1957 yılında DERSİMİN sesi oldu. TUNCELİNİN SESİ DİYE yayın hayatına başladı.62 yıl DERSİMİN Sesi, gözü, kulağı, oldu.
     DERSİM’DE 62 yıl yaşananları, DERSİMLİLERLE, kamuoyu ile paylaştı. Kayıt altına aldı.
     Ulusal basının, DERSİM’DE olup bitenleri yansıtacak muhabirlerinin, iletişimin kanallarının olmadığı yıllarda, DERSİM’DE, olup bitenleri, yaşananları, sorunlarını, 62 yıl, dile getirdi.
     DERSİM’DE 62 yıl önce kurulan ilk basımevi, matbaa oldu.
     Kurucusu, şimdiki sahibi Mehmet AĞAR’IN, babası, rahmetli Celal AĞAR’DI. Ağzından düşmeyen sigarası, yüzünden eksik olmayan gülümsemesi ile herkese karşı sıcak, nazik, halkın deyimi ile BABACAN bir kişilikti.
    Lise yıllarımdı. İlin en eski lisesi, Tunceli Lisesi’nde, okuyordum. Kitap, gazete, dergi, sinema ilgi alanımdı. Önerim üzerine, sınıfça, TUNCELİ’NİN SESİ ile ulusal basından bir iki gazeteye günlük abone olmuştuk.
    Küçük bir ildi. Olaylar yaşananlar, kısa sürede halka yansıdığı gibi TUNCELİ’NİN SESİ Gazetesi’ne de yansıyordu. Onun için TUNCELİ’NİN SESİ, günlük hemen herkesin haber kaynağıydı. Elindeydi.
   Liseyi bitirdiğimde, üniversiteye gidememiştim. Karayolları Tunceli Şubesinde geçici olarak çalışıyordum. TUNCELİ’NİN SESİNİ, yakından takip ediyor. İzliyordum. Özellikle köşe yazıları ilgimi çekiyordu.
  1964 yılıydı. Bir gün Celal Abiye gittim. “Abi, Gazetede bana da yer ver. Yazayım” dedim. Gülümseyerek,  “Olur. Yaz getir. Bir bakalım” dedi. Çok heyecanlanmış. Sevinmiştim. Yazdım. Götürdüm. Daktilom yoktu. Bir kağıda elle yazıp götürdüm. Baktı. “Tamam” dedi.
   Yarını, İkinci günü, beklemek, çok zor olmuştu. Gece bitmiyor. Bir türlü sabah olmuyordu. Sabahleyin heyecanla gazetenin matbaasına koşmuştum. Yazım basılmıştı. Bir solukta okumuştum.
   Günlük yazmayı sürdürmüştüm. Yazılarım, çoğunlukla kurum yöneticilerinin eksilerine, artılarına, yönelikti. Şehir içinde gördüğüm eksikliklere yönelikti. Yazılarım, zaman zaman bazılarını rahatsız da etmişti.
    12 Eylül sonrası Siyasi Partilerin yeniden faaliyete geçtiği yıllardı. CHP Tunceli’de öne çıkan, bir partiydi. Onunla ilgili tartışmalara yazılarına ben de katılmıştım. Devlet memuru olduğumdan başkalarının ismi ile yayınlanan birkaç köşe yazım daha TUNCELİ’NİN SESİ’NDE yayınlanmıştı.
   12 Eylül sıkıyönetim döneminde, rahmetli CELAL ABİ, Hürriyet Gazetesi’nden bir şiir alıntısı yaparak, yayınlar. İçinde orak çekiç sözcükleri geçmektedir. Hakkında Komünizm propagandası yapmaktan dava açılır. Erzincan sıkıyönetim mahkemesinde 3 yıl yargılanır. Şiiri yazanın ifadesi üzerine beraat eder.
   7 Temmuz 1969 tarihli TUNCELİ SESİ’NDE, bir gazete başlığı, ilgimi çeken anılardan biridir. “Vali Erol YAVUZ, şehrimizi terk etti” İlin bir sorununu kendisine götüren ilin ileri gelenleri heyetine “Ne o. demiş. İsyan mı ediyorsunuz. Ben bu ilde valilik yapamam, derhâl bu memleketi terk edip gideceğim” der. Ertesi gün sözünde durur. Çeker gider.
   Şimdiki Sayın Valimiz gibi halkla sık sık bir araya gelen, HAKAN YUSUF GÜNER valimiz, gazetenin tam karşısındaki Hasan Bey Lokantasında, sade bir vatandaş gibi korumasız oturup yemek yerken karşısındaki 1957 yılında yayın hayatına girmiş Şimdiki adı ile değil eski adıyla TUNCELİ’NİN SESİ tabelasını görür. İkinci günü, bizleri de alıp ziyaretine gider.
    DERSİM’İN 62 yıllık SESİNİN,62 yaş dönümünde, iyi ki varmış. Başarılı yıllar dileğiyle yaş gününü kutluyorum.
 
img_4434-001.jpg

img_4447-001.jpg

img_4442-001.jpg

yilmaz.jpg