BANA BİR ŞEY OLMAZ

    Maskesiz, kalabalık, ana caddede yürüyordu. Genç, tanıdık bir yüzdü. Elimle maskesiz olduğunu işaret ettim. Güldü. ’Hocam bize bir şey olmaz.’Dedi. Yürüdü gitti. Arkasından acı acı baktım.
  ‘Size bir şey olmazmış. Olur. Olur. Hem de çok kötü olur. Bulaştıracağın, Anneni, babanı, kardeşlerini, varsa eşini çocuklarını, yakınlarını, temasta bulunduğun yakın arkadaşlarını, dostlarını, kaybedersin. En çokta sen kaybedersin.’ Dedim.
   Basının, televizyon kanallarının sağlık uzmanlarının, çalışanlarının, hastalığı atlatmış olanların, sokaklarda uyarı görevini sürdüren emniyet görevlilerinin, bütün uyarılarına rağmen hala bu uyarıları, sağır sultan duyduğu halde duymayan, işitmeyen sağır sultandan sağır, insanlarımız var.
    Dün, güvenlik görevlileri ile sağlık çalışanları, sokaklarda, iş yerlerinde, iş hanlarında, vatandaşları, sıkı bir şekilde uyarıyorlardı. Çok sevinmiştim. Artık bundan böyle herkes maskesini takar. Sokaklar da kapalı yerlerde sağlık güvenceye alınır. Diye düşünmüştüm. Bu gün iş yerime gelinceye kadar, yine bana bir şey yapmaz diyenlere, çokça rastladım. Üzüldüm.
   Devlet makamlarının, vaktinde tedbir almakta, eksiklikleri olsa da, en üst makamlardan, hemen her gün gerekli uyarılar, yapılmakta, tedbirler alınması istenmekte, alınmaktadır.
   İlimizde de Valilik tarafından, bizzat Sayın Valimiz, tarafından, sık, sık uyarılar yapılmakta, tedbirler alınmaktadır. Dün vilayet konağına gitmiştim. Geçte olsa alınması gereken tedbirler alınmıştı. Girişte ateş ölçüldüğü gibi gidilecek makamında kaydı yapılmaktaydı. Ateş ölçen görevli bayana, ‘Ateşi fazla çıkan oldu mu? Diye sordum. Bir hafta oldu. Yok. Çıkmadı. Dedi. Bu tedbirlerin yanında resmi kurumların, çay ocakları kapatıldı. Çay ocaklarında cam bardaklar yasaklandı. Kronik hastalığı olanlar, izini sayılmaktadırlar.
   Önemli olan maskenin yanında, mesafede oldukça önemli bir tedbirdir. Belli bir mesafeye dikkat edilirse, ağızlardan sıçrayan, CORONANIN, saklandığı tükürükler, tutunacağı, bulaşacağı, insan, bulamaz. Yere düşer. Onun için sokaklarda, kapalı yerlerde, özellikle hemen herkesin girdiği marketlerde, lokantalarda, toplu törenlerde, mesafeye mutlaka, özen gösterilmeli, dikkat edilmelidir. İş yeri ortamında, maske, mesafe ihmal edilmemelidir. Bir önceki yazımda kaldırımların, bazı esnaflarla, bankalarla, daraltıldığını, insanların sürünerek veya sıra bekleyerek geçebildiklerini yazmıştım. Bu durumda, mesafeye dikkat edilmemektedir.
   HİJYEN, üçüncü önemli bir tedbirdir. Derler ya temizlik imandan gelirmiş. Temizliğin, insan yaşamı sağlığı için ne kadar önemli olduğunu ifade eden bir atasözüdür. Günlük temizlik insan yaşamında günün en ilk görevi olduğu gibi, gün boyu süren bir sağlık görevi olmalıdır. Köydeki çocukluk yıllarımda, annem, babam, bize her gün sabah kalkar kalkmaz ilk işimizin elimizi yüzümüzü yıkamak olduğunu öğretmişlerdi. Şehir yaşamında bu öğüdü, zaman, zaman unutur olmuştuk. CORONA tehlikesi yaşanınca, Hanım her sabah, kahvaltı sofrasında,’ Ellerini yıkadın mı .’Diye sorar. Bu sorgu, gün boyu sürer.
     Herkes şunu iyi bilmeli ki, tehlike olduğundan çok daha büyük. Birinci dalgayı, geçmiş durumda, İlimizde daha önce birkaç tane vaka varken, yakın temas sonucu bu gün iki bine yakın vakanın olduğu, ayrıca 10 tane sağlık çalışanının bu salgına yakalandığı söyleniyor. İlimizin tek devlet hastanesi neredeyse normal hastalara kapatıldı. Hasta hanenin büyük bölümlerinin, yoğun bakımın, CORONA hastalarına tahsis edildiği kamuoyunda konuşulmaktadır. Daha önce ölüm vakalarının yaşanmadığı illerden biri olan ilimizde, bu salgından yakın zamanda, ölümler yaşandı. Yoğun bakımda, ölümün eşiğinde hastaların olduğu gerçeği var. Büyük kentlerde bütün ülkeye yaz mevsimi ile birlikte, göçler, dağılmalar, düğünler, tatil yerleri, plajlar Ülke çapında, salgının yayılmasına yol açtı. Ülke çapında, özellikle büyük kentlerde, bütün hasta haneler, yoğun bakımlar, tamamen dolmuş durumda. Salgın, bütün ülkede, hatta dünyada, hızla yayılmaktadır.
    Yaşanan bütün bu bunların yanında, hiç kimsenin ‘Bana bir şey olmaz. ’Demeye hakkı yoktur. Bu sorun, onu, diyenlerin, sorunu değil. Bütün dünyanın, bizim, hepimizin, öncelikli yaşam sorunudur. Herkesin, uymak zorunda olduğu katı, yasal, kurallardır.
    Vatandaşın bu kurallara uyması istenirken, Devlet kurumları da gerekli tedbirleri geciktirmeden almalıdır. Dış illerden gelenler, mutlaka kontrollerden testlerden geçirilmelidir. Günlük hasta hanedeki görevlerini sonrasında topluma karışan sağlık çalışanlarına, sık sık testler, yapılmalıdır. Bu tarihi süreçte hayatlarını ortaya koyarak hizmet veren sağlık çalışanları, mutlaka ödüllendirilmelidir. Ücretleri artırılmalıdır. Testler, normal hastalara, şüpheli temaslara, yapılarak salgının, daha çok yayılması önlenmelidir.
    Rahmetli annem, ’BUDA GEÇER.’ Derdi.
    Buda geçecektir.