İSTANBUL (AA) - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, "İSO olarak bu ay 70. kuruluş yıl dönümünü gurur, coşku ve mutlulukla kutluyoruz." ifadelerini kullandı.

Odadan yapılan açıklamaya göre, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi'nin mayıs ayı olağan toplantısı, İSO'nun 70 yılı: Dün, Bugün ve Gelecek. Daha nitelikli üretim ve rekabetçi sanayi için değerlendirmeler ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Bahçıvan, 1952 yılında kurulduğundan bu yana sanayinin gelişimine büyük katkı yapan ve sanayiciler için adeta okul anlamı taşıyan İSO olarak bu ay 70. kuruluş yıl dönümünü gurur, coşku ve mutlulukla kutladıklarını belirtti.

Sanayiciler olarak Türkiye ekonomi tarihinin ve sanayinin gelişiminin 70 yılına tanıklık eden bir kurumun mensubu olmaktan gurur duyduklarını, ülkenin güçlü ve köklü sanayi odası olan İSO'nun aynı zamanda ülke üretim ekonomisinin canlı tarihi olduğunu belirten Bahçıvan, 10'ar yıllık özetler halinde Türkiye ekonomisi ve aynı dönemde odanın hayata geçirdiği çalışmalardan örnekler sundu.

Bahçıvan, İSO'nun o günlerden beri sanayinin, üretimin ve Türkiye’nin gelişmesinin hep önünü açmaya çalışan, sorumlu bir sivil toplum kuruluşu olarak varlığını sürdürdüğüne değindi.

Odanın sanayileşme isteklerinin yeniden alevlendiği, bir toplu iğne fabrikasının kurulmasının dahi toplumda büyük coşkuyla karşılandığı bir dönemde, 1952 yılında kurulduğunu hatırlatan Bahçıvan, şunları kaydetti:

"Sanayiyi bir kurumun, bağımsız bir odanın temsil etmesi iradesi ve ihtiyacından hareketle, 750 öncü sanayicinin girişimiyle, bundan 70 yıl önce Eminönü’ndeki Vakıf Han'a İSO’nun ilk tabelası asıldı. O gün dikilen filizler İSO'da birlikte yeşererek, bu yetmiş yılın yolculuğunda çok farklı değerler sundu ve sunmaya da devam ediyor.

1960’lı yıllarda sanayinin kendini geliştirmesi için yeni adımlar atıldığını, ağır demir çelik sanayi fabrikalarının bacalarının tütmeye başladığını görüyoruz. Burada İSO'nun imgesel anlamda önemli vizyonlarından biri olan Odakule binamıza da değinmek istiyorum.

1960'lı yıllarda daha İstanbul'da bir gökdelen yokken, modern bir bina yokken böyle bir eseri hayal etmek, projelendirmek gerçekten kıymetli bir çaba. Başta dönemin İSO Başkanı Fazıl Zobu başkanımız olmak üzere bu projeyi gerçekleştiren büyüklerimizi buradan saygı ve rahmetle anıyorum."

Bahçıvan şöyle devam etti:

"Odakule binamızı 1 yıllık bir çalışmayla çevreci ve akıllı donanım uygulamalarıyla yenileyerek 2017 yılında tekrar hizmete açtık. İSO da bu tarihten itibaren tüm birimleriyle Odakule'de faaliyetlerini sürdürüyor. Aynı yıllarda atılan bir başka vizyoner adım ise İktisadi Kalkınma Vakfı’nın kuruluşu. Kurucusu olduğumuz İKV, Türkiye'nin Avrupa birliği yolculuğu ile neredeyse yaşıt bir kurum. AB yolculuğunda Türkiye’nin henüz daha devlet politikası oluşturulmadığı yıllarda 1965 yılında İstanbul müteşebbisi, İstanbul sanayicisi böyle bir vizyonla yola çıkmış.

Yine o dönemde hayata geçirilen ve bugün İSO’nun en değerli markalarından biri haline gelen bir başka çalışma ise Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırması. 1968 yılında yayınlamaya başladığımız çalışmamız, önce En Büyük 100, sonra En Büyük 300, ondan sonra da İSO Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Sanayi Kuruluşu içeriğiyle, yayınlandığı yıldan bu yana akademiden bürokrasiye, iş dünyasından basın yayın kuruluşlarına kadar ekonomi kamuoyunun yakından izlediği bir marka oldu."

Bahçıvan, 1980'li yıllarda odanın vizyoner bir adımının da çevre konusunda faaliyet gösteren bir birim oluşturması olduğunu belirterek, "Türkiye'de çevre konusu bir bakanlık olarak ele alınmıyorken 1987 yılında İSO Çevre Şubesi olarak bir birim kuruyoruz. Sanayicinin çevreye vermesi gereken önem, yapılması gereken çalışmalar, çevre ödülleri, bunlar yine İSO’nun yaptığı ilk çalışmalar. Şimdi bunu sürdürülebilirliğe dönüştürüyoruz ve bu konuda da çok iddialıyız." ifadelerini kullandı.

Yine ekonomiyle ilgili birtakım sıkıntılı dönemlerin yaşandığı 1990'lı yıllarda odanın en önemli çalışmalarından biri de kendisi dışında eğitime destek verecek olan bir vakıf oluşturması olduğunu belirten Bahçıvan, İSO'nun kurucu olduğu, o yıllardaki üyelerinin de temel kurucu üye olduğu İstanbul Sanayi Odası Vakfı'nı 1994'te faaliyete aldıklarını kaydetti.

Bugün vakfın her geçen yıl gelişerek büyüdüğünü ve 30. yaşına doğru gittiğini belirterek, "2000'li yıllarla birlikte düşük enflasyonlu, istikrarlı bir dönemin sanayimiz ve ekonomimizin gelişimine yaptığı katkıları hep birlikte yaşadık. İhracatın giderek güçlendiği, dışarıya daha çok açılan bir Türk sanayisinin başarılarına tanık olduk." değerlendirmesinde bulundu.

- "Ekonomilerde insan odaklı bir dönüşümün anahtarı üretim kültüründe yatıyor"

Nitelikli insan gücünü geliştirebilen, bu gücü dünyadan kendisine çekebilen ve ekonomisine kazandırabilen ülkelerin dünya ekonomisinde öne çıktığına değinen Bahçıvan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ekonomilerde insan odaklı bir dönüşümün anahtarı üretim kültüründe yatıyor. Tüketimin üretimin önüne geçmemesi, üretim kültürünün daha da güçlenmesi için bizden sonra bayrağı devralacak genç kuşaklara üretim aşkının aktarılması büyük bir önem taşıyor. Eğitimde üretimi merkeze alan ve insanın üretici yönünü öne çıkaran bir anlayış daha fazla geliştirilmeli ve eğitim müfredatları bu doğrultuda düzenlenmelidir.

Mesleki eğitimin ve meslek liselerinin itibarı da artırılmalı, bu kurumlar yeniden yapılandırılmalıdır. İSO olarak MEB ile iş birliği halinde Mesleki Eğitim ve İşbirliği Protokolü’nü (MEİP) imzaladık ve son üç yıldır geleceğimiz adına önemli projelere hizmet ettik, etmeye de devam ediyoruz.

Özetle, üretim kültürünü özümsemiş nitelikli insanlardan oluşan nesiller yetiştirmenin, eğitim sisteminin çağın ihtiyaçlarına cevap veren bir sistem olmasından geçtiğine inanıyoruz. Bu kapsamda sadece eğitimde değil, sanayinin ilgi alanına giren her konuda elimizi taşın altına koyarak 70 yıldır olduğu gibi bugün ve gelecekte de Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz."