Evim, gazete yerine, yaklaşık 500 metre uzaklıktadır. Yıllardır. Sürekli yürüyerek gider gelirim. Bazen de yürümek için yolumu uzatırım. Bu günlerde, güneşin korkusu ile iş yerime, yürüyerek, gitmekten korkuyorum. Korkarak dışarı çıkarım.,  Güneşten sakallanacak, korunacak, yer ararım. Kenar, gölgelik yerlerden adeta saklanarak yürürüm. Güneş o kadar yakıcı, korkutucu olmuş ki, âdeta insanları kovalar gibi. Doktorum. Güneşte, dışarı çıkma diyordu.
    Günlerdir. Dünya, güneşin yakıcı sıcağından adeta kavruluyor. Kuraklık, çok büyük bir tehlike olarak kapıda. Su kaynakları, göller, bir, bir çekilip kurumaktadır, Sulanmayan ağaçlar kurumaktadır. Köy de, ağaçları, sulamak için yaptığımız havuzda su yok. Köyün içme suyu da azalmış. Böyle giderse, yağışlar olmazsa, yer altı suları yok olur. Biter.
    Dünyanın iklimini düzenleyen, koruyan, buzullar, Artan sıcaklık nedeni ile çok hızlı bir şekilde erimektedir. GRÖNLAND DA bir günde 8 milyar, ton buz erimiş. Eriyen buzun oluşturduğu su. Amerika’nın FLORİDA eyaletini, yarım santim su ile kaplayacak kadarmış. İki günlük yapılan ölçümlerde, iki günde,17 Milyar ton buz erimiş. Sıcaklar devam edip arttıkça da erimeye devam edecektir.
    Giderek eriyen, buzullar, tamamen eridiğinde, okyanuslar, denizler, yeryüzünde, 65 metre yükselecek.65 Metre yükselen sularlar la, dünyanın birçok ülkesi, sular altında kalarak, haritadan silinecektir. Buzulların erimesiyle artan sıcaklar, yaşamı yaşanmaz, Hale getirecektir. Su basmayan ülkelerde de insanlar, canlılar, yakıcı öldürücü sıcakların, etkisiyle yok olup gideceklerdir. ÇORONA virüsü gibi salgın, bulaşıcı hastalıklarda, çıkacak, yaygınlaşacaktır. Giderek dünyada yaşam, yaşanmaz hale gelecektir.
    Milyarlarca yaşı olan dünyada, yaşamın sona ermesine sebep olan doğa olayları, neden, nerden kaynaklanmaktadır. Sorusunu, insanoğlu dönüp kendisine sormalıdır. Çünkü bu doğa olaylarına sebep olanlar, bizzat, insanoğlunun ta kendisidir. İnsanoğlu, yaşama can veren, atmosfere, o kadar çok egzoz zehirli gazlar, salıyor ki. Dünyaya, çarpıp dönmesi gereken güneş ışınları, çarpıp, dönemiyor. Atmosferi saran kirli zehirli gazlarda, dünyayı saran atmosferde, kalarak, ısı derecesini sürekli artırıyorlar.
    İnsanoğlu, bütün bu yaşananları gördüğü, yaşadığı halde, hiçbir tedbir almıyor. Aksine, daha çok sıcaklık artsın, diye, atmosfere sürekli zehirli, kirli, gaz pompalıyor. Günde, milyarlarca araç, kara taşıtları, deniz taşıtları, hava taşıtları, elektrik santralleri, fabrikalar, Gökyüzüne zehirli gaz, salıyorlar.
    İnsanoğlu iki adımlık yere bile arabayla gidiyor. Arabası olan, toplu taşıt araçlarına binmiyor. Dünyada 5 milyar insan varsa onun yarısı kadar, atmosferi kirleten, kullandığı araçlar, vardır. Hele bizim gibi ülkelerde, araç keyfiliği, gelişmiş uygar ülkelerden, çoktur. Uygar ülkelerde, atmosferi kirletmemek için bisiklet kullanılırken, bizim gibi ülkelerde, bisiklete, çocuklar, biner. Büyükler, binmez. Büyüklüğüne, yakıştırmazlar. Bisikletin yolu da yoktur. Parkı da. Avrupa’da, gördüğüm,  Binlerce bisikletin park ettiği yer, bir araba, parkı kadardı.
    Hemen herkes özel araç sahibi olmanın, yarışı içindedirler. İki adımlık yere, özel araçla gidilir. Atmosferi kirletirken, yaşamı da, trafikte tehlikeye atarlar
   Uygar ülkelerde, başbakanlar, hatta krallar, büyük adamlar, gidecekleri yere, zaman zaman, bisikletle giderlerken, Bizim gibi ülkelerde, bizde, büyük makamlı adamlarımız, bayram ziyaretine, bile Onlarca, Yüzlerce, araçla, giderler. Atmosfer, Yaşam, akıllarına gelmez.
   Dünyada yaşam, bu kadar tehlikeye girerken, uluslararası bir tedbir almanın, gündeme getirmenin, girişimi, çabası, da yoktur. Sanki bütün ülkeler, sus, pus, gibi. Habersizdirler.
    İnsanoğlunun, tutuşturduğu dünya, cayır, cayır yanıyor. Şimdilik bunu göremeyenlere, yaşamayanlara da, sıra gelecektir. Bu virüs, bütün dünyaya yayılacaktır.
   Bu hızla gidiş te, kurtuluş, yoktur.
   Bu büyük suç. Bizim, İnsanoğlunun suçudur.