1980 yılında 12 Eylül askeri darbesi olmuştu. Anayasa Parlamento feshedilmişti. Ülkeyi askeri konsey yönetiyordu.  DERSİM Tarihine altın harflerle yazılacak KAMER GENÇ o tarihi süreçte. Ortaya çıkmıştı. Hava Kuvvetleri Komutanı ŞAHİNKAYA’YA yakın bir kuruluşta çalışmıştı. ŞAHİNKAYA’NIN, referansı ile Tunceli’den kurucu meclise seçilmişti.
   Daha önce düzenlenen Danıştay sınavını kazanan tek kişi olmuştu. Danıştay tetkik hâkimliği ve Danıştay savcılığı görevlerinde bulunmuştu.
   Danışma Meclisi üyeliği sırasında, DANIŞMA MECLİSİNİN hazırladığı, referanduma sunacağı anayasaya HAYIR diyeceğini ilan etmişti. Bu KAMER GENÇ’İN, yeniden doğuşu, Milat takvimi olmuştu. Tarihi süreçte, askeri yönetime karşı çıkan ilk isim olmuştu. Tek haber kanalından haberleri izleyen bütün TÜRKİYE onu tanımıştı. Askeri rejime karşı olanların övgüsünü, alkışını almıştı. Kurucu DANIŞMA MECLİNDE, Yapılan anayasa referandumuna HAYIR oyu vermişti. 50 kişinin idam edildiği o süreçte idamlara, karşı çıkmıştı. Bu da askeri yönetime karşı olmaktı. Eşi idamlara karşı çıkan Kamer GENÇ’E cesaretinden dolayı tepki göstermişti.
   Askeri darbe sonrası yapılan ilk milletvekili genel seçimlerine, Tunceli’den bağımsız aday olmuştu. Askeri konseyin kararlarına karşı çıktığından, Askeri konsey buna izin vermemişti.
    Sonrasında yapılan milletvekili seçimlerini, 6 kez kazanmıştı. TBMM’nin renkli bir üyesiydi. Meclisin en çok konuşan en uzun süre milletvekilliği yapmış, üyelerinden biriydi. Bir hatip kadar düzgün bir konuşması olmasa da halkın anlayacağı dilden konuşması ilgi çekiyor. Geniş halk kesimleri tarafından ilgiyle izleniyordu.
   O halkın, köylünün, meclisteki temsilcisiydi. Diliydi.  Bayramda, seyranda hemen her zaman, tanıdık olsun, olmasın, hemen herkesi arar sorardı. Sorunlarını titizlikle takip eder. Sonucunu, vatandaşa bildirirdi. Köylülerle bir araya geldiğimde Övünerek bana, “hocam Kamer GENÇ beni aradı” derlerdi. Bir köylüyü, bir milletvekilinin o günün koşullarında telefonla araması gariban köylü için bir onurdu. O her zaman gariban köylülerin yanında olmuştu. Vekili olmuştu.
    O yalnız Tuncelilerin milletvekili değildi. Bütün Türkiye’nin, Milletvekiliydi. Tuncelilerin sorunlarından çok başka illerden gelenlerin sorunlarıyla da yakından ilgilenirdi. Ankara’da, vatandaşın, seçmenin sorunları için çalmadığı kapı kalmamıştı. Bütün resmi kurumların, âdeta Sayın GENÇ’TEN illallah ettikleri söylenirdi. Renkli kimliğiyle bütün Türkiye’nin tanıdığı bir milletvekiliydi. Kendilerini Millet meclisinde ziyaret ettiğimde, Tuncelili olarak yalnız ben vardım. Meclis Başkan vekili geniş odası, başka illerden gelen ziyaretçilerle doluydu. Öğlen yemeğine, Yirmi kişinin üstünde ziyaretçiyi, misafir etmişti. Meclis lokantasında, her yerde, her zaman olduğu gibi yine ilgi odağı olmuştu. İyi günde kötü günde hep hemşerilerinin yanında, memleketinde olmuştu.
    FETO yapılanmasının ülke için tehlikesini yıllar öncesinden görmüş Mecliste büyük bir cesaretle dile getirmiş tek milletvekilidir. Meclis konuşmasında yapılan sataşmalara rağmen ısrarla FETÖ tehlikesine dikkat çekmiş. “Ülke için büyük bir tehdittir. Tehlikedir” demişti.
     Evi de hemşerileri için, misafirleri için, bir konaklama yeriydi. Kendisi gibi öğretmen olan eşi de, misafir severdi. Hemşerilerine kapılarını hep açık tutarlardı.
    Sayın ŞEKERİM GENÇ çok sevdiği seçmenlerini, hemşerilerini, 75 yıl sonra erken bırakıp gitti.
    Sayın GENÇ, vasiyeti gereği sonsuza dek yattığı yerde rahat uyusun. Hemşerileri, onu, hep sevgiyle saygıyla hatırlayacaklar. Unutmayacaklardır.
    DERSİM TARİHİNDE BİR KAMER GENÇ VARDI.
    Rahat uyu vekilim.