Köyde, bağda bahçede gezerken, yere basamadan önce dikkatlice bakarım. Adımlarımı, karıncaları ezmemek için seçer, atarım. Onlar, doğanın, aile efradı, onlara, evlerinde, yurtlarında, kıyamam. Kuş sesleri, arı vızıltıları, uçan kelebekler, olmazsa, doğada olmaz. Onlar, doğanın, olduğu kadar bizimde yaşam, kaynağımız, zenginliğimizdir..
   Yurdumuzun en zengin doğa kaynaklarının olduğu bölgelerimizde, yaşamı renkli kılan, yaşamın can damarları, doğa zenginliklerimiz, barındırdıkları, yaşattıkları, yaşamlarla, canlılarla, birlikte, gözlerimizin önünde yanıp kül oldular. Acısı, insan olanların, hepimizin ciğerlerini yaktı.
    Binlerce canlı yeşil örtüyle birlikte yanıp yok. Oldular. İncitmekten sakındığımız Karıncalar, kelebekler, yılanlar, kaplumbağalar, solucanlar, bütün kanatlılarılar, kurtlar, tilkiler, yaban domuzları, doğayı süsleyen, zenginleştiren, sayamadığımız, renkler, yüzlerce yaşında, milyonlarca çamlar, bin bir çeşit, bitkiler, gözlerimizin önünde cayır, cayır, yanıp yok oldular..
     Ülke çapında büyük bir acı yaşatan, binlerce aileyi, evsiz bırakan, evlerini, canlarını, yakan yangın, ilimizin, Hozat ilçesi Boydaş köyü civarında da, yaşandı. Görüldü. Her yıl bu mevsimde, sıcakların zirve yaptığı mevsimde, bu tür yangınlar beklenirdi. Geçmişte, DERSİM Coğrafyası çok yandı. Çok acılar yaşandı.
     Hozat ilçemizdeki yangını haber alınca Orman Müdürünü aradım. Orman Müdürü, yangın mahallindeydi. Yangını sordum.’ Yangın söndürmede kullanılacak Devletin bütün kurumları, araçları ile yangını söndürmeye çalışıyoruz. Başta Sayın Valimiz olmak üzere, üst düzey bütün yetkililer yangın mahallinde, yangını söndürmek için çalışmaktadırlar. Yangının yayılmasını önleyecek tedbirleri aldık. Yangını, çember içine aldık. Kısa zamanda söndüreceğiz.’ Dedi.
    İkinci gün yine sordum. Sabahın Saat 5 şin de kalktığını, ekipleri ile birlikte yangın mahalline gittiklerini, sönen yangın alanlarının soğutma çalışmalarını yaptıklarını anlattı.’ Dün olduğu gibi Yine Sayın Valimiz, beraberindekilerle erken saatlerde,yanımızda, yangın yerinde çalışmaları izlediler. Çalışmalara katıldılar.’ Dedi.
  Bir sonraki gün, Orman Müdürünü yine aradım. ‘Yangını tamamen söndürdüklerini, herhangi bir tehlikenin söz konusu olmadığını söyledi. Sayın Valimizin, başından beri yanlarında, yangın mahallinde olduğunu, çalışmalara, doğrudan katıldığını, sıcak yaklaşımı herkesi daha çok teşvik etti. Bizi, çalışmaları, hiç yalnız bırakmadı. Hep yanımızda oldu. Burada görevim süresince, Çok ça yaşanan orman yangınlarına tanık olduk. Yaşadık. Yangın mahallinde, hiçbir Valiyle bir araya gelmedik. Bu güzel örnek, bizi çok sevindirmişti. Çok şaşırtmıştık.’ Dedi.
    Sayın Orman Müdürüne, Söndürme çalışmalarına katılmak için gelen Sayın Belediye Başkanı, niye engellendi. Söndürme çalışmalarına katılmasına niye izin verilmedi. O da, Devletin resmi, önemli bir kurumunun başı, onunda hakkı, izni, olmalıydı. Antalya’daki yangın söndürme çalışmalarına belediyeden özel ekip gönderip katılan başkana. Kendi ilinde çıkan yangını, söndürme çalışmamalarına katılmasına izin verilmemişti.’ Diye sordum.’ Kusura bakmayın. Bu konuda benim söyleyeceğim bir şey yok. Yalnız bildiğim, yangın alanlarının, Özel Güvenlik Bölgesinde olduğu, Yere döşenmiş patlayıcıların olabileceği uyarıları, yapılmıştı.’
    Yıllar önce şehrin hemen yakınında, Cumhuriyet Mahallesinin üstündeki ormanlık alanda, yangın çıkmıştı. İki günde söndürülmemişti. Hürriyet Muhabiriydim. Vali Beyle makamında bir araya gelmiştik. Yanı başımızda çıkan yangının hala söndürülmediğini sormuştum. Eski Valilik makamında, pencereden yangın yerine bakarak, söndürülmekte olduğunu söylemişti. Şehrin yanı başındaki yangının geç söndürülmesi halktan, eleştiri almıştı.
    Yangın konusunda çok büyük hassasiyet gösteren, ilk örnek olan Sayın Valimiz, oldukça, DERSİM Coğrafyasındaki ormanlar, güvence altında olacaktır.
    Devlet adamlığının tarifi budur işte.
   +      +     +
  MUNZUR SUDAN
   Ovacık MUNZUR SU tesisinde görev yapan Bir işçi temsilcisi. Aradı. Bir önceki MUNZUR SUYUNU konu alan yazımda, işçilerin istekleri doğrultusunda, 4 gün tatil yapılarak tesisin kapatıldığını, üretim yapılmadığının doğru olmadığını, İki gün, tatil yaptıklarını, üretimin aksamaması  için Pazar günleri bile çalıştıklarını, zaman zaman vardiyalı çalışmalarda, fedakârlık ettiklerini, fazla çalıştıklarını, ifade ederek, sıkıntının işçilerin tatil yapmasından değil, sıcak mevsimde, aşırı talepten yaşandığını, Tatili, nakliyecilerinde, isteyip yaptıklarını, ifade ettiler.