24 Temmuz bizim gazetecilerin günüdür. Bayramıdır.24 TEMMUZ 1908 yılında, ülkemizde, sansürün kaldırıldığı gündür. Gazetecilerin bayramıdır. Dünya uygar ülkelerinde, gazetecilere, baskı, sansür, kontrol, uygulanmaz. Bu ülkelerde, basın özgürdür. Bizde, Osmanlı döneminde,1908,yıllarında, çok eski yıllarda, sansür kaldırıldığı halde, zaman zaman sansür yine uygulanmıştır. Hala günümüzde, gazetecilik, haber, yaptıkları için, birçok gazeteci yargılanmış. Hapis cezası ile cezalandırılmış. Onlarca gazeteci hapis yatmaktadır.
           Çokça çalışanları olan kurumlar için yılda bir kez kutlama günleri yapılırken, gazetecilerin, yılda 3 gün kutlama günleri vardır.24 Temmuz, GAZETECİLER BAYRAMI,21 Ekim, DÜNYA GAZETECİLER GÜNÜ,10 Ocak ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ, olmak üzere yılda, 3 gün gazeteciler günü olarak kutlanmaktadır.
            Bu kadar önemli bir kurum, olan, halkın, toplumun, gözü kulağı olan gazeteciler, taraflı yayın yapmalarını isteyen, yönetimler, çevreler, tarafından, hak ettikleri ilgiyi, saygınlığı, göremezler, Gerçekleri yazan gazeteciler, zaman zaman hedef olurlar, Hak etmedikleri suçlamalarla karşı karşıya kalırlar.
             1993 yılında,30 yıllık öğretmenlik mesleğine son vererek emekli oldum. Aynı yıl bana Tunceli HÜRRİYET Muhabirliğini verdiler. O tarihlerde Tunceli’de, sadece iki muhabir vardık. İnternetin olmadığı, gazetelerin, günlük yaşamda, önemli yer tuttuğu yıllarda, gazetecilik, muhabirlik, oldukça popüler, saygı, ilgi, gören bir meslekti.
             O yıllar, FETO çetesinin, Emniyet teşkilatında örgütlendiği, büyük ölçüde, emniyeti, ele geçirdiği yıllardı. İsmail KERİMOĞLU adlı bir FETÖCÜ, Terörün başına getirilmişti. Emniyet teşkilatında tek yetkiliydi. Emniyet Müdürünün değil, onun dediği oluyordu. Valinin de sözü geçmiyordu. Gazete dağıtım yerini işleten, Rahmetli oğlumu keyfi olarak gözaltına aldırmıştı. Emniyet Müdürünün, Valinin emrine rağmen, işkence izleri giderinceye kadar gözaltında tuttular. Sonuçta oğlum berat etmişti.
             FETÖ, HOCAEFENDİNİN, kurban Bayramında gönderdiği 400 adet kurbanı, İsmail KERİMOĞLU, kestirmiş, dağıtmıştı, bunun haberini yapmadığım, karşı olduğumu bildiği için keyfi olarak, yasak gazete satmaktan, gazete satışlarından ilgim olmadığı halde, gözaltına aldırmıştı. Parmak izlerimi aldırarak, fotoğraf çektirerek, hakkımda suç kaydı oluşturmuştu. Savcılığa, mahkemeye çıkmadığım halde hakkımda bir soruşturma yapılmadığı halde, keyfi kanunsuz bir şekilde oluşturulan suç kaydı, hala kayıtlı, yol kontrollerinde, ortaya çıkmaktadır. Aynı KERİMOĞLU, FETÖNÜN, bütün Türkiye’deki önemli yetkililerinden biriydi. Bunu dilekçe ile İç İşleri Bakanlığına bildirdim. .Cevap vereceklerini, İnceleyeceklerini bildirdikleri halde, hala bir haber çıkmadı. Anlaşılan yaptıkları yanına kar kalacaktır.
             27 Aralık olayı yaşayana kadar emniyet kadroları, onların elindeydi.  Onların hükmü altındaydı.27 Aralık öncesi, gece evlere, ayakkabılara galoş takmadan girmeler, aileyi kadın çocuk ayırmadan yerlere yatırmalar, hatta kapı kırmalar, sık sık yaşanıyordu. Bu keyfilikleri dile getirip yazınca, günün emniyet Müdürü beni aramıştı.’ Bunları engelleyemem, müdürlükte 3 önemli yetkili birimin, gözleri üzerimde, her hangi bir şey yapmaya kalkarsam, beni bir gün bile burada tutmazlar demişti.’27 Aralıkta Müdürlükte 7 tane FETÖCÜ müdür yetkili görevinden alınınca, aynı emniyet müdürü, karşı çıkmış. İstifasını vermişti.
           O günün koşullarında, gazetecilik görevimizi, toplumu, aydınlatmak bilgilendirmek için, tarafsızlık kuralları içinde yaptık.
       Yapmaya devam ediyoruz.