MALATYA (AA) - ORHAN YOLDAŞ - "Asrın felaketi" olarak anılan depremler nedeniyle ilaç temininde zorlanan Malatya'daki kayısı üreticilerinin önemli bölümünün bu yıl monilya hastalığıyla mücadelesi sekteye uğradı.

Üreticiler, kayısı ağaçlarında her yıl görülen ve verimi en az iki hasat dönemi düşüren monilya hastalığına karşı, ilk çiçeklenme döneminden itibaren zirai ilaçla mücadele ediyor.

Kentteki zirai ilaç bayilerinin depremler nedeniyle kapalı olması, üreticilerin ilaç teminini zorlaştırdı.

Özellikle erken çiçek açan 1200 rakımın altındaki bahçelerdeki kayısı ağaçlarında monilya hastalığının etkileri gözlenmeye başlandı. Bazı bölgelerde de don, kayısı ağaçlarını etkiledi.

Zirai ilaç temin eden üreticiler, ilaçlama çalışmalarını sürdürüyor.

Kent genelinde Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün hasar tespit çalışmaları devam ediyor.

- "En büyük sıkıntımız bayilerin kapalı olmasıydı"

Malatya'daki 9 milyon kayısı ağacından 1 milyon 100 bininin bulunduğu Yeşilyurt ilçesinde de üretciler, monilya hastalığıyla mücadele ediyor.

Yeşilyurt Ziraat Odası Başkanı Doğan Solmaz, Çayırköy Mahallesi'nde monilya hastalığının etkilerinin gözlendiği kayısı bahçelerinde incelemede bulundu.

Solmaz, AA muhabirine, hastalığın ve donun etkilerinin havalar ısındıkça bahçelerde daha belirgin şekilde ortaya çıkacağını kaydederek, şöyle dedi:

"En büyük sıkıntımız, afetten dolayı ilaç bayilerinin kapalı olmasıydı. Her çiftçimiz Tarım Kredi Kooperatifine üye olmadığı için ilacı borçla alamadığından dolayı ilaçlamalarda aksamalar oldu. Monilya hastalığı bu bahçede de gözle görülüyor. Hastalık kayısıda hem bu yılki hem de gelecek yılki hasadı olumsuz etkiliyor."

Dondan da etkilenen bahçelerin bulunduğunu belirten Solmaz, bu konuda Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri ile sigorta eksperlerinin hasar tespit çalışmaları yaptığını kaydetti.

- "Hastalıklı dallar kesilmeli"

Monilya hastalığı ile donun, depremden etkilenen kayısı üreticilerinin mağduriyetini artırdığını dile getiren Solmaz, şöyle devam etti:

"Devletimizin çiftçimize desteğinin devam etmesi lazım çünkü Malatya'nın ekonomisi kayısıya dayanmakta. Afetten dolayı Malatya'nın ekonomisi şu an durmuş durumda. Çiftçi hasadını yapabilirse kentin ekonomisine destek sağlamış olur."

- "Zaten afetzedeyiz, kayısı da olmazsa..."

Kayısı üreticisi Baki Özdemir, deprem nedeniyle kentteki iş yerlerinin yıkılmasının çiftçiyi de olumsuz etkilediğini söyledi.

Üreticilerin hasat sonu ödeme kaydıyla ilaç temin ettiği bayilerinin bulunduğu binaların yıkıldığını da ifade eden Özdemir, şöyle konuştu:

"Genelde ilaç erişiminde zorluk yaşadık. Bazı ilaç bayilerinin bazılarının adresleri değişti, bazılarının dükkanları yıkıldı. Her üretici de Tarım Kredi Kooperatifine üye olmadığı için borçla alamadı. İlaç erişimi zorlaştı. Yağmurun peş peşe yağması da ilaç atmamızı geciktirdi. Bu nedenle ağaçlar monilya hastalığına yakalandı. İlacı bulduktan sonra yağmur fırsat vermedi. Çamurda, vatandaş ilaç atmaya çalıştı ama maalesef ağaçlar monilya oldu. Zaten afetzedeyiz, kayısı da olmazsa Malatya'da çarkın bir dişlisinin kırılması anlamına gelir. Devletimiz elini uzatırsa çiftçimiz için çok iyi olur."

- Monilya hastalığı nedir?

Literatürde "Monilinia laxa" olarak isimlendirilen hastalık; kayısı, şeftali, kiraz, erik, vişne ve badem gibi sert çekirdekli ağaçlarda meyve veriminde kayıplara yol açabilen, bir tür mantar hastalığı olarak tanımlanıyor.

Ağaca bulaşan hastalık, özellikle çiçek, çiçek sapı, sürgün ve en son olarak da meyvelere sirayet ediyor.

Enfeksiyona uğramış çiçekler kahverengi bir renk alıyor. Hastalık ince sürgünlerin tamamen kurumasına, kalın sürgünlerde ve dallarda ise "kanser" yaraları oluşmasına ve dalların uçtan geriye doğru kurumasına yol açıyor.

İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, hastalığın görüldüğü alanlarda enfekteli sürgün ve dalların kesilerek imha edilmesi, mumyalaşan meyvelerin toplanarak toprağa gömülmesinin büyük önem arz ettiğini bildiriyor.

Ağaçları hastalıktan korumak için her yıl çiçeklenmenin yüzde 5 ila 10 olduğu ilk çiçeklenme dönemi ile yüzde 90 ila 100 olduğu çiçeklenmenin tamamlandığı son dönemde olmak üzere zirai ilaçla mücadele edilmesi gerektiği belirtiliyor.