İSTANBUL (AA) - Medipol Mega Üniversite Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Burcu Polat, migrenin hem sosyal hem de iş hayatını doğrudan etkileyerek kişilerin yaşam kalitesini oldukça düşüren ilk 10 hastalık arasında olduğunu belirterek, "Engellilik durumuna göre ayarlanmış hastalığa maruz kalınan yıllar hesabıyla, migren felçten sonraki en önemli ikinci hastalıktır." ifadesini kullandı.

Üniversite Hastanesinden yapılan açıklamaya göre, Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nde 29 Haziran Dünya Kronik Migren Farkındalık Günü kapsamında "Migren Konferansı" gerçekleştirildi.

Açıklamada konferansta yaptığı konuşmaya yer verilen Burcu Polat, ülkede her 5 kadın ile her 10 erkekten birinin “migren” hastalığı ile yaşadığını belirtti.

Hastalığın hem sosyal hem iş hayatını doğrudan etkileyerek kişilerin yaşam kalitesini oldukça düşüren ilk 10 hastalık arasında olduğuna dikkati çeken Polat, "Migren DALY (disability-adjusted life years) yani engellilik durumuna göre ayarlanmış hastalığa maruz kalınan yıllar hesabıyla, migren felçten sonraki en önemli ikinci hastalıktır." ifadesini kullandı.

Polat, “Ülkemizde çocuk ve ergenlerin onda birinde ve gençlerimizin beşte birinde migrene bağlı baş ağrısı sorunu bulunuyor. Bu tür hastalar için Amerika’da yılda 40 milyon dolar, Avrupa da ise 50 milyon dolar harcanıyor. İngiltere’de günde yaklaşık 100 bin kişi bu sebeple okula veya işe gidemiyor." açıklamasında bulundu.

Son 3 ay içinde yaşanan baş ağrısı ilişkin, "Midenizde bulantı veya rahatsızlık hissettiniz mi?, Baş ağrısı sırasında ışık rahatsız etti mi? Baş ağrılarınız en az bir gün işten güçten kısıtladı mı?" sorularına en az 2 evet yanıtı veren kişilerde migren olabileceğini belirten Polat, hastalığın teşhisi ve doğru yönetimi için baş ağrısı uzmanına başvurmanın önemini vurguladı.

- "Migren mutlaka tedavi edilmeli"

Burcu Polat, migreni tedavi etmeden baş ağrısı çekmenin ya da aşırı miktarda ağrı kesici alarak sonlanmasını beklemenin doğru bir yöntem olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Ağrı kesicileri sık ve uygun olmayan şekilde tüketmek çok zararlıdır. Aynı şekilde migreni tedavi etmeden ağrıya dayanmaya çalışmak kişilerin yaşam kalitesini bozduğu gibi beyinlerinde de kalıcı kimyasal değişimlere yol açar. Migren bu sebeple mutlaka tedavi edilmelidir. Ayrıca botulinum toksin uygulaması da tedavi yöntemlerindendir. Fakat migren söz konusu ise 'botoks' uygulaması başağrısı konusunda uzman olan nöroloji veya algoloji hekimi tarafından yapılmalıdır.

Migren tedavisinde bir mucize gibi gösterilen aşı tedavisi seçeneğini ise etkin ama kesin bir çözüm değildir. Migren aşısı diye bilinen, aylık uygulanan yeni ilaç grubu dirençli migren hastaları başta olmak üzere önemli bir tedavi seçeneğidir. Tüm dünyada yıllardır ve ülkemizde de geçen seneden beri kullanılıyor. Ancak bu ilaçların henüz SGK geri ödemesi yok. Bu tedavi tek bir kez yapılacak bir uygulama değil ve kesin kür vaadi içermiyor. Dirençli olgular için ise yeni ve etkili bir yoldur.”

Başağrısı tedavisinde beslenme desteği sağlayan bitki, baharat ve gıda takviyelerine değinen Polat, "Bitkilerden kahve, nane ve lavanta esansiyel yağı, yeşil çay kullanılabilir, takviyelerden ise magnezyum disitrat, riboflavin, koenzim Q10 veya alfa lipoik asit uzman önerisi ile denenebilir. Baharatlardan zencefil ve zerdeçal miktarı ayarlanarak kullanılabilir." ifadelerini kullandı.