ERZURUM (AA) - Azerbaycan ile Ermenistan arasında 1992'de yaşanan savaşta komutan olarak görev yapan 63 yaşındaki gazi Aida Şirinova, Türk kadının kahramanlık simgesi Nene Hatun'un Erzurum'daki kabrini ziyaret etti.

Gazi Aida Şirinova, Osmanlı tarihinin önemli savaşlarından "93 Harbi" diye adlandırılan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda genç yaşta gösterdiği büyük kahramanlık sonrasında gönüllerde tahta kuran ve Türkiye'de ilk "yılın annesi" unvanını alan Nene Hatun'un kabrini ziyaret etmek için Erzurum'a geldi.

Aziziye Tabyaları'nda bulunan Nene Hatun'un kabrine gelerek dua eden Şirinova, mezar başında temizlik yaptı, Türk bayrağını öptü.

Şirinova, gazetecilere yaptığı açıklamada, çocukluğundan beri hep savaşçı bir ruhunun olduğunu, tarihçilerin kendilerine yapılan katliamları anlattıkça her bir Türk çocuğunun savaşçı ruhla büyüdüğünü söyledi.

Hocalı Katliamı'ndan sonra 1992'de aldığı kararla Ermenistan'la savaşa gittiğini ve orada komutan yardımcısı olduğunu ifade eden Şirinova, şöyle konuştu:

"Böyle öz kardeşlerimle öz subaylarımla 1998'e kadar kadın komutan olarak savaşta kaldım. Sonra polisliğe davet ettiler. 28 yıl da polis memuru olarak çalıştım ve buradan emekli oldum. Biz de baltayla yabayla savaşa gittik. O kadar silah yoktu. Bunlarla savaşa gidiyorduk. Nene Hatun'un elindeki baltayla heykelini gördüm. İnsan şerefi, namusu ve vatanı için balta ve yavayla da savaşmalıydı. Her bir halk kahramanıyla tanınır. Biz de erkek kahramanlarımızla beraber kadın kahramanlarımızla da gurur duyuyoruz. Dünya bizi savaşçı bir Türk halkı olarak tanıyor. Çünkü Türk anneleri çocuklarını atın üstünde dünyaya getirmiş, toprak üstünde belemiş, koymuş ve savaşa gitmiş."

Şirinova, Nene Hatun ve Kara Fatma hakkında çok kitap okuduğunu, yıllardır beklediği bu ziyareti gerçekleştirmenin gururunu ve heyecanını yaşadığını anlattı.

Karabağ Zaferi'ne değinen Şirinova, "Ermenilerin arkasında muhtelif devletler vardı. 1992'lerde topraklarımızı kaybettik. Aslında o zaman da bizim içimizde çok kahraman insanlar vardı ve biz Hankendi'nin 14. kilometresine kadar gitmiştik. Ancak onlara destek veren devletler vardı. Ona göre de biz mağlup olduk demek istemezdim ama topraklarımızı kaybettik. Son 44 günlük muharebede bütün Azerbaycan halkı adına çok gururla diyorum ki biz Türk gardaşlarımızı yanımızda, arkamızda ve önümüzde gördük. Bize desteğini gördük. Öyle bir sokak, cadde ve otağ yoktur ki Türk ve Azerbaycan bayrakları asılmasın. Biz bu bayraklar uğrunda canımızdan bile geçeriz." diye konuştu.