10 OCAK GÜNÜ, 53 YIL ÖNCE, 1961 Yılında, basın dünyasının, gazetecilerin, bayramı olarak ilan edildiği bir gündür. Daha sonraları, çalışan gazetecilere atfedilerek, DÜNYA ÇALIŞAN GAZETECİLERİN GÜNÜ olmuştur.
   Çalışan gazeteciler günü olarak yaşanan bu gün, ne yazık ki hakların, özgürlüklerin, kaybedildiği bir gün olmuştur.
   Bütün dünyada gazeteciler görevlerinden dolayı, çok çeşitli, saldırılara, haksızlıklara, uğrarken, en büyüğü, en fazlası, ülkemizde yaşanmaktadır.
   Sınır tanımayan gazeteciler örgütünün, dünya sıralamasında ülkemiz, 2002 yılında 99.uncu sırada iken, 2013 yılında 154. sırada yer almış. Hukuk devleti olmayan, hukukla yönetilmeyen, Afrika devletlerini, bile geride bırakmış. Gazetecilere yaptıkları ile dünya şampiyonu olmuş. Son sıralarda yer almıştır.
    Yüzlerce gazeteci siyasi baskı sonucu işten çıkarılmış. İşsiz bırakılmış. Gazeteleri, dergileri, televizyonları kapatılmıştır.
   Yine gazetecilere yapılanlarla, dünyada birinci olan ülkemizde, polis şiddetinden, birçok gazeteci yaralanmış. Dünyada hiçbir hukuk devletinde olmayan TERÖR YASASI ile, gazeteciler, meslektaşlarımız, teröristlikle,  suçlanmışlar. Özel terör mahkemelerinde yargılanmışlardır.
   İktidara yakın, uzak, diye gazeteciler bölünmüş. Ayırımcılık yapılmış. Eşitlik ilkesi, evrensel hukuk kuralları ihlal edilmiştir.
   Gazetecilerin görevlerini özgürce yapmalarını engellemek, doğruların yazılmasını , kamuoyunun, olup bitenlerden haberdar edilmesini, doğruları öğrenmesini engellemektir. Ülkeye, topluma, kötülük yapmaktır.
   Gazetecilerin özgürce, doğruları yazmasını, çalışmasını, engellemek, Hukuk devleti kurallarını inkâr etmek, tanımamaktır.
  Basın üzerinde baskı kurmak, özgürce çalışmalarını engellemek, baskıcı, totaliter, rejimlere özgü, evrensel insan hak ve özgürlükleri üzerinde baskı kurmaktır.
  Bunu yapan iktidarlarla, ülkemizin hukuk devleti kimliği gölgelenmiş. Dünya kamuoyunda saygınlığına gölge düşmüştür.
   Bütün dünya, bütün insanlık, bilir ki, toplumun gözü kulağı olan gazetecilerle, toplumlar, insanlık, aydınlanır. Kirliliklerin üstü örtülmeden, temizlenir. Onların doğruları dile getirmesiyle toplumsal aydınlanma, sağlanır. Onları dıştalamak, onların görevlerini yapmalarını engellemek, iktidarlara, ülkelere, kazandırmaz. Kaybettirir.
  Ülkemizin, gazetecilere yaptıkları ile dünyada şampiyon olması, 154.cü sırada yer alması, beni üzdüğü gibi ülkesini seven hemen herkesi, bütün gazeteci arkadaşlarımı da üzmüştür.
   Çalışan gazeteciler gününde, bizleri unutmayan, değer veren, bizleri önemseyen dostlarımız, çalışmalarımızda bize güç vermişlerdir..
    Sayın Valimiz, gazeteciler günü dolayısı ile yayınladığı mesajında, basının, Cumhuriyetin, demokrasinin, temel unsurlarından biri olduğunu, demokratik düzenin sağlıklı işlemesi için vazgeçilmez olduğunu, toplumsal kalkınmanın gelişmesinde, sağlanmasında, önemli bir yeri olduğunu, her şartta, gece gündüz demeden görevinin peşinde koşan gazetecilerin verdiği mücadelenin her türlü takdirin üzerinde olduğunu, söylediği gazetecilere çalışmalarında başarılar dilemiş. Makamında, yemekte, ağırlayarak, gazetecileri günlerinde onurlandırmıştır.
   Özel Munzur Koleji, her yıl yaptığı gibi basın çalışanlarını, sabah kahvaltısında ağırlarken, Sayın Milli Eğitim Müdürümüz, Ziya Polat, Valilik Özel Kalem Müdürü Mehmet Bey, Gazeteci arkadaşlara, Tunceli halkına, selam gönderen TAŞKESEN VALİMİZ, basın çalışanlarını, günlerinde yalnız bırakmamışlar. Başarı dileklerinde bulunmuşlardır.
    Akşam elinde bir demet çiçekle bize gelen ROŞVER,’Büyük Baba, senin gazeteci olduğunu bilmiyordum. Babam söyledi. Bugün sizin gününüzmüş. Size çiçek getirdim.’Diyerek, oda günümüzde bizi yalnız bırakmamıştı.
  10 OCAK DÜNYA ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜNDE