GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - Kentteki kuraklık tehlikesi yaşanan göletlerin havadan görüntüsü - Kuruyan ve kuruma aşamasında olan göletler (Arşiv) - Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç'ın röportajı Diyarbakır'da geciken yağışlar göl ve göletlerde kuraklık riskine neden oldu - DÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç: - "Son dönemlerde kar yağışı bekliyorduk ama olmadı. Bu durumda toprak yeterince suya doymadığı için göl ve göletlerde yeterince su birikimi olmadı. Bu da bu alanlarda yaşayan canlıların üreme potansiyellerinde ciddi düşüşe neden olacak" DİYARBAKIR (AA) - BESTAMİ BODRUK - Diyarbakır'da göl ve göletlerde, geciken mevsimsel yağışlar nedeniyle kuraklık riski yaşanıyor. Kent genelinde bir kısmı yağışlar ve su kaynaklarıyla doğal oluşan, bir kısmı da vatandaş eliyle oluşturulan 160 göletten birçoğu geçen yıl ilkbaharda beklenen yağışın düşmemesi, yaz aylarında yaşanan kavurucu sıcaklara bağlı olarak kurudu. Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünce oluşturulan baraj gölleri ve göletlerde ise kuraklığın etkisinin azaltılması için 2022 yılı içerisinde su takviyesi çalışmaları yapıldı. Göçmen kuşlar için önemli besin ve yumurtlama alanı olan, tatlı su balıkçılığı yapılan, tarımsal üretimde sulama amaçlı kullanılan ve birçok türe ev sahipliği yapan göl ile göletler, geciken mevsimler yağışlar nedeniyle de kuraklık riskiyle karşı karşıya kaldı. Yaklaşık 40 yıldır bölgede biyolojik çeşitlilik ve göçmen kuşlara yönelik çalışma yürüten Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, AA muhabirine, Diyarbakır'ın birçok canlı için yaşam alanı olduğunu ve 200'ün üzerinde kuş türüyle kuş cenneti sayılacak bir konumu bulunduğunu söyledi. Bölgenin aynı zamanda memeli ve eklem bacaklılar yönünden de oldukça zengin bir tür çeşitliliğine sahip olduğunu aktaran Kılıç, şöyle konuştu: "Son dönemlerde kar yağışını bekliyorduk ama kar yağışı olmadı. Bu durumda toprak yeterince suya doymadığı için göl ve göletlerde yeterince su birikimi olmadı. Bu da bu alanlarda yaşayan canlıların üreme potansiyellerinde ciddi düşüşe neden olacak. Burada yaşayan en küçük tek hücrelilerden daha üst canlılara kadar yeterince gelişim, üreme ve çoğalma olamayacak. Bunlarda azalma olacağı için buraya gelen canlılar da bu türleri tüketemeyecek ve yeterince beslenme olamayacak. Bu nedenle tür çeşitliliği ve türe ait birey sayısında kayıplar yaşanması bekleniyor." Göl ve göletlerdeki su azalmasından dolayı sucul canlıların oksijen ve besin azlığından dolayı gelişimlerini tamamlayamayacağını ifade eden Kılıç, "Üreme potansiyellerinde ciddi düşüş olacak. Küresel iklim krizi ve yağış azlığı dolayısıyla beklediğimiz sonuçlar bunlar. Kuraklık ve aşırı sıcaklar özellikle su sistemlerini ilk başta ve önemli derecede etkilemekte." dedi. Kılıç, göl ve göletlerin doğal yağışlarla dolduğunu ve kar yağışı olmayınca da bu dolumun gerçekleşemeyeceğine işaret ederek,"Gelen yağışlarla göl ve gölet havzalarında bir miktar birikim olabilir. Bu durumda bize düşen, insanlık olarak yapmamız gereken suyu mutlaka tasarruflu kullanmak ve kirletmemek." diye konuştu.