Bu gün, Hazreti Ali’nin “Köle olurum” dediği öğretmenlerin günüdür.
 Bu gün, Atatürk’ün, “toplumun düşmanı cehalettir. Cehaletin düşmanı öğretmenlerdir” dediği öğretmenlerin günüdür.
 Bu gün, Atatürk’ün, “Milletleri kurtaran, yalnız ve ancak öğretmenlerdir” dediği öğretmenlerin günüdür.
Bu gün, Öğrencinin,

“Öğretmenim bilir misin?
 Seni nasıl sevdiğimi,
Sorsan bana nerede,
Gösteririm ben kalbimi.

Ana değil Ana gibi.
Baba değil, baba gibi,
Öğretmenim bende sevgin,
Can içinde bir can gibi” dediği gündür.

 Bu gün, Tunceli’nin eğitimdeki başarısında, payı olan, yıllarca öğretmenlik yapmış, mesleklerinden, öğretmenlikten, ihraç edilmiş, öğretmenlerin, aramızda olmadığı bir gündür.
     24 KASIM, Atatürk’ün, Başöğretmenliği kabul ettiği tarihtir. 1992 yılında 24 Kasım, ÖĞRETMENLER GÜNÜ olarak resmen kabul edilmiş,1981 yılından beri de Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.
    Her yıl olduğu gibi bu yılda törenlerle kutlandı. Atanın büstüne çelenk koyma töreni sonrası Kültür Müdürlüğü, konferans salonunda düzenlenen kutlama yoğun katılımlı bir kutlamaydı. Salonu deyim yerindeyse öğretmenleriyle birlikte, tıka basa dolduran öğrenciler, renkli giysileriyle salonu çiçek bahçesine benzetmişlerdi. Aynı yoğunlukta çıkardıkları sesler, çiçeklere konan kelebeklerin arıların sesleri gibiydi. Sahnenin önünde protokol yerinde başta Sayın Valimiz, öğretmenlerin müdürü Milli Eğitim Müdürü olmak, üzere Üniversitemizin Rektörü, Alay Komutanı, Başsavcı, kurum müdürleri, yerlerini almışlardı.
   Milli Eğitim Müdürü, yaptığı konuşmada, “Atatürk’ün, aydınlattığı yolda yürüyen öğretmenler, aydınlık meşalesini elden ele gönülden gönül e,yeni nesillere taşımaktadırlar. Bir öğrenciye, yeni nesle, güzel ahlakı, sevgiyi, saygıyı, doğruluğu iyiliği, barışı, öğreten, kazandıran şüphesiz ki öğretmenlerdir. Siz, öğretmenlerin, velilerin, katkısı çok büyüktür. Bunun yanında Sayın Valimizin de katkısı büyüktür. Huzurlarınızda kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.
     Sayın Valimiz, günün anlam ve önemi üzerine yaptığı konuşmada,’tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlayarak, “Tunceli’yi eğitimde söz sahibi yapan, öğretmenlerimizi, tebrik ediyorum. Bunun uyanında tüm velilerimizi, öğrencilerimizi, tebrik ediyorum. Başarılarının devamını diliyorum. İlimizde şehit edilen Necmettin Yılmazla birlikte tüm şehit öğretmenlerimizi rahmetle anarken, bütün öğretmenlerin öğretmenler gününü kutluyorum” dedi.
     Konuşmalar sonrası öğrencilerin düzenlediği tiyatro gösterisinin yanında öğretmenlerden oluşan müzik korosu parçalarını çaldı. Zeybek, efe oyunu oynandı.  Halayı oynanmadı.
     Program sonunda çeşitli dallarda, okullarında birinci olan öğrenciler, sahneye çağrılarak ödülleri verildi. Resim dalında birinci gelen miniklerin yüzlerindeki sevinç, sahnenin en renkli karesiydi. Sayın Valimiz, ödül alan öğrencilerin hepsini, tek tek kutlayarak birlikte resim çektirdiler. Günün anlamında, iki emekli öğretmene, plaketlerini veren Sayın Valimiz, EMEKLİ bayan öğretmenin elini öptü.
    Akşam, ilin ünlü Şar oğlu otelinde, davetlilere, öğretmenlere verilen yemekle öğretmenler günü kutlanmış olacaktı.
     Bu yıl Tunceli’de kutlanan öğretmenler günü, Tunceli’ye, eğitim öğretimde yıllardır üst üste birincilikler kazandıran, o başarılarda büyük payı olan öğretmenlerden yoksun olarak kutlandı. Onların yokluğu, toplum olarak paylaşılmasına, hissedilmesine rağmen, onlar, öğretmenler gününde yoklardı. Aileleri, okullarda okuyan çocukları, yoklardı. Çünkü onlar, yıllarca emek verdikleri mesleklerinden uzaklaştırılmış. Atılmışlardı. Onların, tek suçunun, hukuk devletinde ,önemli bir yeri  olan yasal  olan,sendikaya üye oldukları için mesleklerinden atıldıklarını söyleniyordu. Ülkem adına, bir emekli öğretmen olarak çok üzüldüm.
     Arya’ya, sordum. “Öğretmenler günüdür. Babanı kutladın mı” dedim. Gözlerini kaçırıp önüne bakarak, “Büyük Baba, benim babamı öğretmenlikten attılar” dedi. Ağladı. Benim de gözümde beliren yaşı, ondan saklamak için yüzümü başka tarafa çevirdim.