ARDINDAN

 İlimizde, en büyük devlet bankasının, ZİRAAT BANKASININ, Müdürüydü.
  DERSİMİ, çok sevdiğinden, ikinci kez, DERSİMDE göreve talip olmuş. Ziraat Bankasına, ikinci kez Müdür olarak atanmıştı.
  Bingöllüydü. DERSİMLİLERE, hemşerim diyordu. Tanısın, tanımasın, herkesle, tanıdık dost gibiydi.
  Yüzündeki gülümseme, sıcaklık hiç eksilmezdi. Makam odası DERSİMLİLERE, herkese, açıktı. Bankayla işi olanların islerini zaman, zaman doğrudan kendisi takip eder. Yaptırırdı.
  Hiçbir DERSİMLİ, onun yönettiği Ziraat Bankasından şikâyetçi olmamıştı.
  Dersimde, düzenlenen bütün etkinliklere katılır. İlin bütün sorunlarıyla yüzleşir. Toplumu ile buluşurdu.
   Dersim Halkının, iyi gününde kötü gününde dostuydu. Acılarını, sevinçlerini, paylaşırdı.
   Yenilliklere, gelişmelere, açık aydın, demokrat, bir kişilikti.
    Tayin istemesin diye hep söylerdim. O da, “Kendi ilime verirlerse isterim. Vermezlerse, Tunceli’den başka hiçbir yeri istemem. Tunceli’yi seviyorum. Yerimden memnunum” derdi.
   Kendi iline, Bingöl’e, tayininin yapıldığı haberini aldığımda, bir dostumu, bir yakınımı, kaybetmişim gibi üzüldüm.
   Tunceli Ziraat Bankası şubesine her gittiğimde, onun gülen yüzüyle, orada, olmasa da buluşacağım.
   O DERSİMLİLERİN dostuydu.
   O, Müdür gibi müdürdü.
   Güle, güle, dostum.
   Sizi, hep sevgiyle, saygıyla hatırlayacağız.