir ülkedir." ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, bunun da önemli olduğunu sözlerine ekledi.

Konferansa, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz, Vali Kadri Ekinci, AK Parti Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek, Belediye Başkanı Erdal Arıkan, Rektör Prof. Dr. İbrahim Çapak, AK Parti İl Başkanı Haşim Sağlar, MHP İl Başkanı Nurettin Varol, kurum müdürleri, iş insanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.